• Nenhum resultado encontrado

THE IMPORTANCE OF İBRAHİM ALÂETTİN’S (GÖVSA’S) NAMED ÇOCUK ŞİİRLERİ AROUND THE CHILDREN’S LITERATURE <br> İBRAHİM ALÂETTİN’İN (GÖVSA) ÇOCUK ŞİİRLERİ ADLI ESERİNİN ÇOCUK EDEBİYATINDAKİ YERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2016

Share "THE IMPORTANCE OF İBRAHİM ALÂETTİN’S (GÖVSA’S) NAMED ÇOCUK ŞİİRLERİ AROUND THE CHILDREN’S LITERATURE <br> İBRAHİM ALÂETTİN’İN (GÖVSA) ÇOCUK ŞİİRLERİ ADLI ESERİNİN ÇOCUK EDEBİYATINDAKİ YERİ "

Copied!
10
0
0

Texto

(1)

İBRAHİM ALÂETTİN’İN (GÖVSA) ÇOCUK ŞİİRLERİADLI ESERİNİN ÇOCUK EDEBİYATINDAKİ YERİ

A. Mecit CANATAK*

ÖZET

İnce ruhlu ve aşırı duyarlı bir kişiliği olan İbrahim Alâettin’in (Gövsa) çocuk eğitimi, çocuk psikolojisi ve Çocuk edebiyatı alanındaki çalışmaları ve analizleri dikkate değerdir. Türk Edebiyatında İbrahim Alâettin’e kadar Çocuk edebiyatı alanında birçok şiir ve düz yazı kaleme alınmış olmakla beraber, çocuk duyarlılığı noktasında önemli analiz ve bulguların onunla başladığı söylenebilir. Dolayısıyla Çocuk edebiyatının temellerini bilinçli bir şekilde oluşturanlardan biridir. Sanatçının 1911 yılında ilk baskısı yapılan Çocuk Şiirleri adlı eseri, Çocuk edebiyatı sahasında yazılmış önemli bir çalışmadır. Eserin önemi, alanında hem ilk olması hem de çocukların ruh hâliyle kaleme alınmış olmasıyla alakalıdır. Siyasi, edebi, hukuki, iktisadi, toplumsal ve düşünsel anlamda büyük değişimlerin olduğu ve arayışların yaşandığı Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerini idrak eden İbrahim Alâettin, muhtelif şekillerle kaleme aldığı bu şiirlerin vereceği duygu ve düşüncelerden çıkarılacak ibret ve nasihatleri çocukların zevk ve anlayışına bırakır.

Anahtar Kelimeler: Türk Edebiyatı, İbrahim Alâettin (Gövsa), Çocuk Edebiyatı, Çocuk Şiirleri.

THE IMPORTANCE OF İBRAHİM ALÂETTİN’S (GÖVSA’S) NAMED ÇOCUK ŞİİRLERİ AROUND THE CHILDREN’S LITERATURE

ABSTRACT

İbrahim Alâettin (Gövsa) has got an extremely sensitive and tactful personality. Furthermore he was interested in training children, psikology of children and litterature of children. His studies which about in that matters are very important. His poems and proses have been make out in Turkish

litterature. But İbrahim Alâettin’s poems and proses are the first important precisions. Accordingly he has been regarded the builders of the Children’s Litterary Çocuk Şiirleri (Child’s Poems) which published in 1911 is considerable study. İt is not only firstly product but also typed to state of mind of children. He comprehended political, literary, jurdicial, economical, social and intellectual issue of Tanzimat (Administratie Reforms, 1839),

Meşrutiyet (Constitastional Monarchy) and Cumhuriyet Devri (Cumhuriyet

Area). The conceptions and feelings which invented from his poems was

released by him is suitable of children’s minds.

(2)

GİRİŞ

Çocukluk çağının duygu ve düĢünce dünyasını anlatan her türlü edebî eseri içerisine alan bir disiplin olan Çocuk edebiyatı veya çocuklar için edebiyat, genel edebiyatın içerisinde tek baĢına ayrı bir yöneliĢ olarak kabul edilir. 1

Bu minval üzere oluĢan edebiyatın tam olarak hangi tarih kesitinde ve nerede baĢladığı tartıĢılan bir konudur. Bu belirsizlik ve tartıĢmaların temelinde de

Çocuk edebiyatının ne olduğu, bu kavramın ne ifade ettiği sorusu yatmaktadır.2

Ancak edebiyat

tarihine bakıldığında çocuklar için bir edebiyatın gerekliliği düĢüncesinin oldukça yeni olduğu görülür. Buna rağmen en eski sözlü edebiyat mahsullerinde bile çocukların yer alması dikkate değer bir ayrıntıdır. Buna paralel olarak dünyada Çocuk edebiyatının matbaanın bulunuĢuyla beraber ortaya çıktığı kabul edilir. Nitekim 16. asırdan itibaren kitaplar basılmaya baĢlanır. Söz gelimi Homeros ve Ezop Masalları gibi klasik eserler 17. yüzyıldan itibaren çocuklar için yeniden kaleme alınır ve düzenlenir. Özellikle Ġngiltere’de konuyla ilgili geniĢ bir literatür oluĢur. Robinson Crusoe (1719-1720, Daniel De Foe), Adventurs of Philip (Philip’in Serüvenleri, 1727, Dorrington),

Swiss Family Robinson (İsveçli Robinson Ailesi, 1814, Johann David Wyss), Gulliver’s Travels

(Guliverin Seyahatleri, 1726, Jonathan Swift) ve Alice’s Advertures (Alice Harikalar Diyarında, 1865, L.Carrol) gibi günümüzde de Çocuk edebiyatı açısından popüler olan bazı eserler 18. ve 19. yüzyılda ortaya çıkar ve bunlar birçok Avrupa diline çevrilir. Genel olarak eğitici ve öğretici nitelikleri ön plânda olan bu eserler etrafında büyük bir çocuk okuyucu kitlesi oluĢur.

Çocuk edebiyatının Fransız Edebiyatında popülerlik kazanması ise yaklaĢık 17. yüzyıla rastlar. Bunda ağırlıklı olarak bütün Avrupa’yı saran romantizmin etkisinin olduğu söylenebilir. Bu bağlamda La Fontaine’nin fablları büyük ilgi görür. Fransız Çocuk edebiyatı asıl geliĢimini ise 19. yüzyılda gösterir. Özellikle Jules Verne’in 80 Günde Devr-i Âlem, Deniz Altında 20.000 Fersah, Aya Yolculuk gibi serüven romanları ile Hector Malot’un mutsuz çocuklukları anlatan Sans Famile

(Kimsesiz, 1878) gibi romanları ön plana çıkan eserlerdendir. 20. yüzyıldan itibaren Çocuk

edebiyatı Fransa’da sadece ahlak dersi vermek ilkesinden uzaklaĢarak gerçekçilik ilkesine de uyar.

Antoine de Saint-Exupery’nin Le Petit Prince (Küçük Prens, 1943) adlı eseri bu değiĢime verilecek

en iyi örneklerden biridir. Amerika BirleĢik Devletlerinde de Çocuk edebiyatı yaklaĢık aynı dönemlerde popüler olur.3 Avrupa’nın diğer ülkelerinde de edebi alanda benzer geliĢmeler görülür.

Almanya’da Çocuk edebiyatının gösterdiği geliĢim çizgisi bunun en güzel örneklerindendir. 20. yüzyılın baĢlarında Alman halk hikâyeleri, masal ve Ģiirleri çocuklar için yeniden derlenir. Söz gelimi Grimm KardeĢler topladıkları halk masallarını yeniden derleme yoluna giderler ve eserlerini 1824’te yayımlarlar. Bütün bunlardan yola çıkarak Avrupa’nın Çocuk edebiyatı alanında aydınlanma, romantizm gibi olguların etkisiyle klasik ve modern eserler oluĢturabilecek düzeye geldiğini ve böylece Türkiye’de Çocuk edebiyatını etkilediğini söylemek mümkündür.

Türkiye’de Çocuk edebiyatı batıdaki geliĢmelere paralel olarak ortaya çıkar. Yazılı Çocuk edebiyatının geliĢmesine kadar bu ihtiyacı masallar, bilmeceler, ninniler, efsaneler vs. gibi sözlü halk ürünleri giderir. Sözlü gelenekten sonra da edebiyat eserlerinin çok tercih edilmediği görülür.

Bunun nedenleri arasında Doğu ve Ġslam toplumlarının çocuğa bakıĢ açısı ve çocuğa biçilen

toplumsal rolün önemli etkisi vardır. Orhan Okay’ın ifade ettiği gibi eski edebiyatımızda

çocukların ilgisini çekecek veya çocuklardan bahsedecek eser neredeyse yoktur. Sadece Ģairlerin zaman zaman modern anlatının geleneksel alt yapısını karĢılayan türlerden biri olarak kabul edilen

bazı mesnevilerde çocuklara değindikleri görülür. Halk hikâyeleri ve masalların bile hitap ettiği

1Çocuk edebiyatı ile ilgili tanımlamalar için bkz. A. Ferhan Oğuzkan; Çocuk Edebiyatı, Anı Yay., Ankara 2000, s. 2 ve Erdoğan Uludağ, “Çocuk Edebiyatı ve Klasik Dönem Örneğinde Nâbî’nin Hayriyye’si”, Turkısh Studies,

Volume 4/7 Fall 2009, s.775-777.

2 Bu tartıĢmalar için bkz.Müge Sucu Polat, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Şiirlerinde Çocuk Teması, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002, s.1 vd. ve Tâcettin ġimĢek, Çocuk Edebiyatı, Suna Yayınları, 4.b., Konya 2007.

3

(3)

kitle neredeyse çocuklar değil büyükler olur (Okay 1991:43). Dolayısıyla Türk Edebiyatının köklü geçmiĢine rağmen, Çocuk edebiyatının Tanzimat yıllarına kadar dikkate değer bir geliĢme göstermediği söylenebilir.

Tanzimat döneminde toplumsal yapının değiĢmesiyle birlikte çocuğun birey olarak algılanmasının yanı sıra roman ve öykü gibi düz yazı türlerinin edebiyata girmesi ve bu alanda da

yapılan çevirilerden sonra çocuklar için kitap hazırlanması düĢüncesinin yaygınlaĢtığı görülür. Edebiyatı aynı zamanda eğitim aracı, halk için mektep olarak değerlendiren Tanzimat sanatçıları, J.J.Rousseau’nun Emile önsözünde ifade ettiği gibi toplumsal kurtuluĢun çocuğun terbiyesine bağlı olduğunu kabul ederler. (Özkırımlı 1981: 33). Bu nedenle çocuklara yönelik eserlerin gerekliliğini savunurlar. Âkif PaĢa’nın ölen torunu için kaleme aldığı mersiye belki de bu dönemdeki ilk yerli ürünlerdendir.4

(Gariper 2005: 51-70). Ancak eser, sadece çocuktan bahsetmekle kalır, dolayısıyla

Çocuk edebiyatına bir derinlik getirmez. Ancak Âkif PaĢa’nın Ethem Pertev PaĢayla birlikte Türk

Edebiyatında Çocuk edebiyatı sahasında telif ve tercüme türünde ilk eserler veren sanatçılar olarak bilinir.

Dünya çocuk klâsiklerinin Türkçeye çevirileri de Tanzimat dönemine rastlar. Yusuf Kâmil PaĢa’nın Fenelon’dan çevirdiği Tercüme-i Telemak (1862) Türk Edebiyatındaki ilk roman çevirisi olarak kalmaz, aynı zamanda Çocuk edebiyatı sahasındaki ilk tercüme eserlerdendir. Çocukların toplumsal iĢlevlerinin Tanzimat döneminden itibaren önemsenmesiyle birlikte, çocuklara hitap eden, onların özel ilgi alanlarını ve becerilerini dikkate alan eserler yayımlanır. Söz gelimi Kayserili Doktor RüĢtü tarafından kaleme alınan Nuhbet’ül Etfal (Çocukların En Seçkini) adlı kitabın sonunda bazı hikâye ve fabllara da yer verilir. Bu dönemde ayrıca Tanzimat sanatçılarının diğer dillerden yaptıkları çeviri fablların da çocukları okumaya yönlendirme ve onların okuma gereksinmelerini karĢılama noktasında önemivardır.ġinasi’nin La Fontaine’den çeviri fablları ilk çeviri Ģiirler olarak da önemlidirler. Asıl itibariyle Çocuk edebiyatı içerisinde algılanan bu eserler, aynı zamanda büyüklere de hitap etmektedirler. Bunun nedeni Tanzimat edebiyatçılarının büyük küçük ayırımı yapmadan, bir bütün hâlinde toplumun eğitimine önem vermiĢ olmaları ve edebî eserleri bunun için önemli bir vasıta olarak görmeleridir.5

Siyasal yapıyla birlikte toplumsal yapının da değiĢime uğradığı II. MeĢrutiyet döneminde Çocuk edebiyatına da önem verilir. Dönemin basınında Çocuk edebiyatının önemine dair yazılar yayımlanır. Ali Nusret’in 1908’de Şûrâ-yı Ümmet’teki, aynı yıllarda Satı Bey’in Tedrisât-ı

İptidaiyye Mecmuası’nda yayımlanan yazıları bunlardan ilk akla gelenlerdir. Yeni yönetim,

çocukları ve genç nesilleri geleceğe hazırlamak için çocuk eğitim ve öğretimine önem verir. Kısa süre içerisinde Ġbrahim Alâettin’in Çocuk Şiirleri (1911), Ali Ulvi Elöve’nin Çocuklarımıza

Neşideler’i (1912) ve Tevfik Fikret’in Şermin’i (1914) ve çocuklar için birçok eser kaleme alan

Ziya Gökalp’in Kızıl Elma’sı (1915) yayımlanır. Doğal ve duru bir Türkçeyle yazılan bu Ģiirlerde

genel olarak yurtseverlik, insan sevgisi, doğruluk ve iyilik gibi kavramlar üzerinde durulur. Ziya

Gökalp kendi Türkçülük düĢüncesi içerisinde sonraki yıllarda da çocuklar için Ģiir yazmayı ilke

edinir.

Edebiyatımızın Tanzimat’tan sonraki dönemlerinde de bütün türlerde olduğu gibi Ģiir vadisinde de Çocuk edebiyatı üzerine geniĢ bir kadro oluĢur. Ancak bazı örneklere rağmen

4 Âkif PaĢa’nın “Mersiye”si için bkz. Cafer Gariper, “Akif PaĢa ve Torunu Ġçin Yazdığı Bir Mersiye Üzerinde Bir Değerlendirme”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları, nr.3, Güz 2005, s.51-70.

(4)

Tanzimat döneminden II. MeĢrutiyet yıllarına kadar gerçek anlamda çocuk Ģiirlerinin yayımlanmadığı kabul edilir. (Polat 2002: 53).6

1908’den sonra Ģiir dahil bir çok türde çocukların daha sık yer almaya baĢladığı görülür. Bunda devrin eğitimcilerinden Satı Bey’in rolü göz ardı edilemez boyuttadır. Satı Bey 1910’da zamanın sanatçılarını, idarecilik yaptığı Ġstanbul Öğretmen Okulu’nda toplayarak bir konuĢma

yapar. KonuĢmasında özetle Ģair ve bestekârların Çocuk edebiyatına eğilmelerini ister.7Bu çağrıya

Ġbrahim Alâettin, Ali Ulvi Elöve ve Tevfik Fikret baĢta olmak üzere birçok Ģair kulak verir. Ġbrahim Alâettin’in bu çağrı üzerine 1911’de yayımlanan Çocuk Şiirleri adlı kitabı Türk Edebiyatında Çocuk edebiyatı alanında yazılmıĢ ilk telif eser olarak kabul edilir.

Görüldüğü üzere Çocuk edebiyatı demek çocukça duyguları avundurmak değil, asıl itibariyle çocukların ruh dünyasını anlamak ve edebiyat eserlerine yansıtmak demektir. Dolayısıyla Çocuk edebiyatı, çocuklara karĢı duyulan ilginin bir ürünü olarak ortaya çıkar. (Okay 1991: 48)

A-İbrahim Alâettin ve Çocuk Şiirleri

Çocuk Edebiyatının ilk örnekleri, Darü’lmuallimîn müdürü Satı Bey’in telkinleriyle

verilmeye baĢlanır. Satı Bey, Tedrisat-ı İbtidaiyye Mecmuası’nın(1909) ilk sayısında yayımlanan bir yazısında “çocuk Ģiirlerine ve çocuk Ģarkılarına muhtacız” Ģeklinde bir ifade kullanır. Ardından bu görevdeyken Ģiir ve müziğin çocuk terbiyesindeki önemine dikkat çeken bir konferans da verir. (Gürel 1995: 9-10). KonuĢmasında tüm Ģairleri ve musikiĢinasları bu vadide eser vermeye davet

eder. Bu çağrıya icabet eden ilk sanatçılardan biri de hukuk mezunu Ġbrahim Alâettin olur.8

Mizah ustalığı ve eğitimci yönleriyle de Türk eğitim ve edebiyat tarihinde önemli bir yere sahip olan Ġbrahim Alâettin’in çocuk eğitimi ve psikolojisinin yanı sıra Çocuk edebiyatı sahasında da önemli bir isim olduğu söylenebilir. Edebiyata Ģiir yazarak baĢlayan Ģairin ilk çocuk Ģiiri Musavver Terakki’de neĢredilir. 1908’den itibaren de birçok dergide bu tarz Ģiirleri yayımlanır.

Buradan hareketle Ġbrahim Alâettin’in sadece çocuk Ģiirleri alanında değil, genel olarak Çocuk edebiyatından bahsedilirken akla ilk gelen isimlerden biri olduğu kabul edilir. Çocuk Şiirleri adlı eserinin yayımlandığı veya yeni baskılarının yapıldığı yıllarda (1911-1920), çocuk dergi ve

gazetelerinin sayısında da artıĢ görülür.9Bunun yanı sıra

Bedii Terbiye adlı eseri de yayımlanır. Ġlk

kez 1341(1925) yılında Tanin Matbaası tarafından yayımlanan eserde, estetik ve eğitim iliĢkisinin yanı baĢında Çocuk edebiyatının ne anlama geldiği tartıĢılır. (Gövsa 2006: 80 s.). Bu bağlamda Gövsa’nın Çocuk edebiyatımızdaki asıl öneminin, estetizmi göz ardı etmeden eğitici olmayı

hedefleyen ilk çocuk Ģiir kitabını yayımlamasından kaynaklandığı söylenebilir. ġair, Ģiirlerini

basıma hazırlarken devrin büyük Ģairi Abdülhak Hâmid’e gösterir. Hâmid, bu Ģiirlerini öven bir

mektup kaleme alır. Ġbrahim Alâettin, Hâmid’in ölümü üzerine kaleme aldığı bir yazısında büyük

Ģairin kendisi için kaleme aldığı bu edebî mektubu kelime kelime ezberlediğini ifade eder.

Ġbrahim Alâettin çocuk psikolojisi üzerinde de düĢünür ve çalıĢır. Bu bağlamda Çocuk

Ruhu ismiyle bir kitap yayımlar. Eser sonraki yıllarda yapılan bazı değiĢiklerle ve ilavelerle Çocuk

6 Bkz. Cafer Gariper, “Akif PaĢa ve Torunu Ġçin Yazdığı Bir Mersiye Üzerinde Bir Değerlendirme”,

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları, nr.3, Güz 2005, s.51-70

7Satı Bey’in konuĢması için bkz. Ali Ulvi Elöve, Çocuklarımıza Neşideler, Ġstanbul 1327, 9 -10.

8Ġbrahim Alâettin’in hayatı için bkz. Zeki Gürel, İbrahim Alâettin Gövsa, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1995, s.1-4; Nihat Sami Banarlı, “Ġbrahim Alâettin, Hürriyet, 30.10.1951; Ġsmail Habip Sevük, “Ölenlerin Arkasından”,

Cumhuriyet Gazetesi, 4.11.1949; Mehmet Behçet Yazar, Edebiyatçılarımız ve Türk Edebiyatı, Kanaat Kitabevi, Ġstanbul 1938, s.201-214. (Ġbrahim Alâettin, hâl tercümesi ve edebi Ģahsiyetinin izahının yer aldığı bir mektubu Mehmet Behçet Yazar’a gönderir). A.Emin Yalman bir yazısında ondaki Türkçe sevgisini bir hatırayla anlatır. (Bkz. ”Ġbrahim Alaattin’in Mezarı BaĢında”, Vatan Gazetesi, 1.11.1949.

(5)

Psikolojisi (Gövsa 1940: 317 s.) ismiyle yeniden yayımlanır. Hatta bu eser bir müddet okullarda yardımcı ders kitabı olarak da okutulur ve ardından öğretmen okullarında okutulmak üzere ders kitabı olarak yeniden hazırlanır. (Gürel 1995: 165).

Ġbrahim Alâettin ilk defa 1911’de Ġstanbul’da yayımlanan Çocuk Şiirleri 10 kitabının baĢ tarafına koyduğu yazıda anne-babalara ve öğretmenlere seslenir. Çocukların eğitimi konusunda

okuyuculara bazı uyarılarda bulunur. Çocuk Şiirleri kitabını neden yazma ve yayımlama ihtiyacı duyduğunu izah eder. ġaire göre topluma sağlıklı bir insan kazandırmak büyük bir eser ortaya koymaktan daha faydalı ve kıymetlidir. Bu bağlamda bir milletin, görevini tamamıyla bilip tanıyan aile ve öğretmenlerini o milletin en büyük bireyleri olarak algılar.

Ġbrahim Alâettin, “Ağaç yaĢ iken eğilir” atasözünden yola çıkarak geleceğimizin güvencesini, eğilimlerini, kolaylıkla değiĢtiremeyeceğimiz gençlerden çok, beĢikteki ve ilköğretim sıralarındaki çocuklarda görür. Yazar, okul, aile ve sosyal çevrenin çocuk üzerindeki etkisinin önemli olduğunu da Ģu cümlelerle ifade eder: “Ġnsanın bütün gücünü oluĢturan önce ailesi, sonra okulu, daha sonra çevresi ve kendi yapmıĢ olduğu araĢtırma hatta incelemelerdir. Fakat gücünün artırıldığı, yeteneğinin geliĢtirildiği ilk yer aile ve okuldur. Bununla birlikte çocuğun ilkokulda aldığı terbiye hepsinden daha önemlidir. Çünkü bir çocuğun tabiatını, huylarını eğilimlerini

hazırlayacak olan ilk hisleri ve fikirleri aile ve ilk öğretmeni verir. Ġstenilmeyen bu huyların ve

eğilimlerin silinebilmesi ise oldukça güçtür. Küçük bir tecrübe, bu gerçeği ispat etmeye yeterlidir. ġu hâlde çocukların terbiye edilmesinde kendileri ve vatanları için yararlı bir uzuv, en önemli etken aile, sonra öğretmenlerdir.” (Gövsa 2005: 10-13). Çocuk kalbinin iĢlenmemiĢ bir elmas gibi

kuvvetli ve Ģekil almaya gayet uygun iken, onu önemsememek ve kömür gibi siyah bırakmanın doğru olmayacağını belirtir. Özellikle memleketin yetiĢtirdiği zeki, canlı beyinlere boĢ inançların ve “eski ilkokul kitaplarının anlaĢılmaz ibarelerinin” yerleĢtirilmemesi noktasında aileleri ve eğitim çevrelerini uyarır.

Çocuk Şiirleri ilk kez yayımlandığında büyük bir ilgi ve takdirle karĢılanır. Eserin rağbet

görmesinin iki temel nedeni vardır. Bu nedenlerden birincisi, Çocuk edebiyatının ilk Ģiir kitabı

olması; ikincisi ise eserin önemli bir amaca yönelik olarak hazırlanmasıdır. Kitap ilk baskısından kısa bir süre sonra tükenir ve yeni bir baskıyla okuyucunun karĢısına çıkar.11Baskıların kısa sürede

tükenmesi ve art arda olması, eserin sadece çocuklar tarafından değil büyüklerce de benimsendiğinin önemli göstergesidir.

Eser, Anadolu ve Rumeli dıĢına da ulaĢır. Söz gelimi Süleyman Nazif, Midilli’den Trabzon’a yazdığı bir mektupta Gövsa’nın Çocuk Şiirleri’nden övgüyle bahseder.12

Mehmet Emin Yurdakul da Çocuk Bahçesi Mecmuası’nda Çocuk Şiirleri Ģairine “Çocuklar” baĢlıklı bir Ģiir ithaf

eder.13 Nihat Sami Banarlı da Çocuk Şiirleri’ni en az Tevfik Fikret’in Şermin’i ve Ziya Gökalp’ın

çocuklar için kaleme aldığı Ģiirler kadar değerli bulur. (Banarlı 1985: 186-190).

Milli Eğitim Bakanlığı 100 Temel Eser projesi içerisinde yer alan Çocuk Şiirleri, Ģair

hayattayken, biri yeni harflerle olmak üzere toplam altı baskı yapmayı baĢarmıĢ ender

kitaplardandır. ġairin ölümünden sonra da farklı yayınevleri tarafından birçok kez baskısı yapılır.

Çocuk Şiirleri’nin ikinci baskısına bazı ilavelerde bulunulur. Yeni harflerle yapılan baskıda

eklerle birlikte eserin tertibinde de bazı değiĢiklikler yapılır. Söz gelimi, Kanaat Kütüphanesi’nin

10Bu makalemizde eserin 2005 tarihli baskısını esas aldık. (Bkz. Çocuk Şiirleri

, Haz: Semiha Nur, Kardelen Yayınları, Ġstanbul 2005).

11Ġlk baskı 15 Mayıs 1327, ikinci baskı 25 Ağustos 1328.

12“Biraderimin selam ve ihtiramı vardır. Çocuk ġiirleri emin olunuz ki, daima rihle-i mesaisindendir”. Ġbrahim Alâettin, Süleyman Nazif, Ġstanbul 1930, s.283.

(6)

yeni harflerle yaptığı baskıda kitabın ilk manzumesi “Türk Bayrağı” Ģiiriyken, eski harflerle yapılan baskılar “Allah Sevgisi” Ģiiriyle baĢlar. Yeni yapılan baskılarda genel olarak tercih edilen

tertip Ģekli “Allah Sevgisi” ile baĢlamak Ģeklindedir. Kitabın ilk baskısında “Türk Bayrağı” olarak yer alan Ģiir, ikinci baskıda kullanılan kelimeler noktasında da bazı değiĢikliklerle birlikte “Osmanlı Bayrağı” ismini taĢır.

Çocuk Şiirleri’nin dikkatleri çeken yönlerinden biri de Cumhuriyet’ten önceki baskılarda

yer alan “Din”, “PadiĢah”, “Milletin Derdi”, “Ertuğrul’un Büyüklüğü”, “Mithat PaĢa”, “Millet ġarkısı”, “Namık Kemal”, “Muhtar Bey” baĢlıklı Ģiirlerin yeni harflerle yapılan ilk baskılarda yer almamıĢ olmasıdır. Bunun yanı sıra yeni harfli baskılarda yer alan “Mum” ve “KurtuluĢ Kavgası” isimli Ģiirler de önceki baskılarda yer almaz. Yakın dönemde yapılan baskılarda ise yine eserin hemen hemen Cumhuriyet’ten önceki ilk baskılarda yer alan tertip Ģeklinin kullanılır.Söz gelimi yeni baskılarda “Mum” ve “KurtuluĢ Kavgası” baĢlıklı Ģiirler yer almaz.

“Osmanlı Bayrağı” Ģiirinden bir dörtlük14

ve “Anne Baba ve Öğretmenlere” baĢlıklı bir

takdim ile baĢlayan eser, yirmi dört Ģiir ve altmıĢ iki sayfadan oluĢmaktadır. Eserde yer alan Ģiirlerin genel olarak önce Allah sevgisi ve din duygusu, ardından vatan, tarih duygusu, anne

sevgisi, iyilik-doğruluk-ahlak, tabiat ve hayvan sevgisi Ģeklinde tematik bir düzene tabi tutulur.

B-Çocuk Şiirleri’nde Temalar 1-Allah Sevgisi ve Din Duygusu:

Çocuk Şiirleri’nin elimizdeki baskısının tertip Ģekli asıl itibariyle ele alınan temalar noktasında Ģairin duygu dünyasını ve amacını da ifade eder. Ġlk Ģiirlerde Allah sevgisi, ardından

vatan, bayrak, tarih, iyilik, doğruluk, yardımlaĢma ve son olarak tabiat sevgisinin ele alınmıĢ

olmasının, sıradanlık veya tesadüf kelimesiyle ifade edilemez. Ayrıca anne sevgisinin bütün bu

Ģiirlerin ortak temi olması yine dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir husustur.

Ġlk Ģiirlerde öne çıkan tem Allah sevgisidir. Ġnsanların mutluluğunun anahtarı “Hak Sevgisi”nde görülür. Nitekim eserin ilk manzumesi “Allah Sevgisi”dir. ġiirde gündelik doğal olaylardan yola çıkılarak çocuklara bazı telkinlerde bulunulur. ġair, çocukların zihinlerinde soru iĢareti bırakarak bazı değerleri öğretme yoluna gider. Sürekli soru sorar. Sabahleyin erkenden güneĢi doğuran, geceleri denizleri süsleyen ayın ve yıldızların ıĢıklarını yaratan, kıĢın kuruyan

bitkilere bahar mevsiminde tekrar can veren, kuĢlara Ģakımayı öğreten gücün ne olduğunu sorar:

“Kim çıkarır sabahleyin erkenden Dünyamıza ıĢık veren güneĢi,

Gece vakti denizlere serpilen

Ay doğuyor, kim yapıyor bu iĢi” (“Allah Sevgisi”, s.17)

ġair, bu soruları sorarken mümkün olduğu kadar mecaz ifadelerden kaçınır. Çocukların zorlanmadan anlayabilecekleri dilden konuĢur. Allah sevgisini annelerin çocuklarına olan sevgisiyle ifade etmeye çalıĢır. Annelere sevmek hissini veren, yüreklere vatan ve millet sevgisini veren de aynı büyük güçtür.

Allah’ın yanı sıra peygamber, Kur’an-ı Kerim, din gibi inanç terminolojisine de yer verilir.

Hatta iyilik ve doğruluk kavramları din olgusuyla dile getirilir. Din vicdanların kanunudur. Çünkü

(7)

iyiliğin ve doğruluğun yolu din sayesinde öğrenilir. Kur’an ve Peygamber doğruluğun ve iyiliğin

simgesidir:

“Allah bize bir peygamber Bir de Kur’anı göndermiĢ Onun ile bize söyler

Doğru ve nasıl olur her iĢ” (“Din”, s.20)

“Din” adlı Ģiirde iyilik ve doğruluk temlerinin iĢleniĢinin yanı sıra iyiliğe ve doğruluğa ulaĢmanın yolu olarak Müslümanlık öğütlenir. Bir eserin yaratıcısının merak edildiği gibi dünyanın yaratıcısının da araĢtırılıp öğrenilmesi gerektiği söylenir. ġair, dinin kutsallığını ve insanlar için gerekliliğini evrensel boyuta taĢır. Çünkü her din doğruları söyler. Ancak Müslümanlık en büyük

dindir:

“Saçma, hile, yalan asla

Yoktur onda iyi bilin;

Her doğru söyler amma

Müslümanlık en büyük din” (“Din”, s.20)

2-Vatan Sevgisi

Vatan sevgisi, Çocuk Şiirleri’nde çocukların öncelikli kutsalı olan anne sevgisiyle

kavratılmaya çalıĢılır.Vatan annedir. Vatan sevgisi ve özleminin en çok hissedileceği zamanlar da vatandan ayrı kalacağımız, uzaklarda olacağımız anlardır. Bu duygunun en yoğun iĢlendiği Ģiir “Vatan”dır. Manzumede annesinden ayrı düĢen çocukların durumu ülkesinden ayrı düĢen bir yavrunun özlemiyle verilir. Böylece vatan sevgisi en kutsal sevgi olan anne sevgisiyle

özdeĢleĢtirilir. ġair çocukları uyarmaktan da geri durmaz. Osmanlı memleketi ile ilgili söylenecek kem sözlere aldanmamak gerektiği noktasında çocukları uyarır.

“Bir fena söz iĢitirsen iyi bil: Beğenmeyen bizi Osmanlı değil. Bir yabancı gelir seni kandırır, Eğer derse bu memleket fenadır. Darıl yavrum onu sakın söyletme.

Toprağını hainlere çiğnetme!” (“Vatan”, s. 22)

Vatan sevgisi aynı zamanda Tanzimat’ın ünlü ismiyle kavratılmaya çalıĢılır. Vatan Ģairi

Namık Kemal de bu tarihsel kadro içerisinde yer alır. Bir anlamda Mithat PaĢa gibi Namık Kemal

de yeni nesillere örnek bir kahraman olarak seçilmiĢ olur. “Namık Kemal” (s.54-55) adlı Ģiirde

ülkenin zor durumda olduğu bir dönemde Namık Kemal’in vatan, millet ve hürriyet kavramlarının öğreticisi olarak unutulmaması ve örnek alınması gerektiği ifade edilir.

Vatan sevgisi doğal güzelliklerle de pekiĢtirilir. Bütün bu didaktik Ģiirlerde vatanın

(8)

3-Tarih Duygusu

Çocuk Şiirleri’nde çocuklara benimsetilmeye çalıĢılan duygulardan biri de Osmanlı

sevgisidir. Eserde Osmanlıya ve padiĢaha karĢı ilgiyi arttırmak amacıyla yazılmıĢ manzumeler dikkat çekicidir. “PadiĢah” (s.23) ve “Osmanlı Bayrağı”(s.25) adlı Ģiirlerde özellikle padiĢah

sevgisine değinilir. Ġlk Ģiirde Ģair soru sorarak çocukları düĢündürmeye çalıĢır. Önce “padiĢahı biz

ne için severiz?” Ģeklinde bir soru sorar. Ardından cevabı gelir: Çünkü padiĢah peygamberin halifesi ve Müslümanların temsilcisidir. Ġkinci Ģiirde de Osmanlı Devleti’nin ocağı olarak görülen bayrak vesilesiyle Osmanlı ve padiĢahlar yüceltilir. Ancak bu tarihsel kadro içerisinde bazı isimlere

değinilse de tarihsel kimliklerin arka plana itilip bir kurum olarak padiĢahlığın yüceltilmesi dikkate değerdir. Nitekim sadece Ertuğrul Gazi ve Osman Bey’in isimlerinin zikredildiği “Ertuğrul’un

Büyüklüğü” adlı Ģiirde yine bir bütün olarak Osmanlı’nın kahramanlığı ve yardımseverliğine değinilir. (s.29-30).

Bu Ģiirlerin yanı sıra “Mithat PaĢa” (s.35) ve “Millet ġarkısı” (s.39) adlı manzumelerde

Osmanlı ve genel anlamda zamanın devlet adamları yüceltilir. Ġki Ģiirde de Osmanlı ocağından olmak övünç kaynağı olarak görülür.

“Mithat PaĢa; bu ismi sen hiç çıkarma aklından. Mithat PaĢa; bu isimdir meĢrutiyet temeli. Anlarsın ki ne iĢ görmüĢ kitapları okursan

Büyük adam olmak için büyükleri bilmeli (“Mithat PaĢa”, s.35).

ġairin “MeĢrutiyet güneĢini mülkümüzde doğuran” kiĢi olarak vurguladığı, I.MeĢrutiyet’in öncüsü Mithat PaĢa’yı çocuklara sevdirmeye çalıĢması dikkate değerdir:

4-İyilik-Doğruluk

Çocuk Şiirleri’nde çocuklara en çok telkin edilen değerlerden biri de iyilik yapma

alıĢkanlığı ve doğruluktur. Kutsal olarak kabul edilen bu değerler birçok Ģiirde mısraların içerisine serpiĢtirilerek verilir. Bunun yanı sıra kitabın en uzun manzumesi de “Ġyilik, Doğruluk” (s.31-34)

tur. ġiirde bu iki unsur hikâyeleĢtirilerek verilir. Köprüde soğukta bekleyen bir çocuğa bir zenginin altın para veriĢiyle baĢlar olay. Çocuk bakır yerine altın liranın kendisine verildiğini görünce ĢaĢırır ve doğru bir davranıĢta bulunarak zengin adamı uyarır. Zengin adam bu davranıĢ karĢısında yine de altını çocuğa vermeye karar verir. Gövsa bu basit kurguyla çocuklara doğruluktan ödün vermemeleri noktasında telkinde bulunur.

Gövsa, Çocuk Şiirleri’nde bu temlerin yanı sıra doğa sevgisi, yardımlaĢma, eğitim gibi konulara da yer yer değinir. Birçok Ģiirde doğanın farklı mevsimlerdeki hâli tasvir edilir. Bu vesileyle çocuklara hem doğa sevgisi hem de vatan sevgisi aĢılanmaya çalıĢılır.

C- Çocuk Şiirleri’nde Şekil ve Dil

DeğiĢik Ģekillerde kaleme alınan bu Ģiirlerde Ģairin ahlak dersi vermekten ve nasihat etmekten çekindiği görülür. ġair, çocukların hissiyatını okĢarken, Ģiirlerin içeriğinden nasihat ve ibretleri çıkarma iĢini çocukların ilgi ve zekâsına bırakır. Bu da Ģairin çocukların muhakeme gücüne önem verdiğinin göstergesidir.

ġair, Ģiirin Ģekil ve ahenkle oluĢan unsurlarına önem vermiĢtir. Kullanılan form genellikle dörtlüktür. Bazı Ģiirlerde ise değiĢik formlar kullanılır. Söz gelimi “Vatan” baĢlıklı Ģiiri, altı mısralık bentlerden; “PadiĢah”, “Horoz ile Ġnci, “Ertuğrul’un Büyüklüğü”, “Ġyilik-Doğruluk”, gibi

(9)

Ģiirlerde tahkiyeli anlatım tarzı tercih edilmiĢtir. “Horoz ile Ġnci” Ģiiri gibi Fransızcadan tercüme edildiğini tahmin ettiğimiz (Gürel 1995: 77) Ģiirlere ise milli bir eda verilmeye çalıĢıldığı hissedilir.

Çocuk Şiirleri’ndeki manzumelerin dikkat çeken özelliklerinden biri de Ģairin vezin

tercihiyle ilgilidir. ġöyle ki; genellikle tam ve yarım kafiyenin kullanıldığı Ģiirlerde hece vezni

tercih edilmiĢtir. Ancak “Kelebek” Ģiirinde olduğu gibi, ahengi sağlamak adına aruz vezninin

(Mefâilün /Mefâilün) kullanıldığı Ģiirler de vardır. “Anne Sevgisi” gibi bazı Ģiirlerde ise anlatımı etkileyici kılabilmek için serbest Ģiirin imkânlarından yararlanılmıĢ ve diyalog tekniği kullanılmıĢtır:

“Bir annenin iki yavrusu varmıĢ; En küçüğü beĢ yaĢında kadarmıĢ. Bir gün anne küçüğünü severken Çocuk demiĢ:

--Güzel anne seni ben

Ne kadar sevdiğimi bilmezsin,

Belki sen beni o kadar sevemezsin..

--Neden oğlum?

--Çünkü yavrun ikidir” (“Anne Sevgisi”, 26)

Eserin yazıldığı dönem göz önüne alındığında Ģairin sade ve anlaĢılır bir Türkçe tercih ettiği söylenebilir. Bu Ģiirlerde sade bir dil kullandığını Ģairin bizzat kendisi de ifade eder ve bu hususta Abdülhak Hâmit ve Süleyman Nazif’in takdirlerini aldığını söyler. (Gövsa 1930: 22). Agâh Sırrı Levent de Türkçenin geliĢimine hizmette bulunanları sayarken “Nazımda da Ġbrahim Alâettin Gövsa, Mithat Cemal Kuntay ve Mehmet Âkif’in Ģiirleri o zamanki Türkçenin en güzel örneklerindendir“der. (Levent 1972: 353). Ġbrahim Alâettin’nin Ģiirleri, Kenan Akyüz’ün de ifade ettiği gibi, aktüel zaman için çok kıymete haiz görünmeseler de kendi devri açısındandikkate değer bir yapı arz ederler. (Akyüz 1990: 776).

SONUÇ

Ġbrahim Alâettin, II.MeĢrutiyet ve sonrası ile Cumhuriyet’i yaĢamıĢ bir Ģahsiyettir. Bu üç dönem siyasi, iktisadi, içtimai ve edebî açıdan arayıĢ dönemleridir. Çocuk Şiirleri’nde bu arayıĢ ve

kabulleri görebilmek mümkündür. ġair çağının sadece tanığı olarak kalmaz, cemiyetin uzun vadede

yeniden yapılanması doğrultusunda, devrin aydınının sorumluluğu ve bilinciyle çocukları yönlendirme ve eğitme yolunu arar. Özellikle II. MeĢrutiyet yıllarından itibaren Çocuk edebiyatında görülen açılma ve geniĢlemenin, fikrî ve edebî açıdan arayıĢları ifade eden bu devrin genel bir özelliği olduğu söylenebilir.

Ġbrahim Alâettin, Türk Edebiyatının tarihsel geliĢim çizgisi içerisinde Çocuk edebiyatına önem veren hatta Çocuk edebiyatını baĢlı baĢına edebiyatın bir kolu hâline getiren sanatçılardan

(10)

KAYNAKÇA

AKYÜZ, Kenan (1990). Batı TesirindeTürk Şiiri Antolojisi. Ġstanbul: Ġnkılap Kitabevi.

BANARLI, Nihat Sami (1951). “Ġbrahim Alâettin”, Hürriyet Gazetesi. 30.10.1951.

BANARLI, Nihat Sâmi (1985). Kitaplar ve Portreler. Ġstanbul

ÇALAPALA, Rakım (2.11.1949). “Uğradığımız Büyük Kayıp”. Hürriyet Gazetesi

ELÖVE, Ali Ulvi (1327). Çocuklarımıza Neşideler. Ġstanbul.

GARĠPER, Cafer (2005). “Akif PaĢa ve Torunu Ġçin Yazdığı Bir Mersiye Üzerinde Bir

Değerlendirme”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları, nr.3, Güz 2005, s.51 -70.

GÜREL, Zeki (1995). İbrahim Alâettin Gövsa.Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Ġbrahim Alâettin (Mart 1924). Resimli Gazete.

Ġbrahim Alâettin (2005). Çocuk Şiirleri. Haz: Semiha Nur. Ġstanbul: Kardelen Yayınları.

Ġbrahim Alâettin (2006). Estetik Eğitim (Bedii Terbiye), Haz: Abdurrahman Kolcu. Erzurum:

Salkımsöğüt Yayınları.

Ġbrahim Alâettin (1930). Süleyman Nazif: Ġstanbul.

KÜR

,

Ġsmet (1991).

Türkiye’deki Süreli Çocuk Yayınları

.

Ankara: Atatürk Kültür

Merkezi Yayınları.

LEVENT,

Agah Sırrı (1972).

Türk Dilinin Sadeleşme ve Gelişme Evreleri.

Ankara.

OĞUZKAN, A.Ferhan(2000). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Anı Yayınları.

OKAY, Orhan (1991). “Edebiyat Dünyasında Çocuk”, Kültür ve Edebiyatımızdan. Ankara:

Akçağ Yayınları.

ORTAÇ, Yusuf Ziya (1963). Bir Varmış Bir Yokmuş-Portreler. Ġstanbul: Yeni Matbaa.

ÖZKIRIMLI, Atilla (1981). “Çocuk Edebiyatı mı”. Hürriyet Gösteri, nr.13.

SEVÜK, Ġsmail Habip (4.11.1949). “Ölenlerin Arkasından”, Cumhuriyet Gazetesi.

SUCU POLAT, Müge (2002). Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Şiirlerinde Çocuk Teması. Ankara:

Kültür Bakanlığı Yayınları.

SINAR, Alev (1997). Hikâye ve Romanımızda Çocuk. Ġstanbul: Alfa Yayınları.

ġĠMġEK, Tacettin (2007). Çocuk Edebiyatı,Konya: Suna Yayınları.

TANSEL, Fevziye Abdullah (1969). Mehmet Emin Yurdakul’un Eserleri-I, Şiirler. Ankara.

ULUDAĞ, Erdoğan (4/7 Fall 2009): “Çocuk Edebiyatı ve Klasik Dönem Örneğinde Nâbî’nin

Hayriyye’si”, Turkısh Studies.

YALMAN, A.Emin (1.11.1949). “Ġbrahim Alaattin’in Mezarı BaĢında”. Vatan Gazetesi.

Referências

Documentos relacionados

Dilidüzgün‟ün üç başlık altında ifade ettiği çocuk edebiyatı algısı batıda her anlamda üretilerek okuyucu bulurken, batıdaki algıdan farklı olarak, çocuklar için yaş

Bir metni daha iyi anladığı iddiasında olan veya metnin okuyucular tarafından daha iyi anlaĢılmasını hedefleyen kiĢiler, gerek edebî gerek dinî veya diğer

Makalemizde bombalama eylemi kaynaklı penetran kalp ve ka- raciğer yaralanması ayrıca yanıkları olan politravmalı çocuk ol- gunun tanı, tedavi ve takip sürecini paylaşmak

Şinasi, Kemal, Hamid, Ekrem ve diğerleri edebiyatı yalnızca edebi üretim yapmak, sanat eseri meydana getirmek ve klasik anlayışa karşı yeni bir edebiyat

A.Hurtado Albir (2007: 177- , her t(r çeviri için geçerli olabilecek edinçleri alt başlık altında sıralar Yöntemsel ve stratejik çeviri s(recini etkin bir

Ama bundan sonra çok geçmeden Cemile’yi kız gibi giyindirip, saçlarını uzattırmı lar, öncekisi gibi erkek çocuk diye kendilerini aldatmayı bırakmı

Onun çocuğu merkeze alan ve çocuk duyarlılığını öne çıkaran Ģiirlerine karĢın Eluard, bozuk dünya düzeninin mutsuz kıldığı insan tipleri için çocuk

Bu çalışmada diyaliz tedavisi alan çocuk hastalar - da, tromboz risk belirteci olan OTH düzeyinin düşük ve yüksek doz EPO uygulamalarından etkilenmesi araştırıldı.. KBH olan