• Nenhum resultado encontrado

15587586-Temel-Astronomi-Bilgileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "15587586-Temel-Astronomi-Bilgileri"

Copied!
80
0
0

Texto

(1)

©

www.

M

aximum

B

ilgi.com

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

DOSYA İÇERİĞİ

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • 1. Başlangıç 2. Büyük Resim 3. Ay ve Güneş 4. Gezegenler 5. Uzay Çöplüğü 6. Büyük Boşluk 7. Uzak Yıldızlar 8. Profesyoneller 9. Uzaya Yolculuk 10. Evrenin Sınırları • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

Araştırma Serisi No.26

¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯

Temel Astronomi Bilgileri

(2)

BAŞLANGIÇ

Geceleyin gökyüzü

Açık bir gecede, şehrin tüm yapılarından uzak bir yerde gökyüzüne bakarsanız, birçok insanın neden astronomi ile bu kadar yakından ilgilendiğini çok rahat anlayabilirsiniz. Basitçe söylemek gerekirse; gökyüzü şaşırtıcı, ilham ve hayranlık verici güzelliktedir. Gökyüzü hakkında hiçbir şey bilmeseniz bile, ağzınız bir karış açık yukarı bakarken şu sözler dudaklarınızdan dökülüverir. 'Vay be!1 Aslında en

ilginci; konuyu derinlemesine öğrendikçe ona olan hayranlığınızın artmasıdır. Dahası, astronomi öğrenmek size, Süpermen'i bile kıskandıracak güçler kazandırır. • Araştırmamızı okumaya devam ettikçe birkaç kilometre ya da birkaç yüz kilometre değil, milyarlarca kilometre ötesini görebileceksiniz.

• Ayrıca uzak geçmişi görebilecek, milyarlarca yıl önce henüz dünya gençken neler olup bittiğini takip edebileceksiniz. Hatta evrenin oluşumuna bile şahit olabileceksiniz. Astronominin bir diğer güzel yanı da tamamen özgür olmasıdır.

Uzay Menüsü

Başlamadan önce gece gökyüzünde nelerle karşılaşabileceğiniz konusunda biraz fikir edinelim.

Evren, her şeydir. Yani gördüğünüz ve göremediğiniz her şey. Büyük bir kısmı

boşluk olan evren, içinde milyarlarca yıldızı barındırır. Kimse ne kadar büyük olduğunu kestiremez. Ama şu kesin ki, akıl almaz derecede büyüktür ve ışık hızında büyümeye devam etmektedir. (Bu da çok, çok hızlı demek).

Yıldızlar, gerçekten büyük ve kızgın gaz toplarıdır. Nükleer reaksiyonlar sayesinde

öylesine yüksek ısılarda yanarlar ki hayal bile edemeyeceğiniz uzaklıklardan görünürler. Orta boyutta bir yıldızın yanında bile Dünya, bir balkabağının üzerinde toplu iğne başı kadar kalır. Büyük bir yıldız için balkabağı yerine bir fili hayal edebiliriz.

Yıldızların, gökyüzünde o denli küçük gözükmelerinin nedeni ise gerçekten çok fazla uzakta olmalarıdır.

Galaksiler, büyük yıldız gruplarıdır. Bazı galaksiler yumurta şeklinde iken bazıları

da çember şeklindedir. Ve tabii ki bazıları da şekilsizdir. Galaksiler milyarlarca yıldızdan oluşur. Yerküremiz ise Samanyolu adını alan bir galaksiye dahildir.

Güneş Sistemi, Güneş kendi kişisel yıldızımız, çevresinde dönmekte olan gezegen

ve küçük parçacıklardan oluşur. Astronomlar yakın zamanlarda diğer uzak yıldızlar etrafında dönmekte olan gezegenler de bulmuşlardır.

(3)

Gezegenler, bir yıldızın çevresinde (yörüngesinde) dönen büyük kaya ve sıvılaşmış

gaz toplarıdır. Bizim sistemimizde bunlardan dokuz tane vardır. Dünya bu gezegenlerden, Güneş'e yakınlığına göre üçüncüsüdür. Gezegenler çok az ışık yayarlar veya hiç yaymazlar. Bu yüzden onları sadece Güneş ışığını yansıtırken görebiliriz.

Uydular, bir gezegenin yörüngesinde hareket ederler. Ay, Dünya etrafında dönen

doğal bir uydudur. Uzayda birçok uydu daha vardır. Küçük uzay araçları, uzay istasyonları ve uzay çöpleri de Dünya etrafında dönen yapay uydulardır.

Kuyruklu yıldızlar, asteroitler ve meteorlar, uzayda başı boş gezinen diğer

oluşumlardır.

Neler gerekli?

Olabildiğince açık bir geceye ihtiyacımız olacak. Eğer mümkünse binalardan, ağaçlardan ve şehir ışıklarından uzak açık bir alana çıkın. En iyisi istediğiniz zaman kendi başınıza güvenle gidebileceğiniz bir yer bulmaktır. Venüs'ün bu yüzyıl içindeki tek geçişini yakalamak üzereyken 'Eve gitme zamanı!' diyen bir anne-babadan daha kötüsü olamaz. Bir arka bahçe işinizi görür. Ve tabii güvenli bir teras da. Eğer gece dışarı çıkmanıza izin verilmiyorsa üzülmeyin; odanızın penceresinden de yeterince çok şey görebilirsiniz. Gece dışarı çıkıyorsanız, sıcak tutacak bir kıyafet giymekte yarar var. Ve bir şapka takmak da yerinde bir hareket olur. (Ters takmak şartıyla. Unutmayın! Yukarı bakıyorsunuz).

Yıldız izleme önerileri

• Ay gökyüzündeyken gözlem yapmayın. Ay'ın karanlık gününü bekleyin. Çünkü Ay öyle ışık yansıtır ki, bu ışıktan dolayı birçok silik detayı kaçırırsınız.

• Gözünüze, karanlığa alışması için zaman tanıyın; 10 dakikalık bir karanlık, gözün irisinin tamamen açılması için yetecektir. Çevredeki ışıkların, gözünüzün karanlığa uyumunu bozacağını unutmayın. Göz merceğinin tamamen açılması için zifiri karanlıkta en az on dakikalık bir zaman gerekir. Bazı uzmanlar ise bunun için bir saatlik bir süre gerektiğini söylerler.

• Çok belirsiz şeyleri görmek için gözünüzün kenarı ile bakmayı deneyin. Bu küçük oyunu, M.Ö. 4. yüzyılda Yunan düşünürü Aristoteles denemiştir. İşe yaradığını fark edeceksiniz. Çünkü gerçektende gözün kenar kısımları belirsiz ışığı, orta kısımlarına göre daha iyi toplar. Böylece silik nesneleri daha net görürsünüz. Bu şekilde bakmaya "dönük görüş" adı verilir.

(4)

Tehlikeli bir meslek

Astronominin zararsız bir eğlence olduğunu söyleyenlere inanmayın. Çünkü değil. Eskiden 17. yüzyılda parlak İtalyan bilim adamı Galileo Galilei (1564-1642), gökyüzüne bakmak için teleskop adı verilen yeni bir buluş olan cihazı kullanıyordu. Aslında teleskop kullanan ilk Astronom da oydu. Ama ne yazık ki teleskobuyla Güneş'e bakma aptallığını yapmıştı.

Bu tedbirsizliğini gözlerinden olarak ödeyen Galileo'nun tek üzüntüsü bu olmadı. Kör olmadan önce Venüs'ü inceleyen bilim adamı Venüs'ün de tıpkı ay gibi evreleri olduğunu saptamıştı. (Evreler sayfa 36'da açıklanmıştır). Bu önemli bir gözlemdi. Çünkü, Roma Katolik Kilisesi de dahil olmak üzere birçok kişi Dünya'nın hareket etmediğine, Güneş'in ve diğer gezegenlerin onun etrafında döndüğüne inanıyordu. Galileo'dan bir asır önce Polonyalı astronom Nicolaus Copernicus (1473-1543) Güneş'in merkez olduğunu, Dünya'nm ve diğer gezegenlerin de onun etrafında hareket ettiğini öne sürmüştü ama bu teorisini açıklayan kitabı yasaklanmıştı.

Galileo, Venüs'ün evreleri gözleminin, Copernicus'un haklı olduğunu gösterdiğini biliyordu. Ancak Kilise liderleri bunu kabul etmeyerek huzurlarına getirttikleri Galileo'yu işkence ve idamla korkutarak kendisinin ve Copernicus'un hata yaptığını, Dünya'nın harekeletmediğini zorla söylettiler.

Yıldızlar rehberiniz

Açık bir gecede gökyüzüne baktığınızda ilk seferde göreceğiniz şeyler Ay ve yanıp sönen küçük ışıklardır. Bu yanıp sönen ışıkların bir çoğu yıldızdır. Ve yıldızlar gerçekten de çok fazla sayıdadır. Teleskop kullanmadan bile neredeyse 2000 tane yıldız görebiliriz. Peki yıldızlar bize, Dünya'da (veya uzayda) nasıl rehberlik ederler? Babil ve Mısırlı yıldız gözlemcileri, tek tek yıldızları - noktaları birleştirme oyunu gibi, birleştirip, çeşitli hayvan şekillerine uydurana dek insanlar yıldızların rehberliğinden yararlanmadılar. Bu uyduruk şekillere takımyıldızlar adı verildi ve bundan sonra astronomlar takımyıldızlarını göksel işaret olarak kullandılar.

Aslında takımyıldızları bir illüzyondur. Bir takımyıldızıyla yıldızlar arasında herhangi bir bağlantı yoktur. Çoğu zaman bu yıldızlar birbirlerine yakın bile değildirler. Sadece, öyle gibi görünürler. Örnek olarak Avcı Takımyıldızı'nın yan yana görünen iki yıldızı Kappa ve Gamma gerçekte birbirlerinden milyarlarca kilometre uzaktadırlar.

Gece gökyüzünü kullanarak yolunuzu bulmak biraz zor bir iştir ama bugüne kadar kimse takımyıldızlardan daha iyi bir yöntem bulamamıştır.

(5)

Takımyıldızlar

Bugün astronomlarca kabul edilen 88 takımyıldız vardır. Birçoğunun adları Latince olmasına rağmen takımyıldızlara, kendilerini ilk tanımlayan Yunan astronomlar tarafından tanrılar, kahramanlar ve mitolojideki yaratıkların adları verilmiştir. Eski Yunan takımyıldızlarından bazıları şunlardır:

Cassiopeia

Canis Majör (Büyükköpek) Centaurus (Erboğa)

Orion (Avcı) Perseus (Pers) Scorpius (Akrep) Ursa Majör (Büyükayı)

• Modern adlandırmalar daha basitçedir. • Antlia-Pompa , Microscopium (Mikroskop)

Tüm takımyıldızlardaki yıldızlar Yunan alfabesinin harfleri ile adlandırılmıştır. Takım yıldızdaki en parlak yıldız Alfa, ikinci parlak yıldız Beta ve üçüncüsü de Gamma diye isimlendirilir. Ve bu şekilde devam eder. Yani Alfa Centauri, Erboğa Takımyıldızı'nın en parlak yıldızıdır.

Yıldız izleme

Sayfa 24-25'deki şekil ve haritaların da yardımıyla belli başlı takımyıldızların yerlerini belirleyerek yön bulmaya başlayabilirsiniz. Şekildeki küçük yıldız grubunun, gökyüzünde buradakinden daha büyük ve geniş olacağını unutmayın. Yıldızların gece boyunca azar azar hareket ettiğini düşünürseniz, bir kısım takımyıldızların sürekli görünür, bir kısmının da yılın belli zamanlarında görünür olduğunu anlayabilirsiniz.

Büyükayı

Büyükayı yıldızlarını her zaman şekildeki gibi göremeyebilirsiniz. Gece boyunca gökyüzünde hareket eden bu yıldızları bulamazsanız, kitabınızı çevirmeyi deneyin. Büyükayı tamamen ters bir durumda da duruyor olabilir. Soldan sağa yedi yıldız: Dubhe, Merak, Phad, Megrez, Alioth, Mizar ve Alkaid. Dubhe Büyükayı'nın en parlak yıldızıdır.

(6)

Kuzey Yarımküre'de yaşıyorsanız:

Büyükayı (Ursa Majör). Büyükayı belirlenmesi çok kolay olan yedi yıldızdan oluşur. Bu yıldız grubu Avrupa'da, eski model bir sabana benzemesinden ötürü Saban Takımyıldızı olarak adlandırılmıştır. Bir başka farklı isimlendirmede Kuzey Amerika'da Büyükkepçe diye bilinmesidir. Gerçekten de bir çorba kepçesine benziyor. Tabii tüm bunlar bize astronomların ne kadar yaratıcı olabildiğini gösteriyor. Büyükayı'yı bulmak için gökyüzünün kuzey kısmına bakmalısınız. Sonbahar'da ufuk çizgisi dolaylarındayken, baharda neredeyse tam tepededir.

Büyükayı: Gökyüzünün hanımefendisi

Yunan mitolojisinde Büyükayı Callisto adında güzel, genç bir kızdır. Callisto, Av Tanrıçası Artemis'in ilgisini çekiyordu. Ve böylesine güzel bir kıza ilgi duyan yalnız Artemis değildi. Tanrıların kralı Zeus da Callisto'nun çok hoş bir kız olduğunu düşünüyordu. Böylece büyülü güçlerini kullanarak, Artemis'in kılığına giren Zeus Callisto'yla birlikte oldu ve ona Arcas adında bir oğlan verdi. Zeus'un çapkınlığına (Bu sadece bir tanesi!) bozulan eşi Hera, Callisto'yu bir ayıya dönüştürdü. Yıllar sonra büyüyüp güçlü bir avcı olan Arcas, avlanmak için çıktığı bir gün Callisto'yla karşılaştığında, onu sıradan bir ayı sanıp öldürmek üzereyken imdada yetişen Zeus, Callisto'yu gökyüzüne kaldırdı. İşte o zamandan beri Callisto, Büyükayı Takımyıldızı olarak bizlere yol

Yaz üçgeni. Bir yaz gecesinde tam tepenizdeki noktadan itibaren güneye doğru

gökyüzünü araştırın. Bu sırada göreceğiniz üç parlak yıldız Vega, Deneb ve Altair Taz Üçgeni olarak adlandırılır. Bu üç yıldızın her biri bir takımyıldıza aittir. Vega-Lir, Deneb (Kuğu) ve Altair (Kartal) takımyıldızındandır.

Kuğu Cygnus

Yunan mitolojisinde, Kral Zeus'un kılık değiştirerek kadınlara yaklaşmak gibi bir alışkanlığı vardı. Sparta Kraliçesi tatlı Leda'ya da bir kuğu olarak görünmeye karar verdi. Ve Zeus'un bu oyunu işe yaradı. Dokuz ay kadar sonra Leda yumurtladı. Yumurtadan Castor-Pollux ikizleri ve büyüdüğünde Truva'nın en güzel kızlarından biri olacak olan Helen çıkmıştı. İşte Kuğu Takımyıldızı, Zeus'un kılık değiştirmiş halidir.

(7)

Kış Üçgeni.

Ocak ayı ortalarında, gece yarısı doğuya doğru bakarsanız, üç büyük, parlak yıldızdan oluşmuş bir üçgen seçersiniz. Bu yıldızlardan Procyon (Küçükköpek) Takımyıldızı'nda, Betelgeuse (Avcı) Takımyıldızı'nda ve Sirius da Büyükköpek Takımyıldızı'nda yer alır. Avcı Takımyıldızı tamamen parlak yıldızlardan oluşmuş, en kolay görülebilir takımyıldızlardan birisidir.

Tam ortada, avcının kemerini oluşturan üç yıldızın hemen altında sisli bir leke göreceksiniz. Dürbünle baktığınızda bunun Avcı Bulutu adı verilen harika bir oluşum olduğunu görürsünüz.

Güney Yarımküre'de yaşıyorsanız:

Scorpius, Akrep. Ağustos ayı ortasında sırt üstü yatıp tam tepenize bakarsanız

görebileceğiniz Akrep Takımyıldızı'ndaki en parlak yıldız, bizim Güneş'imizin 700 katı büyüklüğünde "süper-dev" bir yıldız olan Antares'dir.

Güney Yarımküre'deki Kış Üçgeni, Kuzey Yarımkürede'ki Yaz Üçgeni ile aynıdır. Bir kış gecesinde kuzeye bakarsanız Vega, Deneb ve Altair'in oluşturduğu üçgeni görürsünüz.

Göksel İşaretler

Bir takımyıldız görmenin en güzel yanı başka takımyıldızlar görmenize yardımcı olmasıdır. Takımyıldızlardaki yıldızları diğer takımyıldızların yerini bulmak için kullanabilirsiniz.

(8)

Kutup Yıldızı. Büyükayı'yı bulduktan sonra Kutup Yıldızı'nı bulmak hiç de zor

değildir. Bunun için gözlerinizi Büyükayı'daki Merak ve Dubhe yıldızları doğrultusunda aşağı doğru kaydırmanız yeterlidir. Karşınıza çıkacak ilk parlak yıldız, Kutup Yıldızı olacaktır. Kutup Yıldızı ayrıca, Küçükayı Takımyıldızı'nın son yıldızıdır.

Yunus. Bir Yaz Üçgeni yıldızı olan Altair, Yunus Takımyıldızı'nı bulmanızda

yardımcı olur. Bu sefer izleyeceğimiz yol, Kartal Takımyıldızı'nın kuyruğundan kuzeydoğu yönüne doğru gözlerimizi kaydırmak olacaktır.

Ejderha. Yaz Üçgeni'nde Deneb Yıldızı'nı bulduktan sonra Kuğu Takımyıldızı'nın

gökyüzünde tepesinde Deneb olan bir haç oluşturan diğer yıldızlarını göreceksiniz. Gözlerinizi, gördüğünüz bu haçın kısa kolunu oluşturan üç yıldız doğrultusunda kuzeybatıya doğru yönlendirirseniz, küçük bir uçurtma biçimi oluşturan dört yıldız bulacaksınız. İşte bu dört yıldız, Ejderha Takımyıldızı'nın adını veren baş kısmını oluşturur.

(9)

Güneyhaçı. Güney Yarımküre'de, Kutup Yıldızı'nın eşi niteliğindeki en yakın

oluşum Güneyhaçı'dır. Gözlerimizi ufuk çizgisinden biraz daha yukarı doğru çevirdiğimizde bu yıldız grubunu kışın yukarıda, yazın ise biraz daha aşağıda görünen Erboğa Takımyıldızı'nın hemen yanında görebiliriz. Erboğa Takımyıldızı'nın en parlak iki yıldızı olan Alfa ve Beta yıldızları doğrultusunda çizilecek bir hayali çizgi bizi Güneyhaçı yıldız grubuna götürecektir.

Gökyüzü dönüyor mu?

Gökyüzüne yeteri kadar uzun bakarsanız, doğudan batıya doğru yavaşça hareket ettiğini görürsünüz. Gerçekte dönen gökyüzü değil, Dünya'dır. Yıldızlar tamamen hareketsiz dururlar ve Dünya, tüm yıldız düzeni, belli zaman dilimlerinde görülebilecek şekilde dönüp durur. İşte bu dönüp durma sonucu yıldızları hareketli sanırız. Dünya'nın kendi etrafında bir tur dönmesi 24 saat alır. Bu da her 24 saatte bir yıldız düzeni aynı halini alacak demektir (daha doğrusu 23 saat 56 dakika). Bunun sonucunda belirli bir yıldızı ararken, farklı saatlerde farklı yerlere bakarız.

Göksel Küre

Yıldızların hareketli görülmesi bizde, sanki Dünya ile aynı hareketleri yapan , aynı eksen üzerinde dönen içi yıldızlarla boyanmış bir büyük top varmış hayali görüntüsünü uyandırır. Eski astronomlar bu topu gerçekten var kabul ediyorlardı. Tabii ki böyle bir şey olmadığını biliyoruz ama yinede göksel küre denen bu hayal ürünü top, gözlem için halen iyi bir yoldur. Astronomlar bunu, yıldızların yerlerini daha kesin belirlemek için kullanırlar.

• Dünya'nın, kuzey ve güney kutupları arasında kendi ekseni etrafında döndüğü gibi, Göksel Küre de aynı şekilde kuzey ve güney göksel kutupları arasında, kendi ekseni etrafında dönmektedir.

(10)

• Göksel Küre'nin ortasındaki hayali çizgi, tıpkı Dünya'da olduğu gibi ekvator olarak adlandırılır (Göksel Ekvator).

• Dünya üzerinde konumlar enlem ve boylamlarla belirlenirken, yıldızların konumu göksel kürede, batma ve doğru yükselme çizgileri ile belirlenir.

• Batma çizgisi enlem gibidir. Bir yıldızın, kutup ile ekvator arasındaki yerini belirtir. • Doğru yükselme çizgisi ise boylama benzer. Bir yıldızın "Koç'un ilk noktası" adı verilen noktadan ne kadar uzakta olduğunu belirtir.

Yıldızlar nasıl hareket eder?

• Göksel kutuplara yakın yıldızlar küçük hareketlerle yer değiştirirler. Bu yıldızlara Kutupsal Yıldızlar denir. Kutup yıldızı tam kutup noktasındadır ve neredeyse hiç hareket etmez.

• Göksel Ekvator'a yakın olan yıldızlar büyük çemberler çizerek dönerler ve hareketleri daha hızlıdır.

• Yıldızları kutuplardan izlerseniz, hiç birinin doğup batmadığını, gece boyunca çemberler çizerek hareket ettiklerini görürsünüz.

• Eğer bu gözlemi Ekvator'da yaparsanız, bütün bir çember hareketi görmezsiniz. Burada yıldızlar doğu ufuk çizgisinden yükselir ve batı ufuk çizgisinden batar.

• Bulunduğunuz yer Ekvator ile kutup noktaları arasında ise kimi yıldızların çember hareketi yaptığını, kiminin de doğup battığını göreceksiniz. Çember hareketi yapan yıldızlara Kutupsal Yıldızlar denir.

(11)

Mevsimlik yıldızlar

Gün, Dünya'nın dönmesi sonucu bulunduğumuz yerin Güneş'i görmesi ile başlar. Yıldızlar aslında gündüz de gökyüzündedirler ama Güneş öylesine parlaktır ki yıldızların ışıklarını yutar. Yıldızları ancak Güneş battığında tekrar görebiliriz. Kendi ekseninde dönmesinin yanı sıra Dünya, güneş etrafında yörünge adı verilen ve tamamlanması bir yıl süren büyük bir çember çizer. Yıldızları görüşümüz Dünya'nın hareketi ile değişir. Yani yıldız düzeni sadece gece boyunca değil, mevsim farklılıkları ile de değişir. Göksel Kutuplar'a yakın yıldızlar yıl boyunca bizimledirler. Göksel Ekvator'a yakın yıldızlar ise mevsimlerle görünürler ve kaybolurlar.

Yıldızların kişilikleri

Yıldızlar birbirinin aynı gibi görünebilirler ama hepsi kendi özel karakterlerine ve adlarına sahiptir. Parantez içindeki isimler, yıldızların ait oldukları takımyıldızları gösterir. Sayfa 24 ve 25'deki gökyüzü haritalarında bu yıldızları bulmayı deneyebilirsiniz.

Antares (Akrep) 604 ışık yılı uzaklıkta. Bizim Güneş'imizin 700 katı büyüklüğünde,

kırmızı dev bir yıldızdır. "Antares" adı "Mars'ın rakibi" anlamına gelir. Bunun nedeni neredeyse "kırmızı gezegen" olarak anılan Mars kadar kızıl renkte olmasıdır. Bu yıldızın ışığı Dünya' ya kesik kesik ulaşır. Aldebaran (Boğa) 65 ışık yılı uzaklıkta Aldebaran, boğanın gözünü oluşturan büyük soğumuş bir yıldızdır ve soluk turuncu bir renktedir.

Sirius (Büyükköpek) 8.6 ışık yılı uzaklıkta saf beyaz bir yıldız olan Sirius (Köpek

Yıldızı) gökyüzünün en parlak yıldızıdır. Bu denli parlak görünmesinin nedeni, bize gerçekten yakın olmasıdır.

Vega (Lir) 25 ışık yılı uzaklıktadır. Bu muhteşem mavi mücevher rengindeki yıldızın

diğer adı da Arp'dır ve Güneş'in iki katı sıcaklığındadır.

Deneb (Kuğu) 3230 ışık yılı uzaklıktadır. Deneb 60.000 Güneş kadar parlak bir

yıldızdır. Öylesine parlaktır ki Dünya'ya çok yakın görünür. Oysa oldukça fazla uzaktadır. Eğer Sirius yıldızı Deneb kadar uzakta olsaydı onu güçlükle görebilirdik.

Altair (Kartal) 17 ışık yılı uzaklıktadır. Altair parlak, saf beyaz ve gerçekten çok sıcak

bir yıldızdır.

Betelgeuse (Avcı) 427 ışık yılı uzaklıktadır. Betelgeuse (bet'ılcö:z okunur), parlaklığı

değişken dev bir yıldızdır. Eğer bizim Güneş'imizin olduğu yerde bu yıldız olsaydı, Mars gezegeni ile bitişik bir durumda bulunurdu.

(12)

Rigel (Avcı) 773 ışık yılı uzaklıktadır. Dev, mavi beyaz bir yıldız olan Rigel

parlaklıkta, Dünya'ya göre daha uzakta kalmasına rağmen Betelgeuse yıldızına rakip durumdadır. 50.000 Güneş kadar parlaktır.

Rigil Kent (Erboğa) 4.4 ışık yılı uzaklıktadır. Rigil Kent ya da diğer adı ile Alfa

Erboğa (Alpha Centauri) bize en yakın yıldızlardan biridir. Sadece 4.3 ışık yılı yani 40 milyon kere milyon kilometre uzaklıktadır. Bu yıldız ayrıca bir "Çift Yıldız"dır. (103. sayfaya bakınız).

Arcturus (Çoban) 37 ışık yılı uzaklıktadır. Arcturus soğuk, dev bir yıldızdır.

Teleskopla izlediğinizde portakal renginde görünür.

Canopus (Karina) 313 ışık yılı uzaklıktadır. Canopus, daha uzakta olmasına rağmen,

Sirius'dan sonra en parlak ikinci yıldızdır.

Yıldız haritaları

Bundan sonraki sayfalarda belli başlı takımyıldızların yerini

görebileceğiniz haritalar bulacaksınız. Bunlar başlangıç için

yeterli olacaktır. Eğer astronomiye profesyonelce bir ilgi duyuyorsanız daha fazla malzemeye ihtiyacınız olabilir. Aylık astronomi dergilerinde güzel haritalar bulabilirsiniz. Bununla da yetinmem derseniz, tüm yıldız ve galaksilerin yerini kolayca bulabileceğiniz bir yıldız atlası işinizi görecektir.

(13)

Haritalar ne gösterir ?

Bu haritalar, gece çıplak gözle binlercesini görebileceğiniz yıldızların küçük bir kısmını içerir. Burada verilenler, takımyıldızlarını meydana getiren en parlak yıldızlardır ve biraz

sabırla, yerlerini kolayca belirleyebilirsiniz. Haritaların merkezi,

yıldızların gece boyunca etrafında döndüğü göksel kutup noktasıdır.

Takımyıldızlarını nasıl buluruz ?

Haritaları kullanabilmek için öncelikle göksel kutup noktalarını işaretlememiz gerekir. Kuzey Yarımküre'de bu nokta, Kutup Yıldızı yakınlarında, Güney Yarımküre'de ise Güneyhaçı dolaylarındadır.

Yıldızlar ne kadar parlaktır?

M.Ö. 150 yıllarında Yunan astronomu Hipparkus yıldızların parlaklığını belirlemek için bir ölçü birimi ortaya koydu. Görebildiği en parlak yıldıza 1, en silik yıldıza 6 birim verdi. Astronomlar bu yöntemi günümüzde hala kullanmaktadırlar. Tek fark teleskopların yardımıyla 30 birimden daha az parlak yıldızların bile görülebilmesidir. iyi bir dürbün 9 birim parlaklığında yıldızları görebilirken, küçük bir teleskop 10 birime kadar çıkabilir. Bu ölçünün diğer ucunda ise ekşili birimlere sahip çok ama çok parlak yıldızlar vardır.

Kadırga (Canopus) 0.7 Sirius 1.5 ve bizim güneşimiz 26.7 birimdir. Yıldız parlaklık birimini kullanmak için özel bir donanıma ihtiyacınız yok. Çünkü bu sınıflandırma gözle yapılabilecek kadar kolaydır. Parlaklık birimini bildiğimiz birkaç yıldızla karşılaştırarak, yıldızınızın parlaklığını kestirebilirsiniz. Birimini bulmak istediğiniz yıldızdan biri daha parlak, diğeri ise daha karanlık iki yıldızla karşılaştırmak işinizi kolaylaştıracaktır. Başlangıç için yukarıdaki birimler yeterli olacaktır.

Sirius Kadırga Rigil Kent Arcturus Vega Altair Betelgesue Aldebaran Acrux Antares Deneb -1.4 -0.7 -0.3 -0.1 0.0 0.76 0.8 0.8 0.8 1.0 1.3

(14)

BÜYÜK RESİM

İyi bir astronomun büyük bir teleskoba sahip olması gerektiğin düşünebilirsiniz. Bu doğru değildir. Çıplak gözünüzle de birçok şeyi görebilirsiniz. Bugün bilinen birçok yıldız ve takımyıldızlar, teleskobun icadından asırlar önce bulunmuştur. Astronomiye yeni başlamışsanız, paranızı pahalı bir teleskopa harcamak yerine, gökyüzünü gözlerinizle araştırmaya ve tanımaya çalışmalısınız Teleskopla gökyüzünü araştırmak, bunu gözlerinizle yapmaya çalışmaktan daha zordur. Çünkü teleskop öylesine küçük bir alanı inceler ki, eğer ne aradığınızı bilmiyorsanız size hiçbir yararı olmaz. Dahası siz bir yıldızın yerini zar zor belirlemişken görüş alanınızdan çıkması işten bile değildir.

Yıldızsı göz

Teleskobun icadından hemen önce Danimarkalı Astronom Tycho Brahe (1546-1601), yalnız çıplak gözle bile ne kadar çok şey öğrenilebileceğini kanıtlamıştır. Henüz 14 yaşındayken bir Güneş tutulmasına şahit olan Tycho hayatını astronomiye adamıştı. 20 yaşındayken bir düello sonucu burnunu kaybetmiş, yerine altın ve gümüş karışımı yapay bir burun yapmıştı. 1576 yılında Danimarka'nın Huen adasında Gökyüzü Şatosu adlı bir gözlemevi kuran Brahe, buradan gözlemlerini öylesine bir titizlikle yaptı ki, önce 777 daha sonra da 223 olmak üzere toplam 1000 yıldızdan oluşan hatasız bir katalog oluşturdu.

Dürbünler

Eğer imkanınız varsa bir dürbün sahibi olmak yarar sağlayacaktır. Çok kuvvetli olması gerekmez. Aslında ne kadar güçlü olursa kullanımı o kadar zorlaşır, çünkü elinizin en küçük hareketi bile kat kat büyüyecektir. Dürbüne ne kadar ışık gireceğini kontrol eden lens genişliği de en az büyütme gücü kadar önemlidir. 7x40 diye tanımlanan bir dürbün 7 kez büyütüyor demektir. 40 ise ana lens 40mm genişliğinde anlamına gelir. Astronomi için uygun dürbünler 8x40, 7x50 ve 10x50 olabilir ama kesinlikle daha güçlü değil. 10x50'lik bir dürbünü bile kullanırken, kollarınızı bir desteğe yaslayıp son derece hareketsiz tutmanız gerekir. Gözümüzle göremeyip iyi bir dürbünle görebileceğimiz bazı şeyler:

• Büyük Avcı (Orion) bulutu Venüs'ün evreleri • Jüpiter'in bazı uyduları

• Boğa Takımyıldızı'ndaki Pleiades, Yengeç Takımyıldızı'ndaki M44 gibi yıldız yığınları.

• Çıplak gözle neredeyse görünmeyen ikili yığınlar ve Akrep Takımyıldızı'ndaki M7 yıldız yığını.

(15)

• 7-9 birim parlaklığındaki yıldızlar • Kuyruklu yıldızlar

• Değişken yıldızlar

• Komşunuzun televizyonu

Teleskoplar

Gözünüzle yeterince görebiliyor olmanıza rağmen bir teleskop çok daha az ışık yayan oluşumları izlemede yardımcı olacaktır. Gökyüzünü gözlerimizle yeterince inceleyip, nerelere bakmamız gerektiğini öğrendiğimizde bir teleskop oldukça işinize yarayacaktır. Tabii bütün teleskoplar işinizi görmeyebilir. Astronomik bir teleskop olması gerekmektedir. Bütün bu büyütücü donanımlar görüntüyü ters olarak yansıtır. Böylece birçok teleskopta görüntüyü tekrar düz hale getiren ekstra mercekler kullanılmıştır. Astronomik teleskoplarda ise bu fazla mercekler yoktur. Çünkü bunlar gece gökyüzündeki ışığın büyük bir kısmını yutar. Bir teleskop yardımıyla şunları inceleyebilirsiniz:

1. Ay'daki dağ ve vadileri

2. Diğer gezegenleri; ama sadece ışık noktası olarak değil. 3. Mars'ın buz dağlarını ve Jüpiter'in bulut kemerini 4. Jüpiter'in uyduları ve Satürn'ün devasa halkasını 5. Yıldız yığınlarını

6. Yıldızlar arası renk farklılıklarını 7. İkili yıldızları

8. 10 birimden daha karanlık yıldızları 9. Değişken yıldızları

10. Sokağın diğer ucundaki komşunuzun ne renk pijama giydiğini Teleskop ne kadar büyük olmalı?

Çok büyük bir teleskoba ihtiyacınız yok. Önemli olan alınacak teleskobun, ileri teknoloji ile üretilmiş lenslere sahip olması ve bunların özenle yerleştirilmiş olmasıdır. Geniş lenslere sahip teleskoplar gece görüşü açısından daha faydalı olacaktır. Düşündüğünüz kadar fazla bir büyütmeye ihtiyacınız yok. Kırılmalı bir teleskop için 60-75mm'lik lensler uygundur. Yansıtmalı teleskoplarda ise bu rakam 120-150 mm ye kadar çıkabilir.

• Oyuncak mağazasından teleskop almayın

• Memnun kalmadığınızda paranızı geri alabileceğinizden emin olun

• Eğer teleskobunuz temiz ve keskin görüntüler sağlamıyorsa paranızı hemen geri alın.

(16)

Odak Uzaklığı ve büyütme

Teleskoplar iki takım merceğe sahiptir: Yıldızların yaydığı ışığı odaklayan ana lens ve oluşan görüntüyü göze odaklayan oküler lens takımı. Bir merceğin odak uzunluğu, merceğin merkezinin odak noktasına olan uzaklığıdır. Bir teleskobun büyütmesini, ana lensin odak uzunluğunu okülerin odak uzunluğuna bölerek bulabilirsiniz.

Yani ana lens odak uzunluğu 1000 mm ve oküler odak uzunluğu 20 mm olan bir teleskobun büyütmesi 1000/20=50x (Burada 50x ifadesindeki x işareti, "kez, kere, defa/ kat" demektir. Yani, 50x yazdığımızda, "elli kat büyütme" demektir. Ç. N.) formulü ile bulunur. Oküler odak uzunluğu ne kadar küçük ya da ana lensin odak uzunluğu ne kadar büyük olursa, büyütme o kadar fazlalaşır.

Yansıtmalı ve kırınımlılar

Genel olarak iki ana gurup teleskop vardır: Kırınımlılar ve Yansıtmalılar.

• Kırınımlılar, görünüş itibariyle çoğu insanın teleskop idealine uygundur; uzun ve incedirler. Kırınımlı olarak adlandırılırlar, çünkü uzak nesnelerden gelen ışınları kırarak veya bükerek odaklarlar. Bir uçta gözetleme deliği, diğer ucunda nesne merceği (lensi) bulunur. Bu mercek, nesneden gelen ışınları odaklar. Gözetleme merceği ile nesne merceği arasında, renk düzeltici lensler olması gerekir. Bu ara parçalar teleskopu "akromatik" yaparlar. Ucuz teleskopların çoğu akromatik değildir (rengi düzeltmez).

• Yansıtmalılar daha kısa boylu ve daha şişmandırlar, gözetleme deliği kenarda, tepeye yakın bir yerdedir. Yansıtmalı denmesinin nedeni, odaklama için ayna kullanılıyor olmasıdır. Işık, teleskobun önünden girip, arka duvardaki çukur aynadan yansır ve ortadaki düzlem aynaya doğru odaklanarak gider. Düzlem aynadan yansıyan ışıklar, gözetleme deliğindeki merceğe giderler. Gözetleme merceği ince kenarlıdır. Bu teleskop türüne bazen Newton Teleskobu denir, bunun nedeni, ilk defa 1688'de Sir Isaac Newton tarafından yapılmış olmasıdır.

(17)

Sabitleme

Bir teleskoptan güzel görüş elde etmek ve yıldızın hareketini takip edebilmek için teleskobun, sağlam ve kolayca hareket edebilecek bir şekilde sabitlenmiş olması gerekmektedir. Altazimut sabitleyicisi en basit ve ucuz sabitleyicidir. Hareketli olan iki kısımdan biri teleskobun düşey, diğeri ise yatay hareketlerini sağlar. Ne yazık ki, bu sabitleyici doğru bir yay hareketi sağlayamamasından dolayı yıldız izlemeyi zorlaştırır. Ayrıca bu sabitleyici ile gökyüzü fotoğraflarını da almakta zorlanabilirsiniz.

Ekvatoral sabitleyici yıldız izlemek için birebirdir. Dünya'nın ekseni kaynak alınarak ayarlanabilen bir kutupsal eksene sahip oluşu yıldızların sadece bu eksenin döndürülerek kolayca izlenebilmesini sağlar. Sabitleyici bir elektrik motoru ile idare ediliyorsa yıldızları takip etmek için endişelenmenize gerek kalmaz, sabitleyici bu işi kendiliğinden yapar.

Bilgisayar sürücülü altazimut sabitleyiciler ekvatoral sabitleyiciyle kıyaslanamayacak kadar hassas ve pürüzsüz çalışır, fakat biraz pahalıdırlar.

Sarsıntı yok

Birkaç yıl önce Dobson adında biri yeni bir teleskop tasarımıyla ortaya çıktı. Bu teleskobun montajı öyle basitti ki pek çok kişi bu teleskobu evde kendi kendine yaptı. Dobson teleskopları çok ucuz olmasına rağmen uzak yıldız ve galaksileri bile ayırt edebiliyordu. Ucuz bir yansıtıcı teleskop ile bir altazimut sabitleyicisinin birleşimi olan bu teleskobun başarısındaki sır, sabitleyicilerinde metal vida ve diskler yerine yapışmaz tavalarda kullanılan teflon kaplama disklerin kullanılmasıydı.

Oküler büyüm

Teleskop tarafından oluşturulan görüntü öylesine küçüktür ki, görülebilecek büyüklüğe getirmek için oküler adı verilen bir mercek takımı kullanılır (göz

(18)

merceği). Değişik oluşumların değişik gözlem koşulları altında görebilmek için çeşitli okülerler kullanırız. Küçük bir teleskopla daha iyi gözlem yapabilmenin bir yolu da, özel ilgilerinize göre dizayn edilmiş okülerler kullanmaktır. Oküler büyütmesi, genelde teleskoptan gelen görüntünün her santimini ne kadar büyüttüğüne göre ölçülür.

• İkili yıldızları ve gezegenlerin detaylarını görebilmek için yüksek bir büyütmeye ihtiyaç duyarız (20x civarında).

• Karanlık ve uzak galaksiler ya da Pleiades gibi yıldız yığınlarını gözlemlemek için 5x ve 6x dan daha fazla büyütmeli oküler kullanmamak daha yerinde olur.

(19)

AY VE GÜNEŞ

Gerçekten de uzakta olmalarına rağmen, gökyüzünde çıplak gözle görebildiğimiz en parlak ve en büyük iki şey Ay ve Güneş'tir. (Tabii ki Güneş'e asla çıplak gözle bakmamalıyız). Güneş bizim yıldızımızdır. Isınmamızı ve aydınlanmamızı sağlayan, inanılmaz boyutlarda enerji yaymakta olan dev bir ateş topudur. Ay ise sadece Güneş ışığını yansıtarak parlayan dev bir kaya parçasıdır.

Küçük dev büyük cüce

Güneş ve Ay Dünya'dan bakıldığında neredeyse aynı boyutta görünür. Bunun nedeni ise yalnızca ilginç bir rastlantıdan ibarettir.

• Güneş'in çevresi 1.400.000 kilometre, ayın çevresi ise 4500 kilometredir. Yani Güneş, Ay'dan yaklaşık 400 kat daha büyüktür.

• Dünya'dan 150.000.000 kilometre uzakta bulunan Güneş, Dünya'ya uzaklığı 384.000 kilometre olan Ay'dan yaklaşık 400 kat daha uzaktadır.

Ayın evreleri

Güneş hep aynı yuvarlak şeklinde olmasına rağmen Ay her gece şekil değiştirir. Ay'ın görüntüsündeki bu değişimlere "evreler" adı verilir. Ay'ın görebildiğimiz parçası, güneş ışığıyla aydınlanan parçasıdır. Karanlık yüz dediğimiz öbür tarafı ise hep gölgededir ve bu nedenle göremeyiz.

Ay, Dünya çevresinde dolanırken Güneş ışınlarını hep farklı açılardan alır ve böylece biz, yansıyan ışığın değişikliğinden dolayı Ay'ı farklı şekillerde görürüz. Ay'ın Dünya çevresindeki turu yaklaşık bir ay sürdüğünden, evreleri de bir aylık periyotlarla tekrarlanır. Evrelerin ilk yarısında Ay gittikçe büyür ve bu duruma "ay büyüyor" denir; ikinci yarıda gittikçe incelir, bu duruma da "küçülüyor" denir.

(20)

Takvim ayı nedir?

Takvim ayları kafa karıştırır. Takvim ayına gerçekte "aylık" veya "ayıncı" denmesi gerekir çünkü sözcüğün kökeni uydumuz olan ayın bir tam turudur. Uydumuzun bir dönüşünü tamamlaması tam olarak bir ay almaz. Gerçekte 27.3 günde tamamlanır. Ama her nasılsa bir Dolunay'dan diğerine geçen süre 29 gündür. Bu fazladan zaman, Dünya'nın da hareket etmesinden ve bu sürede ay'ın biraz geride kalmasından dolayı ortaya çıkar. Yani bu durumda her ay 29 gün çekmektedir. Takvimimize göre ayların 28 ile 31 gün arasında farklı değerler almasının nedeni zavallı ayın hızını doğru ayarlamaması değil, birkaç yüzyıl önce Papa'nın ayların farklı uzunlukta olmalarına karar vermesidir. (IV.Gregor)

Aynı eski yüz

Yine bir tesadüf eseri Ay'ın kendi ekseni etrafında bir tur dönmesi de, Dünya etrafında bir tur dönmesi ile aynı zamanı alır (27.3 gün). Yani Ay'ın hep aynı yüzü bize dönük kalır, diğer yüzü saklıdır. Bu saklı kısım ilk defa 1959 yılında Ay'ın arka tarafına geçmeyi başaran bir uzay aracı sayesinde görülmüştür. Bu dönüş zamanlarının aynı olmasının asıl nedeni bir tesadüf değildir. Ay'ın dünya etrafındaki dönüşü, Dünya'nın Ay'a uyguladığı çekim kuvveti ile kontrol edilir. Bu olaya astronomlar "dönen yörünge çifti" derler.

Gelgit (Med-Cezir) kontrolü

Her 12 saatte bir deniz biraz yükselir ve sonra tekrar alçalır. Bu yükselip alçalmalara gelgit (eski: med-cezir) denir ve bunun suçu Ay'a yüklenir. Aradaki mesafe çok

(21)

büyük olabilir ama, ayın çekimi, katı Dünya'nın çevresindeki okyanusları kendine doğru çekip Dünya'nın görünüşünü yumurta biçimine sokar. (Eğer Dünya bu kadar katı ve sert olmasaydı o da yumurta biçimine girerdi).

Bu da Dünya'nın her iki tarafındaki sularda bir yükselme yaratır. Dünya döndükçe, bu şişkinlikler, ayın altında kalan bölgede ve bunun tam karşısında, aynı bölgede kalırlar. Bunun etkisi olarak bu yükselip alçalmalar, Dünya döndükçe tüm Dünya'yı dolaşırlar. Gerçekte, kıtalar, bu yükselen dalgaların etki alanından geçerler ve karmaşık bir şekilde oluşan gelgit sularına maruz kalırlar.

Güneş, Ay'a nazaran daha uzaktadır ama o kadar büyüktür ki, oluşturduğu çekim yine de gelgit olayına neden olur. Ay ve Güneş, Yeniay ve Dolunay evrelerinde aynı hizaya geldiklerinde, çekim kuvvetleri aynı yönde etki yapar ve yüksek gelgit dalgalarına (med) neden olurlar. Bu aşamaya Bakar yükselmesi denir. Yarımay evresinde Güneş'le Ay birbirine 90° açı yaptıklarında birbirinin etkisini azaltırlar ve buna Neap yükselmesi denir.

Çeken güç: Yerçekimi

Yerçekimi bizi yeryüzünde tutan, eşyaların yere doğru hareketini sağlayan, yıldız ve gezegenlerin her türlü hareketini kontrol eden bir güçtür. Evren'deki her küçük zerrecik bir diğeri tarafından işte bu gizem dolu güç tarafından çekilir. Bir şey ne kadar büyük ağır ve yakınsa, o kadar kuvvetli bir çekim yaratır.

Güneş'in çekim kuvveti uzayın milyonlarca kilometre uzaklıklarından bile hissedilebilir. Dünya Güneş'ten küçüktür ancak Ay'ın kendi etrafında dönmesine yetecek kadar büyüklükte bir çekim gücüne sahiptir. Bir portakalın çekim kuvveti Dünya'nınkinden kat kat daha azdır. İşte bu da elinizden düşen bir portakalın neden yukarı değil de aşağı doğru bir hareket yaptığını açıklıyor.

Yerçekimi ne yapar?

(22)

• Gezegenlerin Güneş çevresinde dönmesini sağlar. • Dünya'mızın parçalara ayrılmamasını sağlar.

• Güneş'i kendi üzerine sıkıştırıp yoğunlaştırarak yanmaya devam etmesini sağlar. • Sizi yerde tutar.

• Cisimlerin yere doğru hareketini sağlar. • İp cambazlığını zor bir meslek haline getirir.

Büyük elma

1665'te bir gün Isaac Newton (1642-1727) adlı genç bir adam bahçede oturmuş düşünürken, bir elmanın ağaçtan düşüşünü görene kadar, gezegenlerin neden Güneş'in etrafında döndüğü veya cisimlerin neden yere düştüğüne dair kimsenin bir fikri yoktu. Newton, elmanın aslında düşmediğini, Dünya'ya doğru görünmez güçlerce çekildiğini varsaymıştı. Bu basit ama parlak fikri sayesinde Yerçekimi Teorisi'ni geliştirdi. Her maddeye çekme gücünü veren bu kuvvet olmasaydı, Güneş, Ay ve gezegenler başıboş hareket ederlerdi.

Birçok kişi bu elma hikayesinin bir mit olduğunu ileri sürer. Oysa bunun böyle olduğunu anlatan Newton'un ta kendisidir.

Ağır gezegenler

Newton'a göre yerçekimi kuvveti evrenin her yerinde aynıydı. İki maddenin arasındaki çekim kuvveti (örneğin gezegenlerin) cisimlerin kütlelerine (madde miktarı) ve birbirlerine olan uzaklıklarına bağlıdır. Bir cismin ağırlığı, ne kadar büyük bir yerçekimi kuvvetine maruz kaldığına bağlıdır. Büyük bir gezegendeki her şey küçüğündekine oranla daha ağır gelecektir. Çünkü kütle arttıkça çekim artacaktır. Yani bir cisim Ay'da tartıldığında, Dünya'daki ağırlığının altıda biri kadar gelecektir. (Çünkü Dünya ile Ay'ın kütleleri arasındaki oran: 1/6.05 tir.).

Her zaman işe yarar

Newton'un Yerçekimi Teorisi'nde ilginç olan bir şey de neredeyse tüm hesaplamalarda doğru sonucu vermesidir. Milyarlarca kilometre uzaklıktaki bir yıldızın kütlesini hesaplamaktan tutun da bir uzay aracının uçuş planını yapmaya varana kadar bir çok işte kullanılır. Astronomlar Neptün gezegeninin varlığını, gezegeni gözlem araçlarıyla tespit etmeden çok önce kabul etmişlerdi. Çünkü sistemimizdeki hareketi ancak bu şekilde açıklayabiliyorlardı.

Bazen de yaramaz

Böylesine parlak bir teoride bile eksik olan bir nokta olabilir. Hesaplamalar Merkür dışında tüm gezegenler için mükemmel sonuç veriyordu. Ancak Merkür için

(23)

sonuçlar doğruluktan oldukça uzaktı. Bu sorun Albert Einstein (1879-1955) adlı genç bir adamı rahatsız etti. Merkür'ün bu uyumsuz hareketini, evrene bakışımızı değiştiren yeni bir yerçekimi teorisi ile açıkladı.

Genel görecelik kavramıyla, yalnızca maddenin değil, herşeyin yerçekimiyle çekileceğini gösterdi. "Güçlü bir çekim kuvveti zaman ve uzayı eğip bükebilir, uzayı bükmesinden dolayı ışık huzmelerini de bükebilir". Einstein bu teorisini, 1919 yılındaki bir Güneş tutulması sırasında yapılan gözlemler ve ölçümlerle kanıtladı. Burada, uzak bir yıldızdan gelen ve Güneş'e teğet geçen ışınların hafifçe büküldüğü görüldü.

Ay'ın yapısı nasıldır?

Ay henüz gençken, büyük kaya parçalarının çarpması sonucu oluşmuş kraterlerle kaplı, cansız ve kıraç bir yerdir. Yüzeyi, çıplak gözle de görülebileceği gibi, gün içindeyken gümüşi geceleyin ise mürekkep siyahı bir renk oluşturan toz tabakasıyla tamamen kaplanmıştır. Hava bulunmaması nedeniyle, gökyüzü her zaman kapkaradır ve toz tabakasını hareketlendirecek bir nefes gücünde bile hava akımı yoktur. Aslında, 1969'da Ay'a ilk ayak izleri basan adamların izleri bile halen yerindedir ve sonsuza kadar öyle kalacaktır.

Ay'da yapabileceklerimiz

• 4 metre yüksekliğe zıplayabilirsiniz. (Ay astronotları ağır uzay giysileri içinde bile çok yükseğe sıçrayabilirler, çünkü Ay'daki çekim Dünya'dakinin sadece altıda biri kadardır).

• 360 saat hiç durmaksızın güneşlenebilirsiniz. (Tabii ki 127 dereceye kadar çıkan sıcaklık ve öldürücü radyasyon biraz sorun yaratabilir).

• Avustralya, Avrupa ve Amerika'yı 15 saatten kısa bir sürede izleyebilirsiniz. (Dünya, Ay'ın gökyüzünde hep aynı noktada kalır ve 24 saat içerisinde tam bir turunu izleme şansınız vardır).

(24)

Ay'ı gözlemlerken

Ay'ı detayları ile incelemek için iyi bir dürbün veya küçük bir teleskopa ihtiyacınız olacak. Size garip gelebilir ama Ay'ı gözlemlemenin en uygun evresi Dolunay değildir. Güneş, Ay yüzeyini öylesine fazla aydınlatır ki, şekil ve görüntüleri oluşturan gölgeler gözle görünmez hale gelir. Tüm yüzeyi detaylarıyla incelemek için Ay'ın tüm evrelerinden yararlanmak gerekir. Gözlem için en uygun yer, Ay'ın karanlık ve aydınlık yüzleri arasında geçiş oluşturan gölgeli kısımdır. Bu ışık düzeyi en iyi gözlem ortamını oluşturur.

1. Maria, çıplak gözle açıkça görebileceğiniz geniş siyah lekelerin adıdır. Maria Latince "denizler" demek olmasına rağmen, Ay yüzeyinde bir damla bile su yoktur. Bu siyahlıklar, uzun zaman önce Ay'ın içinden dışarı aka sıcak lavların oluşturduğu alçak ovalardır.

2. Kraterler, kaya parçalarının çarpmalarıyla oluşmuş devasa, yuvarlak, tabak şeklinde çukurlardır. Bazıları 10.000 metre derinliklere ulaşır, ama kenar eğimleri azdır.

3. Işın kraterleri, yüzlerce kilometre uzağa ışın gönderen kraterlerdir. Bu ışınlar, Ay

yüzeyine kaya çarptığında dışarı fışkıran kaya ve toz parçalarının görüntüleridir.

4. Dağlar. Ay, şaşırtıcı bir şekilde dağlıktır. Apenin Dağları orta kuzeydedir ve 9 000

metreyi aşan bazı zirveleri Everest'ten daha yüksektir.

5. Vadiler. Ay üzerindeki vadiler, Dünya'daki bazı vadiler gibi susuzdur. Tamamen

volkanik etkinlikler sonucu oluşmuşlardır.

Hava umudu

Eski zaman astronomların farklı bir mizah anlayışı olmalı. Ay yüzeyindeki çorak düzlükleri "deniz" olarak adlandırmakla kalmayıp, Güneş Sistemi'ndeki en sessiz ve sakin yerlerden biri olan Ay'a gayet hareketli isimler vermişler. İşte bunlardan bazıları, Bulut Denizi (Mare Nubium), Fırtına Okyanusu (Oceanus Procellarum), Sağanak Denizi (Mare Imbribium), Gökkuşağı Körfezi (Sinus Iridum).

(25)

Dev adım

Ay, Dünya'mız dışında insanoğlunun üzerinde bulunduğu tek yerdir. Buraya ilk gönderilen insanlar, Apollo 11 göreviyle 21 Temmuz 1969 tarihinde ayak basan Neil Armstrong ve Buzz Aldrin adlı Amerikalı astronotlardı. Neil Armstrong, Sükunet Denizi'ne ayağını bastığında şu sözleri söylemişti: "Bu bir insan için küçük, ama insanlık için dev bir adım". 1969 ve 1972 tarihleri arasında Ay'a 10 astronot daha gönderilmişti.

Güneş nedir?

Güneş helyum ve hidrojen gazlarından oluşmuş, muazzam büyüklükte bir ateş topudur. Çekirdeğindeki inanılmaz basınçlar, hidrojen atomlarını reaksiyona sokarak, sıcaklığın 15 milyon dereceye kadar yükselmesine yol açar. Tüm bu ısı yüzeyde kavurucu bir ısı oluşturur. En dış katman, yani ışık küre öylesine parlak ki 1.5 milyon km uzaktan bile Dünya'yı aydınlatır. Işık küredeki ısı düşünebileceğiniz herhangi bir maddeyi buharlaştırabilecek bir sıcaklık olan 5500 dereceye varır. Güneş'in 500.000 kilometre uzağında olsanız bile, ya canlı canlı kızarır ya da yaydığı güçlü radyasyon yüzünden ölürsünüz.

DİKKAT!!! BİR TELESKOPLA ASLA GÜNEŞ'E BAKMAYIN. BUNU BİR AN İÇİN

BİLE YAPSANIZ KESİNLİKLE KÖR OLURSUNUZ.

Güneş'i incelerken

Güneş'e, hiçbir zaman direkt olarak bakmamamız gerekir. Öylesine parlaktır ki görüntüsünü bir teleskop veya dürbün kullanarak bir parça kağıda yansıtabiliriz.

(26)

Küçük kırıcı bir teleskop bu iş için idealdir. Eğer bunun için dürbün kullanacaksanız sadece bir lensinden yararlanmanız daha doğru olur.

İhtiyacınız: 1. Beyaz kağıt 2. Karton 3. Makas

4. Yapışkan bant

1) Karton üzerinde teleskobumuzun izleme merceği kadar bir delik açarak bunu

teleskoba yapıştırın.

2) Teleskobun her iki tarafının da lens kapaklarını kapatın.

3) Teleskobu Güneş'e çevirin. (Güneş'e bakmamaya dikkat edin, bunun için

teleskopun gölgesinden yararlanın).

4) Teleskobun arka kısmına bir parça kağıt tutun.

5) Ana lensin kapağını çıkarın, kağıdı hareket ettirerek ve teleskobun odaklanmasını

ayarlayarak Güneş'in net olarak görünmesini sağlayın.

Kağıdın üzerindeki görüntü ters olur ve üzerinde rastgele karanlık lekeler bulunur. Bu lekelere Güneş Lekeleri denir. Güneş Lekeleri'nin bulunduğu bölge, Güneş fotosferinin diğer bölgelerine göre 2000 °C daha soğuktur. Lekeler, Umbra denilen karanlık bir bölge ve bunu çevreleyen (Penumbra denilen) aydınlık bir kısımdan oluşur. Güneş Lekeleri genellikle guruplar halinde görünürler. Bu gurupları birkaç gün izlemeyi sürdürürseniz, Güneş'in yüzeyinde bir uçtan diğer uca doğru hareket ettiğini görürsünüz.

Gerçekte lekeler hareket etmez; ama Güneş de Dünya gibi kendi ekseni çevresinde dönüyor olduğundan dolayı lekeleri hareket ediyormuş gibi görürsünüz. Güneş'in kendi ekseni çevresinde bir turu bir aydan biraz az sürer, bu yüzden Güneş Lekeleri, bir kenardan diğer kenara 2 haftalık bir sürede ulaşırlar, sonra kaybolup 2 hafta kadar sonra yeniden diğer tarafta ortaya çıkarlar. Yine 2 hafta görünür, 2 hafta

(27)

kaybolurlar. Güneş Lekeleri'nin çoğu, kısa ömürlüdürler ve bu görünme ve kaybolma gezintisini bir veya iki kezden daha fazla yapamazlar.

Güneş Lekeleri'nin sayısı değişkendir, her 11 yılda bir olabilecekleri en fazla sayıya (maksimuma) ulaşırlar. Bu zamanlarda Dünya'da hava biraz soğuk olur. Bunun sonuncusu 1991 yılında olmuştu, bir sonraki 2002 yılında bekleniyor.

Ay ve Güneş Tutulmaları

Dünya ve Ay, zaman zaman bir diğeriyle Güneş'in arasına girer. Bu olaya "tutulma" denir. Çünkü, arada kalan, diğerine gelen Güneş ışığını tutar.

Ay Tutulması. Ay, Dünya'nın arkasında dolanıp gölgesine girdiğinde Ay tutulması

olur. Bu, yılda bir veya iki kez olur. Ay Dünya'dan çok uzakta ve Dünya'nın gölgesi de küçük olduğundan Ay tutulması yalnızca bir kaç saat sürer. Dolunay sırasında oluşan bir Ay tutulmasını izlerseniz, Ay yüzeyini süpüren bir karanlık disk gölgesi görürsünüz. Bu Dünya'nın gölgesidir. Bir tam tutulmada gölge, Ay'ı tamamen kaplar ama, tamamen karanlık olmaz, koyu bir pas kırmızısına döner. Bunun nedeni, Güneş'ten gelen ışınlar Dünya tarafından tutuluyor olmasına rağmen, ışınlardaki kırmızı renk tonlarının dünya atmosferi tarafından saptırılmasıdır. Kısmi tutulmalarda ise gölge, Ay'ın bir kısmını kaplar.

Ay tutulmaları zamanları:

16 Temmuz 2000 9 Ocak 2001 16 Mayıs 2003

Güneş Tutulması. Ay Dünya ile Güneş arasına girer ve Dünya üzerindeki birkaç

kilometre genişliğinde bir gölge oluşturur. Eğer, Ay'ın Dünya'da yaptığı gölgenin içindeyseniz, Ay'ın Güneş'in önünden karanlık bir disk olarak geçtiğini görürsünüz. Ancak bir tam tutulma hariç, Güneş'e çıplak gözle bakmamalısınız. Bir tam tutulma anında Ay, Güneş'in önünü tamamen kapatır ve bu durumda Güneş'in görülebilen kısmı yalnızca çevresindeki ışık haresidir (korona). Koronanın özel cihazlar olmadan

(28)

görülebildiği tek an işte bu tutulma anıdır; astronomlar bu anı yakalayabilmek için çok uzun mesafeler katederler.

Tam Güneş Tutulması yılda bir veya iki kez olur, ama böyle bir tutulmayı görme şansımız çok azdır. Bunun nedeni, hem çok küçük bir bölgeden görülebilmesi ve hem de yalnızca birkaç dakika sürmesidir.

Güneş tutulmaları, yerleri ve zamanları

11 Ağustos 1999 Avrupa, Kuzey Afrika, Arabistan, Grönland 21 Haziran 2000 Güney Atlantik, Güney Afrika

4 Aralık 2002 Güney Afrika, Hint Okyanusu'nun güneyi Güneşi kim yedi?

Güneş tutulmaları o kadar nadir izlenir ki, insanlar bu olayı her zaman dehşetle izlemişlerdir. Astronotlar tutulmanın zamanlarını 16. yüzyıldan itibaren doğru olarak tahmin etmeye başladıklarında, kendileriyle çok övünmüşlerdi. Tutulma kehanetleri ile yerlileri korkutan Avrupalı kaşiflerin hikayeleri halen anlatılır. Eski çağlarda Çinliler'in Ay Tutulması hikayesi hayli yaratıcıdır.

Ay'ın üç ayaklı dev bir kurbağa tarafından yutulduğuna inandığı söylenen Çinliler, bu olayı M.Ö. 1360 yıllarında bile astronomik bir olay olarak kayda geçirmişlerdir. Ancak bu pekala bir şaka da olabilir. Roma Katolik Cizvit rahipleri, 17. yüzyılda Çin'e gittikleri zaman Çin Imparatoru'nu bir sonraki Güneş Tutulması'nın zamanını tam olarak tahmin ederek çok şaşırtmışlardı. Çin'deki bu tutulma, İmparatorluk astronomlarının tahmininden bir saat sonra gerçekleşmişti. (21 Haziran 1629, saat 11:00).

(29)

GEZEGENLER

Yıldızlarla dolu gökyüzünü uzunca bir süre izlediyseniz, bazı yıldızların yıldız grupları içinde hep aynı yerde kalmadıklarını fark etmişsinizdir. Bu yıldızlar gökyüzünde bazen hızlı, bazen yavaş hatta bazen geri geri olmak üzere çok garip hareket ederler. İşte bu aylak yıldızlar aslında yıldız değil, Güneş etrafında dönerek Güneş Sistemi'ni oluşturan dev kayalardan oluşmuş gezegenlerdir. Güneş Sistemi'nde bulunan dokuz gezegen bir teleskop veya dürbünle gökyüzünde incelenebilecek en heyecan verici oluşumlardandır. Bir takımyıldıza parlak, yeni bir yıldız eklenmiş gibi görünüyorsa bu büyük bir ihtimalle dönüp durmakta olan bir gezegendir.

Her güne bir gezegen

Astronomlar uzunca bir süre, Dünya'dan başka sadece beş gezegenin varlığından haberdarlardı. Bunlar Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'dü. Güneş ve Ay ile birlikte bu toplam yedi nesne gökyüzünde sabit yıldız özelliği göstermeyen gök cisimlerini oluşturuyordu. Eski çağlarda bu yedi nesnenin özel olduğuna inanılırdı. Tıpkı haftanın yedi gününün olması gibi. Bazı dillerde haftanın her günü bir gezegen adıyla anıldı. Örneğin İngilizce'de:

Sunday: (Sun-day: Güneş: Pazar günü) Monday: (Moon-day: Ay günü: Pazartesi)

Saturday: (Saturn-day: Satürn günü: Cumartesi)...gibi. Aşağı gezegenler

Dokuz gezegenden ikisi olan Merkür ve Venüs "aşağı gezegenler" olarak adlandırılır. Bu tabii ki onların zavallı gezegenler oldukları anlamına gelmez. Bu söz onların Güneş'e Dünya'dan daha yakın olduklarını basitçe anlatır. Hatta öylesine yakındırlar ki Güneş'in parlaklığı yüzünden onları her zaman göremeyiz. Eğer Güneş bu kadar parlak olmasaydı, onları gündüzde görebilirdik.

Böyle olduğu için bu gezegenleri sadece Güneş battıktan sonra veya doğmadan hemen önce görebiliriz. Merkür veya Venüs Güneş'le aynı hizaya geldiklerinde ise hiç göremeyiz. Merkür ve Venüs'ü diğer gezegenlerden farklı kılan bir diğer şey ise, tıpkı ay gibi, evrelere sahip olmalarıdır.

Yukarı gezegenler

Diğer altı gezegen Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Merkür ve Pluto "üstün gezegenler" olarak adlandırılırlar. Nedeni sizinde tahmin ettiğiniz gibi Dünya'ya göre Güneş'ten

(30)

daha uzak olmalarıdır. Bu gezegenler yıldızlara benzerlik göstererek doğudan yükselip, batıdan kaybolurlar. En iyi gözlemlenebildikleri zaman, Güneş'e göre Dünya'nın arkasında oldukları zamandır. Bu, Dünya'nın Güneş'i gören kısmının tam tersi tarafında bulunduğu zaman anlamına gelmektedir. Diğer durumda ise Güneş'in arkasında kalmaları nedeniyle bu gezegenleri göremeyiz.

Büyük dönüş

Gezegenler Güneş etrafında hep aynı yörüngeyi izlerler. Gezegenlerin yörüngeleri neredeyse daireseldir. Çoğu zaman hafifçe eliptik (oval) bir yol izlemeleri nedeniyle bazen Güneş'e en yakın noktaya Perihelin en uzak noktaya ise Aphelin adı verilir.

Dünya'da bir yıl

Dünya'nın Güneş etrafında bir dönüşü tam olarak 365,24 gün alır. Bu ise neredeyse bir yıl demektir. Çünkü yeni yılı sabahın 5:48'inde kutlamak biraz zor olabilir. Takvimde bir yıl 365 gün olarak görünür. Fazladan olan bu 0.24 günü atar, 4 yılda bir tam gün ekleriz ve yine her 4 yüzyılda bir bu artık günü eklemeyiz çünkü artık yıl her sene 0.24 yerine 0.25 gün ekler. Gerçekte bu kadar karışık olmasına rağmen bu şu anlama gelir: Yılın aynı tarih ve zamanlarında Güneş gökyüzünde hep aynı yerdedir. Gezegenlerin hepsi Güneş etrafında farklı zamanlarda bir tur tamamlar. Yani her gezegende yıl uzunluğu farklıdır. Güneş'ten daha uzak bir gezegen, daha uzun bir yörünge ve daha uzun bir yıl anlamına gelir.

Merkür ateş ve buz

Merkür gezegenlerin Ferrari'si sayılır. Çünkü Güneş çevresinde bir dönüşünü 88 günde tamamlar. Eğer bu kadar hızlı hareket etmeseydi Güneş'in yerçekimi tarafından çekilirdi. Merkür, meteorların çarpmasını engelleyecek bir atmosferi çevresinde tutmayacak kadar küçüktür. Milyarlarca yıl süren çarpışmalar sonucu

(31)

tüm yüzeyi Ay'dan bile daha fazla kraterlerle doludur. Gezegenin yüzeyinde bir gezinti sırasında görebileceğiniz şeyler boş ve büyük çukurlar, yüzlerce kilometre uzunluğunda tepeler ve sarı toz olacaktır.

Neden Merkür?

Merkür'e bu adı veren Yunan astronomlardı. Aslında Hermes diye adlandırılmıştı. Yunan mitolojisinde tanrıların hızlı bir habercisi olan Hermes'in adının verilmesi, gezegenin hızlı hareket etmesi yüzündendir. Romalılar Hermes'e Merkür dedikleri için bu gezegenin adı da değişmiştir.

Kış sporları

Merkür'e kayak yapmaya gidebilirsiniz, çünkü kutuplarında küçük buz örtüleri vardır. Ancak yanınıza aside dayanıklı kayak takımları almanız gerekir, çünkü bu buz asittir.

Yaşlılık

Dünya kendi ekseni etrafında tam olarak 24 saate döner ve bu dönüş yüzünden Güneş her 24 saatte bir görünür ve kaybolur. Ancak Merkür kendi ekseninde bir turunu çok yavaş bir hareketle 59 günde tamamlar. Bunun tam tersi olarak Güneş etrafında bir turunu 88 günde tamamlayan Merkür, üzerinde bir noktada Güneş Güneş'ten uzaklık

Ekvatorda çap Yörüngede bir tur Gün Eğim Kütle Yüzey ısısı Uydu Min. 45.9 milyon km Max. 69.7 milyon km 4878 km 88 Dünya günü 58.6 Dünya günü 2 derece 0.055 Dünya kütlesi -180 derece +430 derece yok

(32)

göründüğünde uzun bir süre batmaz. Bu süre tam olarak 176 dünya günü yani iki Merkür yılıdır. Bu da Merkür'de 100 yaşına kadar ancak 50 gece uykusu uyuyabileceğiniz anlamına gelir.

Buruşuk elma

Merkür'ün ciddi bir şekilde gerdirme operasyonuna ihtiyacı var. Güneş Sistemi'nde bu kadar buruşuk bir gezegen daha yoktur. Bunun nedeni Merkür'ünde tıpkı dünya gibi demir bir çekirdeğe sahip olmasıdır. Ancak Dünya'nın çekirdeği oluştuğu zamandan bu yana sıvı kalacak kadar sıcak kalmayı başarabilmiştir. Merkür'ün çekirdeği katılaşmış, küçülmüş, şekilsizleşmiş ve bu şekilsizleşen çekirdeğin üzerindeki ince üst katman da buruşuk bir elmaya benzemiştir. Mariner 10 uzay araştırma uydusu Merkür yüzeyinde 3.000 metre yüksekliğinde kilometrelerce uzunlukta kabartılar bulunduğunu tespit etmiştir.

Güneş Merkür'den Dünya'dakinden üç kat daha büyük görünür. Çünkü Merkür Güneş'e çok daha yakındır. Yörüngesinde iki kez Güneş'e çok yaklaşan Merkür bu anlarda daha hızlı hareket etmeye başlar. Bu sırada Güneş sanki ters yönde hareket ediyormuş gibi görünür ama bu olay sadece bir kaç saat sürer.

Krater adam

Merkür çok kültürlü bir yerdir. Oraya giderseniz Bach, Beethoven, Wagner, Shakespeare, Tolstoy ve Homer'i ziyaret edebilirsiniz. Bunlar Mariner 10 uydusu tarafından Merkür'de saptanan yapılara verilen adlardır.

MERKÜR'Ü İZLEMEK Nereye bakmalısınız?

Merkür'ü sarı ve sürekli ışığından ayırt edebilisiniz. Ufuk çizgisinin hemen üstündedir.

Nasıl bakmalıyız?

Merkür'ü çıplak gözle gözlemleyebiliriz. Merkür üzerindeki detayı bir dürbünle bile görmek zordur. Ancak onun bir gezegen olduğunu sürekli ışığından anlarız. Büyükçe bir teleskop (150x büyütmeli, 30 cm açıklığı olan bir teleskop) kullanma imkanımız olursa, Merkür üzerindeki her detayı inceleyebilirsiniz.

Ne zaman bakmalıyız?

Merkür çok utangaç bir gezegendir. Kopernik de dahil olmak üzere birçok ünlü astronom hayatlarını Merkür'ü bir an bile göremeden geçirmişlerdir. Parlak olmasına

(33)

rağmen, Güneş'e çok yakın olan konumu yüzünden yıl içinde, genellikle baharlarda, sadece bir kaç gün görülebilir. Bunun dışında gecenin ölü karanlığında asla göremeyiz, çünkü Merkür'de Venüs gibi yalnız sabah ve akşam görünür.

Venüs cehennemi

Belli bir uzaklıktan, en yakın komşumuz olan Venüs çok güzel izlenebilir. Harika beyaz bulutlarla kaplı bu gezegen bir fener gibi uzayda asılı durmaktadır. Fakat bu görüntüler aldatıcı olabilir. Bulutların altında Venüs, bir cehennem tablosu çizer. Bulutlar sülfirik asitten meydana gelmiş ve öylesine kalınlaşmıştır ki gezegen üzerindeki atmosferik basınç Dünya'dakinin yaklaşık 90 katıdır. (Bir arabayı düzlemeye yetecek kadar). Yüzeyi düz kayalar ve volkanlardan ve tabii ki yer yer kraterlerden oluşmuştur. Burada, turuncu renkli gökyüzünün altında ısı bir fırından çok daha sıcak, 470 derecedir.

Venüs hakkında bir çift söz

Venüs gerçekten çok yavaş bir hareket yapar. Güneş'in çevresinde dönüşü yaklaşık 225 gün alır. Buna ek olarak kendi ekseni etrafında bundan çok daha yavaş hareket eder. 243 gün içinde tamamladığı bu dönüş bir Venüs gününün bir yıldan daha uzun bir zaman sürmesine neden olmaktadır. Yani eğer Venüs'de kahvaltıyı kaçırırsanız, bir sonraki için bir yıldan daha fazla beklemeniz gerekir.

Venüs, Uranüs dışında, kendi ekseni çevresindeki dönüşü, yörüngesinde gidiş yönünün tersine olan tek gezegendir. Astronomlar, bunun, Venüs'e uyguladığı çekim kuvveti nedeniyle ters dönmesine neden olan Dünya'nın suçu olduğunu düşünürler.

Venüs'te parti

Venüs'ün kalın bulut tabakası yüzeyi öylesine iyi saklar ki eski zaman astronomları onların altındakilerle ilgili fantastik teoriler ortaya atmışlardı. Bazı insanlar bunca bulutun altında nemli tropik bataklıkların olduğu, ormanlarla kaplı bir gezegen olduğunu düşünmüşlerdi.

(34)

Aldığı ışığa göre silikçe parlayan bu bulutlar hakkında bir 19. yüzyıl astronomu olan Franz von Gruithuisen bu parlaklığın yeni bir imparatorun taç takmasını kutlayan Venüslüler tarafından oluşturulduğuna inanıyordu. Daha sonra da düşüncesi bulutların orman yangını sonucu ortaya çıktığı yönünde değişti. Acı gerçek, 1970'lerde gezegene inen Rus Venera araştırma aracı sayesinde ortaya çıktı.

Şanslı yıldız

Venüs gezegenini gündüz görmenin şans getirdiğine inanılırdı. 1812'de Moskova'ya saldırmadan önceki sabah, bu yıldızı gören Fransız İmparatoru Napolyon da böyle düşünmüştü. Rusya taarruzu kariyerinin en büyük felaketiydi.

Gizli sera

Venüs Güneş Sistemi'ndeki en sıcak yerdir. Bunun bir nedeni Güneş'e yakın olmasıdır. Ancak Venüs, Güneş'e çok daha yakın olan Merkür'den bile daha sıcaktır. Cevap, atmosferinde yüksek oranda bulunan karbondioksit gazında yatar. Karbondioksit bir seradaki cama benzer, Güneş'ten gelen tüm ısıyı içeri alır, ancak dışarı çıkartmaz.

Eğer gezegen üzerinde su bulunsaydı, karbonioksiti çözebilirdi, ancak gezegen o kadar sıcaktır ki herhangi bir su kütlesi buharlaşır ve karbondioksit seviyesi hiç düşmez ve tüm bunların etkisi sonucu ortaya çıkan sera etkisi gezegeni kavurur. Venüs'ün daha da ısınmamasının tek nedeni yüzeydeki volkanların oluşturduğu, sülfirik asit bulutlarına dönüşen gazların güneş ışınlarını bloke etmesidir.

VENÜS'Ü İZLEMEK

Nereye bakmalıyız? Gece gökyüzünde Venüs, aydan sonra en parlak ikinci şeydir. Nasıl bakmalıyız? Venüs'ü çıplak gözle bir ışık noktası olarak kolayca görebiliriz. İyi

bir dürbün ya da küçük bir teleskopla, değişim evrelerini inceleyebilirsiniz. Gezegenin en yakın olduğu durumda, evrelerinin çıplak gözle göründüğünü iddia eden astronomlar vardır. Kalın atmosferi, yüzeydeki hiçbir şeyi güçlü bir teleskopla bile göremeyeceğimiz anlamına gelir. Fakat gezegenin kutuplarında kutupsal şapka

(35)

adı verilen parlak alanlar görebilirsiniz. Ayrıca gezegenin karanlık tarafında güneşin kalın atmosferde yansıması sonucu ortaya çıkan parlak bir çerçeve görebilirsiniz.

Ne zaman bakmalıyız? Tıpkı Merkür gibi Venüs de sadece şafakta ve gurupta ortaya

çıkar. Fakat bize çok daha yakın ve parlak olduğu için görülmesi daha kolaydır. Güneş battıktan sonra 4 saat boyunca gökyüzünde kalır.

Batıda gece Doğuda sabah

2000 Ocak'tan Temmuz'a Ocak'tan Mart'a

Kırmızı gezegen - Mars

Mars, Jüpiter ve Venüs kadar parlak olmasa da o kan-kırmızı rengiyle her zaman dikkatleri çekmiştir. Mars Venüs'ten sonra bize en yakın yıldızdır. Ayrıca tıpkı Dünya gibi bir atmosfere ve gece gündüz sıcaklıklarına sahiptir. Bir gün neredeyse Dünya'dakine eşittir ve gezegenin eğimi yaklaşık olarak Dünya'daki ile aynıdır. Hatta buzlarla kaplı kutupları bile benzer ama benzerlik buradan öte geçmez.

Mars gündüzleri pembe bir gökyüzüyle ılık ve geceleri dondurucu soğukta, kırmızı renkli çölden oluşmuş bir gezegendir. Bunların ötesinde yalnızca kaya ve tozdan oluşmuş, yer yer suyu olduğu dönemde oymuş olduğu vadiler ve dev volkanlardan oluşan bir gezegendir.

Mars'ta bir tatil için nelere ihtiyaç var

• Oksijen kaynağı, solumak için sadece karbondioksit vardır. • Beslenme çantası, görünürde bir Mc Donalds yok.

• Kalın bir pijama, geceleri Sibirya'nın kışından daha soğuktur. • Yağmurluğu unutun, milyonlarca yıldır yağmur yağmadı. • Mayonuzu hiç almayın, sadece kumsal, deniz yok!

Neden Mars? Mars kırmızı renginden ötürü, Roma Savaş Tanrısı Mars'ın adı ile

isimlendirilmiştir.

Güneş'ten uzaklık Ortalama 227.9 milyon km. Ekvator'da çap 6786 km.

Yörüngede bir tur 687 Dünya günü

Gün 24.62 saat

Eğim 25.19

Kütle 0.11 Dünya kütlesi Uyduları Phabos ve Deimas

(36)

Uzaya uçmak

Mars'ın uydularından biri olan Dermas'ta yer çekimi öylesini azdır ki biraz hız alırsanız, bir bisiklet ve bir rampayla uzaya uçabilirsiniz.

Aşk krateri

Mars'ın uydusu Amerikalı astronom Asaph Hail tarafından keşfedildi. Teleskobuyla gözlem yapmakta olan astronom, toparlanıp yatmak üzereyken eşinin ısrarları üzerine gözlemine devam etmiş ve bu iki nesneyi keşfetmiştir. Daha sonra eşinin anısına bu iki uydu Phobos (korku) ve Deimos (panik) olarak adlandırılmış ve Phobos uydusunda bir kraterde kızlık soyadı olan Stickney olarak isimlendirilmiştir.

Marslı canavarlar

• Mars'taki Olimpus Mons Yanardağı, Güneş Sistemi'ndeki en büyük yanardağıdır. İrlanda büyüklüğünde ve Everest dağının 3 katı yüksekliğindedir.

• Valles Marineris Vadisi'nin yanında Grand Canyon cüce kalır.

Mars'ta hayat var mı?

• "Mars Marslılar'ın yaşadığı yerdir". Bu sözler Amerikalı bir astronom olan Percival Lowell'ın 1880'lerde teleskobuyla Mars yüzeyinde kara çizgiler keşfetmesi ile bilim adamlarının dilinde yaygınlaştı. Lowell bunların Marslılar tarafından inşa edilen kanallar olduğunu söylemişti. Ne yazık ki 1950'lerde güçlü teleskoplar bunun optik bir göz yanılması olduğunu gösterdi. Fakat yüzyıl boyunca astronomlar Mars'ta en azından ilkel bir hayatın olabileceği konusunda ısrar ettiler.

• Viking araştırma aracı 1970'lerde gezegene indiğinde ne bir Marslı ne küçük bir yaratık, ne de mikroskobik bir organizmayla karşılaştı. Tüm araştırmalara rağmen Mars bir kapı tokmağı kadar ölü gözüktü.

• 1996 yılında Mars'ta hayat avı yeniden gündemdeydi. Mars'ta yüksek hızlarda meteor çarpmaları sonucu uzaya saçılan parçaların bazıları Dünya'ya ulaştı. Bu parçalar üzerinde araştırma yapan bilim insanları, sadece canlı organizmalar tarafından üretilebilecek mikroskobik çubuklar buldular. Bu durumda, belki de Mars'ta gerçekten hayat vardır ama, Viking aracı kayalara gömülü olabilecek bu canlıları bulamamıştır. Şimdi, Amerikalılar ve Avrupalılar Mars yüzeyinde kazı yapıp, ilk Dünya dışı canlı kanıtı bulmak üzere Mars'a uzay aracı göndermek için yarışıyorlar.

(37)

Bir Marslı nasıl belirlenir?

• Yeşil yaratıklar aramayın. • Çok çok küçük olabilirler. • Yeraltında saklanır. • Büyük ihtimalle ölüdür.

MARS'I İZLEMEK

Nasıl bakmalıyız? Mars çıplak gözle, kırmızı rengi sayesinde görülebilir.

Nereye bakmalıyız? Mars çıplak gözle sadece noktasal bir renk olarak gözlenebilir.

Ama yine de gökyüzünde izlediği yolu ve Dünya onu geçtiğinde ters yönde devam eden hareketini izleyebilirsiniz. Çoğunlukla güçlü bir teleskop yardımıyla bile Mars'ı fazlaca izleyemezsiniz. Bunun nedeni çok küçük ve bulutlarla kaplı olmasıdır.

Ocak-Mart Nisan-Haziran Temmuz-Eylül Ekim-Aralık

1998- İkizler-Yengeç Aslan-Başak

1999 Başak-Terazi Başak Terazi-Akrep Yay-Oğlak

2000 Kova-Balık Görülmez Görülmez Aslan-Başak

Ne zaman bakmalıyız?

Mars her iki yılda bir Dünya, Güneş'le Mars arasına girdiğinde bir ay civarında görünür. Bu duruma "karşıtlık" denir ve Mars gece boyunca kıpkırmızı parlayan gökyüzünde en görülebilir objedir. Mars'ın karşıtları • Nisan 1999 • Haziran 2001

• Ağustos 2003 (en iyi)

Mars için projeler

İyi ve büyük bir teleskobunuz varsa, aşağıdakileri yapmaya çalışabilirsiniz. Eğer Mars'ı her gece aynı zamanda inceleme şansınız varsa, her incelemenizde Mars'ın

Referências

Documentos relacionados

Boz, +{A} biçimbirimini bu ba ğ lamda farkl ı bir metotla incelemektedir. IX).” demektedir. 3-62) çal ı ş mayla ilgili temel kavram ve sorunlar üzerinde durulur.. Yazar

Biz burada bir ay gecikmeyle travmatik kalça çı - kığı ve asetabulum posterior dudak kırığı olan bir hastaya açık redüksiyon yaptığımız ve femur başını

Tasavvufi eserlerin temel konularından biri olan gönül kavramını Ġsmail Hakkı Bursev î (ö.1725) müĢahhaslaĢtırır ve sanki gözleri olan bir organmıĢ gibi tasavvur eder.. s.1088,

Eser Mevlana ve diğer Mevlevi büyükleri hakkında ilk elden bilgi veren bir kaynak olduğu için Türk tarih ve kültüründe önemli bir yere sahiptir.. Bu

Tilley fiziksel engelli kadınlarla yaptığı bir çalışmada, kadınların cinsel rolleri mükemmel ve uygun bir vücuda sahip olmalarına bağladıkları ve geleneksel

asır Türk dünyasının dil, edebiyat, kültür ve sosyal durumuyla ilgili zengin ve özgün i lk bilgileri veren Kutadgu Bilig ve Divanü Lugati’t Türk, Türkoloji

Mevlâna ve Kierkegaard, birey ve Tanrı arasındaki ilişkiyi rasyonel bir zeminde değil, Tanrı‟nın insana, insanın Tanrı‟ya yönelimi doğrultusunda, daha çok

Buna göre faaliyet kiralamasının temel ayırıcı nitelikleri, genellikle kısa bir kiralama dönemi sonunda ve bedeli tamamen ödenmemi ş bulunan malın kiralama ş irketine