• Nenhum resultado encontrado

Riskli hastalarda ketamin-fentanyl kombinasyonundan elde edilen sonuçlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2023

Share "Riskli hastalarda ketamin-fentanyl kombinasyonundan elde edilen sonuçlar"

Copied!
4
0
0

Texto

(1)

BURSA TIP FAKtiLTESt DERGISI

Riskli Hastalarda Ketamin- Fentanyl

Kombinasyonundan Elde Edilen Sonuçlar<***>

ÖZET

Riskli hastalarda; Dissosiati{ aneste- zik olan ketaminden indüksiyon ajanı ola- rak, analjezi için hem ketamin hem de fentonyiden yararlanarak pankuroniumu

iıe kas gevşeticisi olarak kombine ederek Dengeli Anestezi Tekniği uygulamayı ö- nermekteyiz. Adı geçen ilaçların kullandı­

ğımız dozlarda kardiovasküler düzenliliği sağlayabileceğini düşünmekteyiz.

SUMMARY

· On this study, Balanced-Anesthesia Technic were performed on the patients haue ASA Physical Classi{ication grade 5, 6, 7.

Dissociatiue Anesthetic Ketamin was used {or induction and Analgesia; Fen- tanyl and Pancuronium were used as on analgesic and muscle relaxant respectiuely Combination of these agents in the·

optimum doses seems provide cardiovas- cular regularity during the aneiJtheıiD.

Dr. Gürayten özyURT(*) Dr. Derin ÖZCAN (**)

GiRiŞ

Hipnoz, Analjezi ve Kas Gevşemesi

komponentlerinden oluşan, fizyolojik bir dengenin söz konusu oldu~u Dengeli Anestezi Teknikleri özellikle RİSKLİ has- talarda başan ile uygulanmaktadır.

Günümüzde Dengeli Anestezi Teknik·

leri:

1- lnhalasyon, parenteral veya rektal anastezinin birlikte uygulanması,

2-Rejyonal Anestezi ile Genel Anes- tezinin kombine edilmesi,

3· Genel anestezikler ve kas gevşeti·

cilerinin birlikte kullanılması,

4· Nöroleptiklerle kas gevşeticilerinin

kombine edilmesi gibi 4 kategoride uygu-

lanmaktadır' .

Günlük anestezi prati~inden örnek vermek gerekirse; indüksiyona i.v. barbi- türatlarla başlamak, anestezi devamlılı~mı

(*) B. V. T. F. Aneıteziyoloji ue ReaniT7UJ1JYon Kiinü6ü Doçenti (**) B. V. T. F. Anesteziyoloji ue Reanimasyon Künüsii Uzmanı

(***) XIII. Türk Anesteziyoloji ue Reanimasyon Kongresinde Tebliğ edilmiştir.

-17-

(2)

ise anestetik gücü fazla analjezik etkisi aja- na göre azlık çokluk gösteren Halojenli

hİdrokarbonlan azot protoksitle kombine etmek ve depolarizan veya nondepolari- zan kas gevşeticilerini eklemek ço~umu­

zun başvurdu~ alışkanlıklardır.

Oysa bu uygulama sırasında kalp has- talannda, volüm eksikli~i olan riskli kişi-.

lerde barbitüratlann neden oldu~u ciddi hipotasyonlar, di~er Lv. anesteziklerio in- düksiyon ajanı olarak denenmesine ve uy-

gulanmasına yol açmıştır.

öte yandan florlu hidrokarbonlann

çeşitli organlarda yaptı~ı toksik etkilerle birlikte, analjezik etkisinden yararlanmak

amacıyla kombine edildi~i N2 O nun pul- moner arter basıncında yaptı~ı de~işiklik­

ler2, kardiovasküler stabilitesi olmayan ki-

şilerde düzeltilmesi zor güçlükler yarattı~ı

kabul edilen gerçeklerdendir.

Acaba hipotansif etkisi olmayan anal- jezik gücü fazla bir indüksiyon ajanım yi- ne güçlü bir analjezikle kombine ederek yeterli hipnoz ve analjeziyi sa~lamak

mümkün olabilir miydi?

Bu amaçla, çeşitli travma geçiren hastalarla di~er anestezi yöntemleri ile analjezisi ve kardiovasküler düzgünlü~ü sa~lanamayan hastalarda indüksiyon ajanı olarak ketamini, analjezik amaç için ise özellikle visseral a~nlarda analjezik etkisi bilinen fentanyl'i kullandık. Yine disosia- tif anestezik olan ketarninin somatik ·a~n­

larda güçlü analjezik etkisi bu ajanın anal- jezi komponentine tamamlayıcı rol oyna-

yaca~ı düşüncesini doğurdu_

MATERYELveYÖNTEM . Çalışma, 5'i travma nedeniyle, 4'ü ıleus, ı 'i over kisti torsiyonu nedeni ile la~arotomi endikasyonu konulmuş ıo acıl hasta ile 5 'i eksploratris amaçlarla la- patomiye alınmış, ı 'i aorta-femoral bypass, ı rektum ca., ı kolesistektomi ı pnömonektomi, ı trakeo özafageal fistin

- 18-

tamirini kapsayan 20 hastada uygulanmış­

tır.

Hastalar ı4-67 yaşları arasındaki çe·

şitli yaş gruplan kapsamında idiler. ASA

sınıflandırmasında 4, 5, 6 gruplarına ait- tiler.

Volüm eksikli~i olan hastalarda in·

düksiyondan önce olanaklar oranında ge- rekli kan ve volüm genişleticileri ile eksik giderilmeye çalışılmıştır.

Hastalara 2 mg.{kg. ketamin i.v. ola·

rak verildikten sonra ıoo mg. suksinilko- lin kloridle kas gevşemesi sağlanmış ve in- tübasyon uygulanmıştır. Anestezinin de·

vamWığında % 50 02/N2 O kullanılmış,

hemorojik şokun söz konusu olduğu has- talarda bu oran: % 70-% ıoo 02 oranında değiştirilmiştir. İ.v. O,OOı5 mg./kg. fen·

tanyl verildikten sonra cerrahi işlemin başlamasına izin verilmiştir. Kas gevşeti­

cisi olarak 0,05 mg./kg. pankuronium bromit kullanılmıştır.

Ketamin dozu 25 dakikada bir, Fen·

tanyl dozu ise 40 dakikada bir tekrarlan-

mıştır.

BULGULAR

İlk ketamiri dozunun verilmesinden 5 dakika sonra hastalarda sistolik kan ba·

sıncında (ort. 84,5-113, 75 mmHg) yük- selme görülmüştür. t testine göre t == 5,3 bulunmuş, bu sonuç oldukça anJamJı ola- rak kabul edilmiştir.

Diastolik basınçta ise ketaminden 7· ıo dakika sonra (ort. 64,25·71,77) yük- selme saptanmış ve bu istatistik olarak t = ı,7 anlamlı değildir.

Nabız hızında artış sistolik kan basın­

cı ile aynı zamanda başlamı~ ve nabız 87' 25-93,2 olmuş t

=

0,93 le anlamsızdır. Pnömonektomi uygulanan bir hasta- da hiler d isseksiyon sırasında ortaya çıkan bradikardi atropinizasyonla düzeltilmiş diğer hastalarda belirli bir aritıniye rast-

lanmamıştır.

(3)

Ameliyat sonrası 4 hasta servise gön- derildiginde kusma ve bulantı görülmüş­

tür.

Anestezi sonrası ortaya çıkabilecek

solunum depresyonundan kaçınmak için panküroniumun son dozu ameliyatın biti- mine 45 dakika kala, Fentanyl'in son doz- lan ise en geç ameliyatın bitiminden 30 dakika önce verilmiştir. Buna ratmen anestezi sonunda 2 hastada solunurnun geri dönmesi gecikmiş, 3 hastada ise so- luk hacmi yeterli bulunmamıştır. Solu- num depresyonunun nedenlerinin elimine edilmesi için elimizde oplum antagonist- leri bulunmadıgı için hastanın solunum yeterli soluk hacmine ulaşıncaya kadar kontrol ve asiste solunumu yaptınlmış,

ancak ondan sonra ekstübasyona geçil-

miştir.

TARTIŞMA

1965 yılında Do mi no ve ark. 3 nın Disosiatif Anestezik adıyla tanımladık­

ları ketamin günümüzde çeşitli kalp ame- liyatlannda indüksiyon ajanı olarak kul-

lanılmaktadır4-s .

Bovill ve ark.6, ketamin verilmesin- den sonra sistolik basınçta 20-40 mm_ Hg ya varan ani yükselmeler oldu~nu, dias-

tol~ basıncın ise daha yavaş yükseldij!ini gösterdiler.

Virtue ve ark.7 ise kalp debisindeki

artışın atım hacminden daha çok kalp

hızının artışına baglı olabllecegini savun- dular.

Hipotansif durumlarda ketarninin kardiovasküler etkisini inceleyen Wong ve Jenkins8, hemorajik şoktaki hastalarda kan basıncının dikkatle izlenmesi gere4ini önerdiler. Yazariara göre, kalp debisi de-

l!işmemektedir ve ketamin yalancı bir em- niyet vermektedir. İlk tedavi, eksik volü- mün yerine konulmasıdır. Septisemik şo­

kun erken devrelerinde ketamin, anestezi için en uygun ajandır.

Ketarninin ortaya çıkardıgı kan ba-

sıncı yükselmesi ve nabız hızının artışının dolaşımdaki noradrenalin artışı ile ilgili oldugu Bovill ve ark. 6 tarafından gösteril-

miştir.

Fentanyl'in artan dozlar ile orta dere- cede sistolik ve diastolik kan basınçlann­

da düşmeye neden oldugu Liu ve ark.9 ta-

rafından ileriye sürülmüştür.

Ayrıca İvankovich ve ark., 1975 yı­

lında sempatetik aktivite artınca; pan- kuranium'un sempatomimetik aktivite- sinin de potansiyelize olacagını buldu- lar1 o.

Duke ve Ark. ı ı ise Panküroniumun kalp üzerine direkt pozitif inotrop etkisi

olmayacaj!ını, ancak kalpteki muskarinik reseptörleri bloke edici etkisinin olabile- cel!lni ileri sürdüler.

Bizim çalışmamızdan elde ettij!imiz

bulguların Bovill ve ark. na uyması, keta- minin kan basıncını yükseltıcı etkisine

bağlanabilir.

Ketamin ve panküronium birlikte

kullaruldıl!ında görülen taşikardinin bizim serimizde belirli olarak bulunmayışı, yine Fentanyl'in bu etkisi ile açıklanabilir.

Ayrıca kardiovasküler sistemde, sant- ral sinir sisteminin fonksiyonlan ve meta-

bolizmasında depresyon yapan çoj!u ge- nel anesteziklerio tersine ketamin; sereb- ral korteksi deprese ederken retikiller ak- tive edici sistemi ve limbik sistemi aktive etmektedir. Bundan başka ketamin, me- dulla spinalisin arka boynuzundaki lamina I ve lamina V de spontan aktiviteyi sup- resse etmektedir. Lamina I, deriden gelen impulslerin alındı~ı tabaka olmakla bera- ber, V. lamina, visseral duyu ile ilgili aj!n iletimlerini almakta ve bu iletimler spino- talamik demetle beyine yollanmaktadır1 2

Oysa Fentanyl'in analjezik etkisi; ge- rek somatik gerekse visseral stimuluslan

taşıyan demetierin snapslaştıj!ı talamik bölgede ağn iletimini durdurmakla açık­

lanmaktadır.

- 19-

(4)

Dolayısıyla bu iki analjezik ilaç, me- dulla spinalisle Kortex arasında iki önemli bölge olan medulla spinalisin arka boynu- zu ve talamusta blokaj yapmaktadırlar.

Fizyolojik bilgilerin ışı~ı altmda a~n

impulslerinin santral sinir sisteminin deği­

şik 2 düzeyinde bloke edilmesinin; yeterli analjezinin sağlanması olayında önemli rol oynadı~ı düşünülebilir.

Çalışmamızda ki hastalarda da kardi- ovasküler düzenlili~i sağlayabilmemiz bu- nun bir kanıtı olarak gösterilebilir.

KAYNAKLAR

1. COLLINS, V.J.: Balanced Anesthesia, Principles of Anestbesiology, Lea and Febiger, Philadelphia,Second Edition, p. 272, 1976.

2. SUN, S.: N20 in Pulmoner ArterBa-

sıncına Etkileri, X. Türk Anesteziyo- loji Kongresi, Ankara, 1974.

3. DOMINO, E.F., CHODOFF, P., CORSSEN, F.: PbarmacologicEffects of CI·581, a New Dissociative Anes- thetic inMan.Clin.Pbarmacol.Tberap., 6 : 279, 1965.

4. LILEAASEN, P., AUNE, H., STOVNER, J.: Ketamine- Pancuronium Induction in Patients Witb Aortic Stenosis, Acta Anaesth.

Scand., 19 : 193, 1975.

- 20-

5. LEVIN, R. M., SELENY, F. L., STRECZYN, M. V.: K etamine · Pancuronium-Narcotic Technic for Cardiovascular Surgery in Infants- A Comparative Study, Anesthesia and Analgesia... Current Researches 54 : 800, 1975.

6. BOVILL, J.G., et al.: Some Cardio·

vascular Effects of Ketamine, Brit. J.

Pbarmacol., 41 : 411, 1971.

7. VIRTUE, R.W ., et al.: An Anesthetic Agent: CI-581, Anesthesiology, 28 :823, 1967.

8. WONG, D.H.W., JENKINS, L.C.: The Cardiovascular Effects of Ketarnine in Hypotensive States, Can.Anaesth.

Soc.J., 22 : 339, 1975.

9. LIU, W.S., et al.: Cardiovascular Dynamics After Large Doses of Fentanyl and Fentanyl Plus NıO in The Dog., Anesth. Analg., 55:168, 1976.

10. IV ANKOVICH, A.D., et al.: The Effect of Pancuronium on Myocar- dial Contraction and Catecholamine Metabolism, J. Phann. Pharmacol., 27 : 837, 1975.

ll. DUKE, P.C., FUNG, H., GARTNER, J.: The Myocardlal Effects of Pancu·

ronium, Can. Anaesth. Soc. J., 22 : 680, 1975.

12. COLLINS, J.V.: Pathways of Pain, Principles of Anaestbesia, Lea and Febiger, Philadelpbia, Second Ed., p. 914, 1976.

13. EDMOND8-SEAL, J., PRYS - ROBERTS, C.: Phannacology of Drugs Used in Neurolept Analgesia, Brit.J .Anaesth., 42:207, 1970.

Referências

Documentos relacionados

Per questo Anief ha deciso di avviare il ricorso gratuito per gli Assistenti Tecnici e Amministrativi di ruolo con almeno 5 anni di servizio a tempo indeterminato