• Nenhum resultado encontrado

IRON DOORS (TEMIR QAPÏΓ, VASKAPU, DÖMÖRKAPU) / DEMİRKAPILAR (TEMIR QAPÏΓ, VASKAPU, DÖMÖRKAPU)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2017

Share "IRON DOORS (TEMIR QAPÏΓ, VASKAPU, DÖMÖRKAPU) / DEMİRKAPILAR (TEMIR QAPÏΓ, VASKAPU, DÖMÖRKAPU)"

Copied!
16
0
0

Texto

(1)

Avrasyalı, özellikle Türk, menşe efsaneleri veya somut “demirkapı” yer adlarının tesiri altında doğmuş olması gererkir. Bu varsayımımızı, makalemizde, çeşitli delillerle kanıtlamaya çalışacağız.

Anahtar Kelimeler: temir kapıg, Yer Adı, Türk Yer Adları, Avrasî Menşe Efsaneleri.

IRON DOORS

(TEMIR QAPÏΓ, VASKAPU, DÖMÖRKAPU)

ABSTRACT

Turkish tämir qapïγ “mountain pass, sheer cliff” toponym has been used since the Köktürk inscriptions. What originally was that frequently cited tämir qapïγ and where it was situated? Geographical terms and toponyms like these exist in many languages. Hungarian tämir qapïγ concept should be of Eurasian, especially Turkic origin legend or real “demirkapı” toponym. In this article we would try to prove this hypothesis by various examples.

Key Words: tämir qapïγ, Toponymy, Turk Toponyms, Eurasian Origin Legends.

Sekizinci asrın ilk on yıllarından tarihlendirilen Türk runik

harfli yazıtlarda Temir kapïγ (‘Demirkapı’) toponimi sık sık

anılmaktadır.1 Tonyukuk yazıtından (725/726) Köktürklerin İnci

ırmağını2 geçerek düşmanlarını Demirkapının ötesine kovup

imparatorluğun hudutlarını, Köktürk yazıtlarında daima

iparatorluğun batı sınırı sayılan, Demirkapı-geçidine kadar

genişletmiş olduklarını biliyoruz.3 Köktürk anıtlarında o kadar sık

* Dr,

Macar Bilimler Akademisi Altayistik Araştırma Grubu,(imbaski@axelero.hu , imbaski@t-online.hu). Bu makale, I. Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı (9-15 Nisan 2006 Çeşme-İzmir)’nda bildiri olarak sunulmuştur.

1 Thomsen, V.: Inscriptions de l‘Orkhon déchifrées. MSFOu. 1896, s. 137; Thomsen,

Vilhelm: Orhon Yazıtları Araştırmaları. Türk Dil Kurumu, Ankara 1993 s. 207; Orkun, Hüseyin Namık, Eski Türk Yazıtları. Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1986, s. 24, 28, 32, 36, 46, 114, 116, 138.

2 Amuderya.

3 Thomsen: Inscriptions. s. 137; Orkun: Türk Yazıtları. s. 115-116; Kakuk, Zsuzsa (ed.): Örök kőbe vésve. A régi török népek irodalmának kistükre a VII-től a XV. századig. Európa Könyvkiadó, Budapest 1985, s. 35-37 [Ebedî taşa oyup. Eski Türk halkları

(2)

geçen meşhur Temir qapïγ gerçekte ne idi ve nerede bulundu? Kabul

edilmiş görüşlere göre bu yer Belh kentini Semerkant'a bağlayan yol

üzerinde kayalık bir geçit (veya dağ boğazı) idi. Thomsen'e göre 12-20 m geniş, 3 km uzun dar dağ geçidi dünya harikalarının biri, namına

lâyıktır, sonradan ise müslüman dünyasında, hatta - ilâve etmeliyiz

ki - onun dışında da benzeri yerleri onu örnek alarak

adlandırmışlar.4

"Geçit, boğaz, yar" v. b. anlamlı demirkapı kavramı, daha doğrusu coğrafya (toponimi) terimi (veya cins ismi) ve ona uygun

toponimler birçok dilde mevcuttur. Aşağıda sıralanan örneklerden

bazıları belki o çağın kale veya şehir kapısı adlandırılmasına

kullanılmış veyahut söz konusu Orta Asya toponimi teriminin

kelimesi kelimesine bir çevirisi, alıntılaması olabilir: Farsça: dār-ī

āhanīn ~ derbend-ī āhanīn; Arapça: bāb al-āhanīn; Rusça: železnye vorota; Bulgarca: železni vrata; Rumence: porţile de fier; İtalyanca:

portone di ferro; Sırp-Hırvatça: demir-kapija ~ gvòzdena kapija;

Macarca: vaskapu; Finnce: rautaportti; Almanca: eisernes Tor;

İngilizce: iron gate ~ irongate v. s.

En meşhur "Demirkapı" hiç şüphesiz Köktürk yazıtlarının

demin adı geçen Maverünnehir'deki5 Baysun-tau dağında bugünkü

Derbent6adlı köyün yakınında, eski Semerkant-Tirmiz (Termez)7 yolu

boyunda bulunmaktadır.8 En erken anılması boğazdan 630'da geçen

ve yöreyi şu sözlerle anlatan meşhur Çinli seyyah Hiuan-tsang'a

aittir: "Güneydoğuda, dağlarda, yaklaşık iki yüz li9 katetti ve Demir

Kapı'ya girdi. Sağda ve solda olağanüstü yükseklikte, birbirine

paralel iki dağ arasında bulunan boğazlara bu ad verilmiş. Dağlar çok dar ve üstelik dik uçurumlarla çevrili bir keçi yolu ile birbirinden ayrılmış. Bu dağların her iki yamacı da, demir renkli birer taş duvar görünümünde. Geçit yerine, demirle sağlamlaştırdıkları iki kanatlı bir kapı yerleştirmişler. Kapı kanatlarına da bir sürü demir çıngırak asılmış, aşılması güç ve çok iyi korunmuş olduğu için bu geçide bugünkü ismini takmışlar."10

Sonradan bu geçit Maverünnehr'i Belh civarındaki yerlere

bağladı. Adı müslüman kaynaklarda da bol bol geçer. Orta çağın

4 Thomsen: Inscriptions. s. 137; Vásáry: A régi Belső-Ázsia. s. 73. 5 Arapça Mā warā’ al-Nahr, Amuderya ve Sirderya arasındaki bölge.

6 Darband yerleşim yeri, Afganistan Badahşan eyaletindeki Faizabad yakınında. 7 Tirmidh / Tirmizi / Termiz /, şehri Amuderya'nın Kuzey, yani sağ kıyısında, bugün

Termez şehri, Özbekistan'ın Güneyinde (The Encyclopaedia of Islam. WebCD Edition, Brill Academic Publishers 2003, X. p.542b; Togan, Zeki Velidi: Umumî Türk Tarihi’ne Giriş. Enderun Kitabevi, İstanbul 1981, s. 38, 63, 64, 188 v.s.; www.sevde.de/Kuran-Tevsiri/Kehf/Kehf92-98.htm)

8Encyclopaedia of Islam. II, s. 204/a, II, s. 115/b. 9 Çin uzunluk ölçüsü: 1 li = aşağı yukarı. 540 m.

(3)

Arap ve Fars yazarları bu yöreden çok kere Dār-ī āhanīn, demek "Demirkapı" ya da Koluga11 adıyla bahsetmektedirler. Boğazdan

geçen ilk Avrupalı Kastilyalı III'ncü Henri'nin 1404 yılında Timur

sarayına elçi olarak gönderdiği Clavijo olmuştur. Söz konusu geçidi

kendisi de aşağı yukarı Hiuan-tsang gibi tanımlayıp şunları ekledi: "Söylendiğine göre, eskiden bu geçidi demirle kaplanmış bir kapı

kesmekte imiş".12

Babürnamede boğaz Moğolca qa’alγa (Arapça harf çevrimi:

kahalghah'dır) ‘kapı’ adında anılmaktadır. Geçidin sonraki Buzghāla Khāna13 adı yazılı kaynaklarda ilk kez 18'inci asırda ortaya çıkar. Bir

yol boğazdan bugün de geçer fakat artık hiç bir ehemmiyeti yoktur.14

Çinli Hiuan-tsang ile İspanyalı Clavijo'nun tarifi temelinde

Demirkapı toponiminin oluşması kolaylıkla izah edilebilir. Böylece

toponimin kapı unsuru anlaşılır ama bu olaylarda pek muhtemel

olan halk etimoloji etkisini de dikkate almamız lâzım. Boğazın kaya duvarlarının belki de demir cevheri bol olduklarından demir renkli

olmaları da kuşkumuzu uyandırınca aklımıza Ergenekon efsanesi

gelir ki, onun bu hususta oynayabilmiş rolünün açıklamasına daha

sonra döneceğim. Boğazın adlandırılmasının başka bir motifi çağın tanınmış kale ile şehir kapılarıyla olan çağrışımı de olabilir.

Diğer meşhur "Demirkapı" Kuzey Kafkasyalı Derbend

yakınlarında idi. Derbend şehri Hazar denizinin batı kıyısında bulunan Dağıstan'da, Kafkas dağlarının sarkıntıları ile deniz sahili

arasındaki dar (3-3,5 km genişliğinde olan) geçidin girişinde yer

almaktadır. Geçidin adı muhtelif dillerde birçok varyantta onun

yakınındaki kente bağlandı. Şehrin bugünkü adı Farsça darband

(dar ‘kapı’ + band ‘metal sırığı; engel, bent, mâni’, sözü sözüne ‘sırıklı / engelli(?) kapı’ manalı) ifadesinde kaynaklanmaktadır. Darband adı

kent adı olarak ilk kez 7. asırda ortaya çıkmıştı. Şehrin Arapça adı

da bir somut veya mecazî kapı ile olan bağlantıyı kastetmektedir:

Bāb wa'l-Abwāb ‘Kapı ve Kapılar’, Bāb al-Abwāb ‘Kapıların Kapısı’, veya sadece al-Bāb ‘Kapı’. Gerçekte bu "kapılar" yerli bir ağızda Doğu Kafkas vadilerinin girişi anlamına gelmiş idiler.15

Eski Ermeni kaynaklarınin ‘Hunlar kapısı’ manasındaki

toponimi ve onun yanısıra 6. asırda Pseudo Zacharias Rhetor'un belli

11 Herhalde geçidin (boğazın) Moğol qa’alγa ‘kapıadının bozuk şeklidir.

12 Hiuan-tsang'ın seyahatnamesinden Thomsen'in aktarması (Orhon Yazıtlarıı. s. 207. 6. dipnot).

13 Thomsen (Orhon Yazıtları. s. 207. 6. dipnot) toponimi „Bouzgola-Khana” şeklinde yazıp onun amlamı olarak ‘Keçi Kulübesi’ tâbiri veriyor. Belki Timür çağındaki bir gümrükhanenin anısını saklıyormuş mu? Mümkündür çünkü „Khana” bugünkü Özbekçede χåna ‘komnata, pomeščenie’ (oda, mekân) sözcüğüyle aynıdır (Borovkov, A. K. (ed.): Uzbegsko-russkij slovar’. Moskva 1959)

14The Encyclopaedia of Islam. II, 115/b.; Thomsen: Orhon Yazıtları. s. 207. 6. dipnot.

(4)

"Fars'a giden yolları muhafaza eden kapılar"dan bahsetmiş olduğu dikkatımızı çekmektedir. Kapının varolduğu yerde duvarın, en azından herhangi bir parmaklığın da varolması gerek. Hem vardı da!

Kuzeyden gelen fâtihlere karşı 508 civarında Beş Barmak'ta16

kirpiçle ve taşla sağlamlaştırılmış uzunca bir duvarı inşa etmeğe

başladılar. Kuzey tarafında bu 3650 m, güneyde ise 3500 m

uzunluğunda idi. Bu iki (paralel) şehir duvarı kanadı birbirinden

350-450 m mesafesinde olup doğuda Hazar denizinin kıyısına kadar

uzandı. Gün ybatıda şehir duvarı batı istikametinde gerçekte

geçilmez ormanlarla kapalı dağlar arasına 40 km giren dağ duvarı

denilen duvarla bitişti. 4 m kalın ve 18-20 m yüksek

sağlamlaştırılmış şehir duvarları evvelce mevcut olan m e

üstakil kaleleri

c'a karşı aralarına engel yaptırm

birleştirdi.17

Bu saygı uyandırıcı, köhne havalı yapının onu dünyanın yedi

harikası arasına dahil eden Arap vakanüvisleri meftun ettiği

şaşılacak bir şey değildir. Derbend geçidinin kuzeyden tehdit eden

Ye'cuc ve Me'cuc boyları yüzünden olan kapatılması orta çağda

Büyük İskendere (m. ö. 356-323) atfedilmişti.18 Müslüman

mitolojisine göre Ye'cuc ve Me'cuc halkı uzak Doğuda oturup

dünyaya belâ getirir. Kur’an'a göre Büyük İskender'le özdeşilen

Zülkarneyn Ye'cuc ile Me'cuc'un oturdukları yere kadar erip orada

iki dağ arasında bu halkları durdurmak amacıyla demir bendi

yaptırmıştır. Başka hikâyeye göre Zülkarneyn dünyanın hududuna

kadar ulaştığında demir bendi değil fakat bir set kurmuştur.19

Müslüman coğrafyacıların gözünde Kafkas sıradağları yeryüzünün yer ayırımı çizgisi20 idi. Bunun güneyinde medenî dünya, kuzeyinde

ise "karanlık memleketi" bulunmuş. Onlar Kafkas'ı Saddayn21 ile,

yani Büyük İskender'in Ye'cuc ile Me'cu

ış olduğu iki dağ ile özdeşmişler.22

Derbend'in eski adları arasında ‘demirkapı’ manalı

bulunmamaktadır. Oğuzların destanında ise, aşağıda göreceğimiz

gibi, Derbend geçidinin "Demirkapı"sı hemen hemen daimi epope

sıfatına dönüşmüştür. Türk halklarının kendileriyle beraber eski

Türk adlandırma üslûbu da getirip Orta Asya'daki Demirkapı geçidi

analojisinin etkisi altında Derbend geçidine de ona göre advermeleri

acaba mümkün mü? Büyük bir ihtimalle evet, zira Avarlar ile Hunlar

16 Beš-barmaq ‘beş parmak’, yeradıdır.

17 Yarshater, Ehsan (ed.): Encyclopaedia Iranica. I-XII (1982-2004)

(http://iranica.com)

18 Yarshater: Encyclopaedia Iranica. (http://iranica.com)

19 Tokarev, Sz. A.: Mitológiai enciklopédia. II. cilt, Gondolat, Budapest 1988, s. 554,

548.

20 Angolul: girdle of the Earth.

(5)

ardından Batı Türkleri ile Hazarlar da 6. asırdan başlayarak Kafkas

bölgesinde baş göstermişlerdir.23 Türk huzuru burada o zamandan

itibaren sayılabilir. Al-Bāb yani Derbend fiilen 11. asırda Selçük

İmparatorluğuna tâbi olduğu zaman Türk hakimiyeti altına alındı.24

Bununla birlikte Kafkas'ın güneyinde, güney-doğusunda Oğuz

Türklüğü de yerleşmiş oldu. Gerek kuzeyden gerek güneyden gelip

Kafkas bölgesinde yaşayan Türklerin yeni meskende de coğrafî

objelere artık eski yurtlarında kalıplaşmış sisteme ve güdülere uyarak

ir Kapı Derbendinde bey olan Kı

de Korkut kitabında

aynen

karıştırılmıştır, fakat bu husus işbu tebliğ bakımı

Osmanlı Türkler

haklı ol

advermesi gayet tabii bir olaydır.

Oğuzların önemli destanı olan Dede Korkut kitabında Demir

Kapı toponimi (D4)25 birkaç kez ortaya çıkmakta, her zaman

kesinlikle Derbend'le, doğrusu Derbend geçidiyle bağlı olarak

geçmektedir. Örneklerimiz: 1. "Demir Kapı Derbendindeki demir

kapıyı tepip alan Kıyan Selçük...";26 2. "Dem

yan Selçük oğlı Deli Dundar..."27 v.s.

Yukarıda görebildiğimiz kadar Derbend Arapça adının

merkezî öğesi olan ‘kapı’ manalı bāb sözcüğü bu olayda belki somut bir ‘kapı’ veya ‘kale kapısı’, veyahut ‘şehir kapısı’ anlamı yerine ‘vadi girişi’ anlamını taşımakta idi. Türkçe "demir kapı" kavramının

buradaki uygulanmasını şehir ile bölge Arapça adının bilinmesi de

teşvik edici olabilmiş. Bu bakımdan Oğuz destanında şehrin sıfatı olarak Türkçe kapu (qapu) ‘kapı’ veya kapulı (qapulϊ) ‘kapılı

sözcüğünün geçmesi ihmal edilmeyecek bir ayrıntıdır. Destanda

örneğin: Qapulï Qara Dervend ‘Kapılı Kara Dervend’, Qapular Dervendi ‘Kapıların Dervendi’ ifadeleri var.28 De

Kapulu Derbend toponimi geçmektedir.29

Yukarıdaki paragraflarda gösterdiğimiz iki meşhur

"Demirkapı" sık sık ndan ilgisizdir.

Türklerle aralıksız bağlanabilecek ve belli dereceye kadar

tanınmış üçüncü Demirkapı geçidi (V11) Güney Karpat dağlarında

bulunmaktadır. Bu boğazdan Tuna nehri geçer. Irmağın kayalı dağ boğazında, çağlayanlı, dar yatağında aktığı yere

arak Demirkapı(D23) adını vermişlerdir.

23The Encyclopaedia of Islam. I, s. 835b, IV, s. 341b.

24 Togan: Umumî Türk Tarihi. s. 190, 411; The Encyclopaedia of Islam. I, s. 835b;

Golden, s. B.: An Introduction to the History of the Turkic Peoples. Ethnogenesis and State-Formation in Medieval and Early Modern Eurasia and the Middle East. Otto Harrasowitz, Wiesbaden 1992, s. 222.

25Veri belleği'nin ilgili harf ve sıra numarası altındaki isme bir göndermedir. 26 Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı. İstanbul 1969, s. 47.

27 Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı. İstanbul 1969, s. 161. 28 Žirmunskij – Kononov: Kniga Korkuta. s. 264.

(6)

Buraya kadar söylendiklerinin ışığında ‘demir kapı’ anlamlı

toponimlerin eski zamanlarda hatta bugünlerde bile Türk halklarının

oturduğu birçok bölgesinde ortaya çıkmasına hayret edilemez.

Bunun örneklerini tebliğimin sonundaki Veri belleği'nin (D) kısmında

veriyorum. Sergilenen Temir qapïγ ~ Demir Kapï ~ Demirkapu v. s.

toponimleriyle belirlenen nesneler oldukça çeşitlidir: örnek olarak

dağ ile nehir boğazı (umumiyetle aynı yerde), kapı kale kapısı

şehir kapısı şehir semti yerleşim yeri (köy, kent), bent (tabya, duvar),

miler ise Macari

kten demirden yapılmış (şehir veya kale kapısı)

verirlerdi. Tiszaszöll s dış bölgesinde, Tisza nehrinin bir

dağ, çayır.Hemen hemen her olayda adverme nedeni açık ve

belirtilen nesnenin değişmesi de kolaylıkla anlaşılır.

Osmanlı Türklerin alt Tuna meşhur boğazına ilkel adverme

üslûplarına dayanarak Demirkapı (D23) adını vermeleri, Macarların

aynı yere eskilerden beri bilinen ve ülkenin türlü türlü bölgelerinde

mevcut olan - fakat belki çağdaş Osmanlı Türk etkisine yenileştirilen - Vaskapu (V11) [oku: vaşkapu =Demirkapı] toponimi uygulamaları

kendiliğinden anlaşılır.30 Ama Macaristan'nın her tarafında, söz

konusu yerden bazen yüzlerce kilometre mesafede üstelik te düzlük

bölgelerde Vaskapu toponimlerinin bulunması daha zor izah

edilebilir. Buraya kadar bilinen Macarca toponimlerin büyük bir kısmı Osmanlı Türklerle ne coğrafya ne de kronoloji bakımından

bağlanabilir, çünkü kimi Vaskapu adları o zamanki Osmanlı Türk

hakimiyeti altında olan bölgelerin haricinde idiler, ki

stan'daki Osmanlı egemenliği zamanından bazen yüzden fazla

sene evvel artık mevcuttu (bir olay 1389'dan gösterilebilir).

Verilerimiz arasında birkaç daha geç meydana gelen ve

hakikaten kapı hatta gerçe

belirleyen yeradı da var, ama onlar bu sebepten dolayı

konumuz ile bağlı değildir.

Bugüne kadar bildiğimiz Macar Vaskapu toponimleri iki

gruba tasnif edebiliriz. Birinci gruba dahil olanlar gerçekten herhangi bir geçit (gedik, derbent) veya onun girişi, "kapısı" demektir. Erken orta çağ Macaristan'ının tabiî ve sunî sınır kapıları (Macarca:

gyepűkapu'ları) haklı olarak buraya dahil edilebilir. Belirtilen

objelerin birincil veya primer denotatum31 grubu budur. Bu grubun

fazla "Vaskapu"sunun denotatumu artık asıl kriterlere (ölçütlere)

uymaz gibidir. Bunların biri Macar Büyük Ovasının bir bölgesi olan

Kiskunság'ın (Küçük Kumanistan'ın) dağdan ırmaktan epey uzak

olan tam ortasındadır. Burada advermenin nedeni kumlu, zorlukla

gidilir yol kısmı idi (V4, V6). Yolun iki yanında bir yerde birer tepecik

veya yüksekçe kıyı varsa o yere Vaskapu (V: 3, 5, 6, 9, 10) adı

30 Lajos Kiss'e karşı ben burada "çeviri" sözünü kullanmaktan sakınıyorum. 31 Söz konusu özel adın belirttiği şahıs veya nesne. Latince asıllı dilbilgisi teriminin

(7)

yarımadasında "demirkapı"yı yolun iki yanındaki birer kocaman kavak teşkil eder (V8). Aynen bir çayın yüksek kıyılar arasından aktığı y

rünen dağ geçidinin, ırmak ve yol daralm

bya; sınır kapısı; arazi, bölge, çayır, kır, orman; çay, dere, mecra,

rhalde düzlük

ğ

r? Gelecek paragraflarda işte bu

soruya

er "demirkapı" olabilir (V7).

İkincil (sekunder) gruptaki coğrafî objeler birincil grubun

objeleriyle herhangi bir ilişkide bulunup ya onların bir parçasıdır ya

onların yakınlarında olup onlarla temas eder. Bu nedenle

Macaristan'daki Vaskapu toponimlerinin denotatumu da çok çeşitli

oldu. Aralarında asıl (birincil) adı gö

asının 21 olayını bulabiliriz.

Sonradan aynı toponim ikincil denotatumlara da geçirildi.

Böylece gelişme primer denotatum sekunder denotatum yönüne

ilerleyip toponimin kullanma sahası oldukça genişledi. Aşağıda

Macarca'da Vaskapu toponimiyle adlandırılmış (sekunder sayılan) coğrafya objelerini (denotatumları) sıralıyorum: dağ, tepe, kaya; engel, set, ta

yol.

Macarca'da Vaskapu toponimlerinin genişçe kullanımı bazı

araştırmacılarında vaskapu'nun coğrafya (toponimi) terimi (veya cins

ismi) sayılabileceği düşüncesini uyandırdı. Buna göre Macarca

vaskapu: 1. ‘iki geniş çayır arasında daralıp giden su yatağı’;32 2.

‘derin yol, vadi girişi’ demektir.33 Bu kavramın bütün ağızlarda coğrafya terimine dönüşmemiş olduğunu varsayıyorum. He

bölgeler ile (akar)suyu az olan ovalarda onu bilmezler.

E er Türk Temir qapïγ ~ Demirkapı tipi adları Macaristan'da

mevcut Vaskapu toponimleriyle karşılaştırırsak, denotatum

sahasının temel ayniyeti gözümüze çarpar. Sorulacak soru saf

görünebilir. İki dilde söz konusu toponimlerin aynı dünya anlayışı esasında, dil bakımından da benzeri şekilde oluşup aynı fonksiyonda kullanılmaları nerede kaynaklanıyo

cevap vermeğe çalışacağım.

Bilindiği gibi erken ortaçağda Macaristan özel bir koruma

sistemi olan gyepű [oku: gyepü] ile çevrilmiş idi. Macarca gyepű

sözcüğünün ‘çit’ demek olduğu hudut hattı bazı kısımlarının çitlerle muhafaza edilmiş olduğunu gösteriyor. Çağdaş ülke sınırı esasen birbiri üstüne devirmiş ağaçlardan, arıklardan, toprak ile taştan

yapma engellerden ve kabartmış çaylardan ibaretmişti.34 Pannonya

32 Bíró, Ferenc: Helynévalkotó vízrajzi köznevek a Körösök vidékén. In: Magyar

Nyelvjárások. (A Kossuth Lajos Tudományegyetem Magyar Nyelvtudományi

Tanszékének Évkönyve XXXIV) Debrecen 1997, s. 9. [Körös nehirleri bölgesinde yeradı

oluşturan hidrografi cins isimleri];

http://mnytud.arts.klte.hu/mnyj/xxxiv/07biro_f.doc.

33 Kiss, L.: Földrajzi nevek. II, s. 741.

34 Mez , András: A nyíri-rétközi gyepű. In: A Nyíregyházi Tanárképző Főiskola

(8)

Avarları 700 civarında aynı sistemi kullanmışlar. Buna benzeyen

hudut koruma sisteminin kullanılmasını Kazarlarda da takip

alk müziği günümüzde de eski Türk

unsurl

irkapı’ toponimleri ortaçağ

‘kapı’ olarak çıkmaktadır. Burada Derbend kentinin Arapça

edebiliriz.

Unutmamak gerekir ki Macar toplumsal, askerî ve ekonomik düzenin

şekillenmesinde rol oynayan Türk tipi göçebe kültürünün organik bir

rolü var idi. Türk alıntı sözcüklerimizin büyük bir kısmını - yüzlerce

kelimeyi - bu devirde bozkırlardaki Türkler, Onogurlar, Volga

Bulgarları ve son olarak Levedya'da 750'den 850'ye kadar beraber

yaşadığımız Kazarlardan almıştık. Bol sayılı çeşitli konulu Türk alıntı

sözcüklerimizin tanıklığına göre Macar kültür ve dil tarihinde

yüzyıllarca süren Türk tesirinin bütün eski kültürde izleri kalmıştır. Eski Macar savaş taktiği, askerî teşkilâtı da tamamiyle Türk usûlü üzere idi. Macar folklor ve h

arını saklamaktadır.35

Yukarıdakilere göre Macarların sözü geçen özel hudut

koruma sisteminin bilgisini eski yurtlarından kendileriyle beraber

getirmeleri pek muhtemeldir. Kapılar (Macarca gyepűkapuk) suni

hudut koruma sistemi olan gyepű'lerin zarurî kısımları idi. Bunlar umumiyetle sınır ile yolun kesiştiği yerde bulunurlardı. Yolların sadece normal amaçla değil fakat ordu yolu olarak ta kullanıldığı için onların ülke içine doğru giden kısımlarında da sağlamlaştırılmış kapılar vardı. Böylece Kapu ‘kapı’, Vaskapu ‘dem

yollarının birer noktasını gösteriyorlar.36

İşbu incelememin konusu bakımından Szabolcs-Szatmár ili

Magy kasabası bölgesinde mevcut Kapus-hegy [oku kapuş hegy =

kapılı dağ] toponiminin tanıklığı mühimdir.37 1436 tarihli bir

vesikada bu tepenin adı Kapus-hegy'dir. Aynı yerde 1870'te yapılmış

bir haritada Vaskapu tájéka [= Vaskapu yöresi] görünüp bugün ise

kasabanın dış bölgesinde Vaskapu çayırı bulunmaktadır. Bütün bu toponimler eski gyepű-sistemi bir geçit noktasının demek kapısının hatırasını saklıyorlarmış.38 Büyük ihtimale karşıKapos, Kapus, Kapi

unsurları içeren birleşik toponimler de eski sınır kapılarıyla (Mac.

gyepűkapu) bağlıdır. Batı Macaristan Gy r-Sopron ilinde bulunan

Kapuvár [=Kapı-kale(si)] yerleşim yeri eski vesikalarda sadece Kapu

35 Rásonyi, L.: Türk Devletinin Batıdaki Vârisleri ve İlk Müslüman Türkler. Ankara 1983; Kósa, László (ed.): Magyar művelődéstörténet. Osiris Kiadó, Budapest 1998, s. 18, 23, 24, 27 [Macar uygarlığı tarihi]; L rincz L. László: „...jurták között járokA belső-ázsiai hősének. Magvet Kiadó, Budapest 1981, s. 183. ["...çadırlar arasında geziyorum." İç asya destanları]

36 Mez : A nyíri-rétközi gyepű. s. 243, 248.

37Kapus-hegy (tepe, 1436: Kapushegh, Magy, Apagy ve Mohostelek köyleri sınırlarının

buluşma noktasında; Szabolcs-Szatmár ili): bugün Vaskapu (rét), ova;Magy köyü dış

bölgesinde bir 1870 tarihli haritada Vaskapu tájéka (=Demirkapı yöresi) adında ortaya çıkıp evvelki sınır kapısının hatırasını saklar. (Mez : Nyíri -rétközi. s. 244.)

(9)

kaynaklarında geçen adının da pek basit şekilde al-Bāb ‘kapı’ olduğunu hatırlatmak istiyorum.39

Gördüğümüz gibi eski suni hudut geçitlerinin (Mac.

gyepűkapu) adlandırılmasına Macarcada zaten eski Türk asıllı kapu

sözcüğü kullanılmıştır. Sıfat tamlamaları arasında Vaskapu tipi birleşik ismi oldukça yaygındır. Kapu birleşeni için ayrıca bir izahat

vernek lüzumsuzdur. Ama vas ‘demir’ tamlayanı daha ilgi çekici ve

izah edilmesi gereken bir meseledir. Çoğu olaylarda geçidi veya

boğazı kayaların (taşların) oluşturduğuna rağmen incelediğimiz toponim neden Kőkapu ‘taş kapı(sı)’ değil, fakat Vaskapu ‘demir kapı(sı)’ diye adlandırılmış oldu?40 Bu soruya yaklaşık bir asırdan

evvel artık Macar bilgini Károly Tagányi da cevap aramıştı. Onun

kanısınca toponimdeki vas birleşeninin anlamı ‘şiddetli olarak, demir

gücüyle korunmuş bir yer’.41 Kendimiz vas ‘demir’ sözcüğünün

metaforik kullanımını da göz önünde tutarak toponimler için hem

Türkçede, hem Macarcada ‘demir gücüyle eşit, katı, sağlam,

dayanıklı’ anlamına ihtimal veriyoruz.

Her iki dildeki "Demirkapı" ile bağlı olarak acaba bu geçitlerin adlandırılmasına demir kapı yerine neden diyelim taş, bakır veya başka kapıkullanılmamış diye sorabiliriz.

Türklerin oturdukları yerlerlerin bazılarında pek yaygın ve

eski çağlardan beri kullanıla gelen Temir kapïγ ~ Demirkapı tipi

adlarının oluşmasında "demir"e metaforik anlam verilmesi yanında Ergenekon efsanesinde kaynaklanan ilkel mitolojik ananenin de katkısı olabilmiştir.42

Ergenekon Destanını bugün en çok Fars vakanüvisi

Reşideddin'in (1247-1318) Câmi üt-Tevarih adlı eserinden biliyoruz.43

Efsane hiç şüphesiz ki umum Türk menşe efsanesinin bir kısmı, dişi

kurtlu menşe efsanesinin devamıdır. Reşideddin, bu efsaneyi

tamamen moğollaştırmıştır. Ona göre Moğol boyları genel olarak Türk boylarının bir bölümüdür. Reşideddin'in anlatısında destanın özü şöyledir:

"Daha önce Moğol adı verilen bu boyların, aşağı yukarı 2.000 sene önce, Türk boyları ile aralarıılmış ve birbirlerine düşman

olmuşlardı. Bu düşmanlık o kadar büyümüş ve inada dökülmüştü

ki, birbirlerini ortadan kaldırmak için durmadan savaş ediyorlardı... Türk boyları, Moğollara karşı galip gelmişler ve onları öldürmüşlerdi.

39 Kiss, L.: Földrajzi nevek.; Derbend'in bir Arapça adı sadece: al-Bāb ‘Kapı’ idi. 40 „K kapu” (=taş kapı) yerine Vaskapu (=demirkapı) bulduğumuz yerler: V 2, 7, 16,

17, 69, 71.

41 Tagányi, Károly: Gyepü és gyepüelve. In: Magyar Nyelv,Sayı 9 (1913), s. 99-100;

Mez : A nyíri-rétközi gyepű. s. 244.

42 Bu fikir için sayın Mustafa Öner'e teşekkürlerimi sunarım.

43 Rus neşri: Semenov, A. A. - Petruševskij, I. P. (ed.), Rašid-ad-din, Sbornik letopisej.

(10)

Bu mağlup edilen boylardan, iki kadınla, iki erkekten başka bir kimse kalmamıştı. Bu iki ev halkı da (Türkler) gelir de bizi öldürür diye, sarp ve kayalık bir yere kaçıp, saklanmışlardı. Bu saklandıkları yerin etrafı, hep dağlar ve ormanlar ile örtülü imiş. Dimdik dağlarla çevrili olan bu yerin, girilip çıkılacak bir geçidinden başka bir yeri de yokmuş. Bu geçidden bile bin bir güçlük ve zorlukla girilip çıkılırmış. Dağların orta yeri ise, dümdüz ve çayırlık bir ova imiş. Bu ovanın adına da Ergenekon44 derlermiş."

"Düşmanın kılıcından kurtularak sağ kalan bu iki kişinin adı Negüz ve yan idi. Onlar senelerce o güyel ova içinde yaşadılar ve

yavaş yavaş soyları da çoğalmaya başladı. Birbirleriyle evlenmek yolu ile gittikçe çoğaldılar... artık bu dağ ve ormanlıklar içinde yaşayamaz

hale gelmişlerdi. Dağlar arasındaki tek geçitten geçmek de yine çok

zor idi. Hepsi bir araya gelip, bu dar geçitten nasıl geçeceklerini

düşündüler ve kurtuluş için bir yol aradılar. Hemen bu geçitte bir

demir madeni vardı. Bu madeni işletir ve onları eriterek, daima demir çıkarırlardı. Başka bir yol bulamayınca, bu demir kapıyı eritip

oradan çıkmağa karar verdiler. Hepsi bir araya gelip, ormandan

odunlar topladılar ve eşeklerle, yük yük kömürler getirdiler. Ayrıca da körükler yaptılar... En sonunda, ateşler yandı, körükler işledi ve geçitde eriyip parçalandı. Bu sırada pek çok da demir elde edilmişti. Tabii olarak yol da açılınca, içeride hapsolan halkın hepsi, dışarıya kolaylıkla çıkabildiler. Bu suretle bozkırlara yayılıp, her biri bir yerde yerleştiler."45

Macarca Vaskapu toponimi Türkçe ana tipinin oluşmasına ve

yaygınlaşmasına izahat verebilecek efsane işte bukadardır. Bir

efsane gerçek temelinin ne kadar olduğu kesinlikle bilinmez. Fakat

destana bağlanabilecek daha fazla ufak ayrıntı incelenen toponim

"demir" öğesinin büyülü-mistik anlam içeriğini ispat etmektedir.

Bildiğimiz gibi, Türkler demiri ulu ve kutsal sayarlardı. Aynısı

gibi demircilik te onlar için kutsal bir iş ve meşgale idi. Biliyoruz ki,

Göktürk Devleti'ni kuran Bumin ve İstemi kağanların kendi

kabilelerinin sanatları demircilik idi.46 Buna rağmen Türklerin

demircilik hakkında ne gibi merasimleri olduğunu ve onların anane

ile dindeki işlevini gösteren verilerimiz yoktur. Kaynaklarda bu

hususta veriler olmasa da, Orta Asya bazı halklarının günümüzde

44 Reşideddin'in izahatında Ergenekon ismi ergene ‘dik, zor gidilir’ ile kon ‘sırt, geçit’

anlamlı sözcüklerinden oluşturdu (Ögel: Türk Mitolojisi. I, s. 62). Ergünekün varyantı

da bilinmektedir (Tokarev, Sz. A.: Mitológiai enciklopédia II, s. 501).

45 Efsanenin özetini Bahaeddin Ögel'in çevirisine dayanarak aktarıyorum (Bahaeddin

Ögel: Türk Mitolojisi. (Kaynakları ve açıklamaları ile destanlar)I. (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları VII.) Türk Tarih Kurumu

Yayınevi, Ankara 1998, s. 60-63).

(11)

bile yaşamakta olan inançları bununla ilgili olarak ipucu sağlayabilir.47

Çeşitli Türk halklarının efsanelerinde ve Altay ile Güney

Sibirya mitolojisinde sık sık "Demir dağ" ile "Çelik dağ"dan

bahsedilir. Bu "demir dağlar", görüldüğü gibi Türk menşe

efsanelerinde ve kozmogonide de mühim bir rol oynadılar. Efsanelere

göre onlar çoğu zaman denizin veya okyanusun ötesinde olup

dünyanın uç noktasını sembolize etmektedir.48 Bunun ışığında

Kafkas ta Türk inancına uygun olarak "Demir dağ" idi. Böylece Derbend geçidinin Türkçe Demirkapu adının güdüsü de anlaşılabilir.

Yurt kuran eski Macarlar Türklerin yukarıda genel hatlarıyla

çizdiğimiz "demir kültü"nü ve onunla ilgili efsaneleri, inançları ve ananeleri acaba bilebilmişler mi? Cevabım - evettir. Fikrimi kısaca aşağılarda kanıtlamağa çalışacağım.

Bilindiği gibi Macarlar özerk hayatlarının başlangıcında

Avrasya göçebe kültür ortaklığının azası oldular ve hayat tarzını ve

uygarlığını oradaki kanunlar biçimlendirdiler. Tarihlerinin birinci

devrinde (m. ö. 1. bin yıldan m. s. 6. asra kadar) bozkır bölgesinde

başlıca olarak İran dilli halklar (İskitler, Sakalar, Sarmatlar)

yaşarlardı. Eski Macar tarihinin ikinci devri 6. asrın ortasında Türk

İmparatorluğu kurulmasını takip eden halkların büyük göçüyle

başladı. Bu zaman Avrupa ile Asya sınırında yeni Türk halkları

peyda oldu. Macarların Bulğar Türk dilli Onogurlarla (Onogur

Bulğarlarıyla) ve Kazarlarla sıkı ilişki kurduğundan dolayı Macar tarihinin "Türk çağı" başlamıştı.49

Gelecekteki açıklamalar için bozkır göçebelerinin dünyasında

bazı uygarlık unsurlarının, efsanelerin ve inançların - halkların

konuştukları dillere bakmadan - muazzam bir sahada yayılmasını

vurgulamak gerek. Bu hususta eski Macarların inanç dünyasının ve

bütün mânevi uygarlığının umumî bozkır vasıflarını üzerinde taşıdığı

kolaylıkla anlaşılır. Fazla efsanemiz, aralarında meselâ Aziz

Ladislaus efsanesi (Mac. Szent László-legenda) de o çağlarda

kaynaklanıyor.50 Moğolist ve ünlü yazar László L rincz bununla ilgili

olarak şöyle yazdı: "...bozkır göçebelerinin her biri etnik bakımdan

her halde akrabamız değil, hatta ezici çoğunluğu kesinlikle

akrabamız değildir. Ama şairlikleri, ekonomi sistemleri, hayat tarzı

Avrasya bozkır bölgesinde imparatorluktan imparatorluğa, halktan

halka devredilmiştir.51

47 Ögel: Türk Mitolojisi. I, s. 66.

48 Ögel: Türk Mitolojisi. I, s. 59, II, s. 434-35.

49 Kósa: Magyar művelődéstörténet. s. 18. s. 19, 23-27

50 Kósa: Magyar művelődéstörténet. s. 21; L rincz L. László: „...jurták között járokA

belső-ázsiai hősének. Magvet Kiadó, Budapest 1981, p.7.

(12)

Bütün bunların bilincinde söz konusu Macar "demirkapı"

kavramının Avrasyalı, daha yakından Türk, menşe efsaneleri veya

somut "Demirkapı" toponimlerinin tesiri altında doğabilmiş olduğunu varsayıyorum.

Macar dilinin yaygınlaştığı bölgede tek tük var olan Vashegy

(Demirdağ) toponimleri ve başka vas (demir) unsurlu eski toponimler demir kültünün kalıntıları olabilir. Örnek olarak Somogy ili Ors köyü dış bölgesinde olan Vashegy (Demirdağ) yanındaki Vaserdő (Demir-orman) yeri söyleyebilirim.52 Vaskapu adlı yerlerimizin biri (V1) ise

tam Vasvár (Demirkale) ile Győrvár (Gy r-kale) arasında bulunmaktadır.

Macar arkaik dua metinlerinden ve göçebe (Moğol)

destanlarından demirin büyülü gücüne olan inanç gösterilebilir. Bu

metinlerde ejderhaları durduran, kötü ruhları korkutan güç işte

demirin sayesindedir. L. L rincz'e göre ejderhaya karşı çıkmadan

kahramanı demir örste demir çekiçle çelikleştiren semavî

demircilerin karakteri de bu inanmalara bağlanabilir.53

Macaristan'da daha eski, yurt tutuşundan evvelki kökleri

olan Macarca Vaskapu toponimleri yanısıra 16-17. asırda, aynı

toponimlerin Oğuz Türkçe varyantları da peyda oldular. Mecsek ve

Pilis dağlık bölgelerinde mevcut Dömörkapu toponimleri (Veri

belleğinin Dk altındaki kısmını bakınız) Macar dilinde Osmanlıca

Demirkapı ~ Demirkapu yeradlarının kurala uygun karşılığıdır.

Macaristan'ın güney bir kısmı olan Bácska'da, Kossuthfalva

(Ómoravica) adlı bir köyün dışında bir vadinin adı Vaskapu'dur (V2), ama onun Sırb-Hırvatçada halen yaşayan karşılığı aynen Osmanlı

Türk asıllı Demirkapia'dır. Fikrimce bu olayda Macarca toponim

daha eskidir.

Macar dilcisi Lajos Kiss'e göre Bátaszék kasabasının dış

bölgesinde bulunan Dömörkapu (Dk3) yerleşim yerinin adı büyük bir

ihtimalle eski Macar Szurdokút (=geçit-yol/u/)54 toponiminin kelime

kelimesine çevirisidir. Türk yeradı ise vaktiyle Macarcada üstün

çıkmıştır. Fikrimce bu olayda tam tercümeden bahsedemeyiz. Macar

szurdok ‘dağ geçidi’ sözcüğünün manası Türk Demirkapu yeradının55

manasıyla tamamen aynıdır, fakat eski Macar toponiminin út (=yol)

52Vas-erdő (orman, Ors /oku Orş/ köyü, Somogy ili) (Borovszky: Magyarország

vármegyéi. Somogy vm. s. 466; Mez : Nyíri -rétközi. s. 244.)

53 L rincz: „...jurták között járok”. s. 195-96.

54Szurdok-út, (yol, Baranya ili), 1267: „locum Zurdukut (oku Surdok ût) vocatum”.

(Wenzel, Gusztáv: Árpád-kori új okmánytár. Codex Diplomaticus Arpadianus Continuatus. III. Pest 1869, s. 174.)

(13)

öğesi Türk toponiminde yoktur.56 Bundan Macar yeradı çeviren veya

adveren Türklerin Macar isminin herhalde yalnız Szurdok şeklini

bilmiş olduklarına hükmediyorum. Ama sadece söz konusu yerin

bilinmesi de advermek için yeterli olabilmiş idi.

Dömörkapu adları temelinde fazla netice çıkarmağa imkân

var: 1. fâtih Türkler söz konusu yeri bilerek kendi coğrafya

kavramlarının (adverme sisteminin) temelinde ilgili toponimi

vermişler; 2. Türkler aynı zamanda söz konusu yeri ve onun Macar

adını da bilebilmişler. Bu ad - yukarıda gördüğümüz gibi - gerek

Szurdok, gerek Vaskapu(!) da olabilmiş. Dömörkapu adlı yerlerin daima Vaskapu adlı yerlerin yakınlığında bulunması göze çarpıyor, fakat hiç şaşırtıcı değildir.

Bu noktada halka kapandı. Eski zamanlarda, yurt tutan

Macarlarla birlikte Kuzey tarafından Avrasya bozkır bölgelerinden

getirilen Macar vaskapu kavramı temelinde oluşmuş Macarca

Vaskapu yeradları yanında Güney-doğu tarafından gelen Osmanlı

Türklerin Küçük Asyadan getirdikleri Türkçe Demirkapı adları da yer

almıştır. Bu toponimlerin nihaî ana kaynağı Macarların bozkır göçleri

sırasında Türk göçebelerinden tanımış oldukları İç Asya'daki

mitolojik demirkapı olabilmiştir.

Veri belleği (D) Demirkapı:

1. Temir qapïγ(dağ geçidi, Baysun-tau dağlarında bir geçit, bugünkü Derbent57 adlı köyün yakınlarında, eski

Semerkant-Tirmiz (Termez) yolu üzerinde, Amuderya'nın kuzeyinde)58

2. Talka Demirkapısı(İli vadisinin kuzey kısmında bir dağ

geçidi), sözde Ergenekon efsanesinin "demir kapısı" budur59

3. Termiz Demirkapısı bkz. Temir qapïγ

56Szurdokút toponiminin beklenilentam kelime kelimesine çevirisi Demirkapu-yol(u)

olurdu. Türkiye'deki Dağyolu ve Dağyöre köy adları da bu sahaya aittir (Gülensoy, Tuncer: Türkçe Yer Adları Kılavuzu. (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları 618) Ankara 1995, s. 81.)

57Darband yerleşim yeri, Afganistan Badahşan eyaletindeki Faizabad yakınlarında. 58 Tirmidh / Tirmizi / Termiz /, şehir, Amuderya'nın sağ yani Kuzey kıyısında, bugün

Termez şehri Özbekistan'ın Güney bölgesinde (Encyclopaedia of Islam; Togan: Umumî Türk Tarihi. s. 19, 38, 63, 64, 188 v.s.; www.sevde.de/Kuran-Tevsiri/Kehf/Kehf92-98.htm). Diğer "Demirkapı"lardan ayırtmak amacıyla meslek literatüründe bu şehrin yakınında bulunan geçidi "Termiz Demirkapısı” diye zikrederler (Togan, Zeki Velidi: Bugünkü Türkili (Türkistan) ve Yakın Tarihi. Enderun Kitabevi, İstanbul 1981, s. 53).

(14)

4. Temir-Kapu ~ Demir Kapï ~ Demirkapu ~ Demür Kapı

(Derbend'de kale, şehir ve/veya şehir kapısı, Oğuz destanında ise şehrin kendisinin adı)60

5. Demirkapı (Haliç'te bir semtin adıdır)61

6. Demirkapı (kapı, İstanbul'da saray kapılarının biri)62

7. Demirkapı geçitleri, Cezayir–Sétif yolu bunlardan geçer).63

8. Damīr Qābū (=Dämirqapu?; Suriye'de Dicle bölgesinde bir yerleşim yeri, Kamışlı ile Mosul arasında)64

9. Demir Kapı (Antakya'da St. Piyer Kilisesi'nin kapısı)65

10.Demir Kapı (set, engel,Tirmizi / Termiz şehri yakınında,

Semerkant'tan Hindustan'a giden yol üzerinde).66

11.Demir kapı (geçit, Asaralan - Alan köyü karşısında 20 dönüm

genişliğinde bir arazidir. Etrafı Bizans dönemine ait surlarla çevrilidir. Tek giriş yeri halk arasında "Demir kapı" olarak anılan, arkaik dönemde ana kaya oyularak açılmış geçit noktasıdır (Balıkesir ili)67

12.Demirkapı(köy, Balıkesir'den güneye, Balıkesir ili)68

13.Demir Kapı (saray kapısı; "Sarayın en eski kısımlarından biri,

ikinci avluya açılan geniş bir giriş kapısı olan Demir Kapıdır.")69

14.Demirkapı (arazi, ondan evvel kale kapısı; "Çal Köyü

girişindeki Demirkapı mevkiinde yolun altından dar bir kapıdan girilen tarihi geçit..." (Giresun ili).70

15.Demirkapı(köy, yayla, Trabzon bölgesindeki Soğanlı dağının eteklerinde,Taşkıran köyünün komşuluğunda kraterleriyle meşhur bir yayla)71

16.Demirkapı(köy, Torul ilçesi, Gümüşhaneili)72

17.Demirkapı Dağı(dağ, sırt, Doğu Karadeniz dağlar zincirinin

bir kısmı)73

60 Žirmunskij – Kononov: Kniga Korkuta. s. 29, 74, 86, 172, 178, 240, 257, 265. 61Büyük Lûgat ve Ansiklopedi. İstanbul 1970, 3. cilt, s. 507.

62Büyük Lûgat ve Ansiklopedi. 3. cilt, s. 507; www.basin.telekom.gov.tr/

dergi/2003-1yazilar/topkapi.htm

63Büyük Lûgat ve Ansiklopedi. 3. cilt, s. 508. 64Képes Világatlasz. Carthografia, Budapest

65 www.antakyarehberi.com/hataytarih/genelbilgi.htm 66 www.sevde.de/Kuran-Tevsiri/Kehf/Kehf92-98.htm;

www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=2907

67 www.bigadic.gov.tr/tanitim/turizm3.asp 68 www.kafder.org.tr/bilgibelge.php?yazi_id=70

69 www.ismailgaspirali.org/Emel_Dergisi/emel135_m05.htm. Evliya Çelebi'nin tarifine

göre sarayın her dört köşesinde birer "demir kapı" vardı

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Hansaray).

70 www.rizede.com/karadeniz/giresun.php 71 www.nailcelebi.gen.tr/basinda/3_2_013.htm;

www.karadenizweb.com/dkaradenizyay.htm

(15)

18.Demirkapı(baraj, köprü; "...surların sadece Hacıkürüş

deresine bakan yamaçlarındaki bölümü ile dere üzerinde aynı

zamanda baraj ve köprü görevi de yapan Demirkapı bölümü"

(Antakya).74

19.Demirkapı (şehir semti; Bursa)75

20.Demirkapı (dere, Aras çayırına gider; Kars ili): „...güneyden

Demirkapı, Kaput, Todan, ... derelerini alarak Hazar Denizine

doğru yoluna devam eder”76

21.Demirkapija (yerleşim yeri ve bölge, Makedonya)77

22.Demirkapı(dağ geçidi ve boğaz; Aşağı Tuna'nın çağlayanlı

yatağının Orşova altındaki kısmı, Temes ilinde, Osmanlı imparatorluğunun eski sınırında), en erken olayları: 1816:

Demir Capi, 1833: Vaskapu,78 evvelkisinin belki kelime

kelimesine çevirisidir.

(Dk) Dömörkapu:

1. Dömörkapu, Dömörkapu-völgy (dağ geçidi ve vadi; Sikárosi völgy, Pilis dağları, Pest ili).79

2. Dömörkapu (yerleşim yeri ve onun tarlası, Bátaszék, Baranya ve Tolna ilinin sınırında), daha evvelki Szurdokút toponiminin Osmanlı Türk kelime kelimesine çevirisidir.80

3. Dömörkapu (yerleşim yeri; Güney Macaristan'daki Mecsek dağlarında, Pécs (Peç) şehri yanında). 81

(V) Vaskapu:

1. Vaskapu (evvelki sınır kapısı, Vas ili): Vasvár ile Gy rvár

arasında uzanan 8 km uzunluğunda bir seddin geçidi.

2. Vaskapu (/Sırp-Hırvatça Demier-kapia/ vadi, Kossuthfalva /Ómoravica/ köyünün yöresinde, Bács-Bodrog ili): „Bu olay

evvelce bu yörede bulunmuş bir toprak kale ile ilgili

olabilir.”82

3. Vaskapu (meyhane, Bácska'da bulunan Horgos köyünden Magyarkanizsa'ya gidenyol üzerinde iki büyük kum tepesi

73 http://www.gefad.gazi.edu.tr/233/23311.htm

74 http://www.maliye.gov.tr/defterdarliklar/hatay/turistmk.htm 75 www.ottomansouvenir.com/Capitals/Bursa.htm

76 www.kars.gov.tr/ilceler/kagizman/kagizman.htm 77http://www.slovarji.com

78 Kiss, L.: Földrajzi nevek. II, s. 741.

79Az Osztrák-Magyar Monarchia írásban és képben. I-XXI. Budapest, 1887-1901;

KAKUK, S.: Recherches sur l'histoire de la langue osmanlie des XVIe et XVIIe siècles. Les éléments osmanlis de la langue hongroise. Akadémiai Kiadó, Budapest 1973, s. 122; www.mek.iif.hu/porta/szint/egyeb/ lexikon/pallas/html/028/pc002846.html

80 Fényes, E.; Vályi: Magyar Ország. s. 518; Kiss, L.: Földrajzi nevek. I. s. 387. 81 www.pecs.hu/index.php

(16)

arasında, halkın inancında acuzelerin buluştuğu bir yer. „vaskapu” (=demirkapı) burada şu iki tepenin alaylı adı idi.83

4. Vaskapu (bölge, bozuk kumlu tarla yolu, Kiskunhalas şehri, Bács-Kiskun ili)84

5. Vaskapu (yol/geçidi/, Szent András mezra'ı, Jászárokszállás

köyünün mezra'ı, Jász-Nagykun-Szolnok ili): „iki kıyı

arasında giden karayolu”85

6. Vaskapu (dış bölge /yolu/, yol geçidi /boğazı/, Jászberény

şehri): „kum tepeleri arasından geçen zor gidilir kumluk

yoldan bu şakalı adı almış”86

7. Vaskapu (dere yatağı?, Jászkisér köyü, Jász-Nagykun-Szolnok ili): „bir çay kıyısının biraz yükselmiş kısmı”87

8. Vaskapu (yol geçidi?, arazi?, Tiszasz l s köyü, Jász-Nagykun-Szolnok ili)”88

9. Vaskapu (yol geçidi /iki tepe arasındaki daralma/, Pacz köyü, Bihar ili)89

10.Vaskapu (karayolunun iki kumlu tepe arasından geçen kısmı, Vásárosnamény kasabası, Bereg ili)90

11.Vaskapu (dağ geçidi, boğaz, Aşağı Tuna'nın çağlayanlı yatağının Orşova altındaki kısmı, Temes ilinde, Osmanlı

imparatorluğunun eski sınırında), belki Osmanlı Türk

Demirkapı toponiminin kelime kelimesine çevirisidir (bkz. D24).91

83 Bálint, Sándor: Szegedi szótár. II. Akadémiai Kiadó, Budapest 1957, s. 651. 84 Bognár: Jász-Kunság. s. 40.

85 Bognár: Jász-Kunság. s. 64. 86 Bognár: Jász-Kunság. s. 65-66. 87 Bognár: Jász-Kunság. s. 102.

88 Bognár:

Jász-Kunság. s. 136. 89 Hoffmann - Kiss:

Bihar. s. 152. 90 Mizser, Lajos:

Bereg megye Pesty Frigyes helységnévtárában. (Levéltári Évkönyv

XI.) Nyíregyháza 1995, s. 487.

91 Kiss L.:

Referências

Documentos relacionados

Eram conhecidas as incursões de colonos luso-brasileiros no território das missões, como “algumas das pessoas que das minas de Mato Grosso tinham passado para as povoações que

Estrat é é gias gias de de redu redu ç ç ão ão de de NOx NOx Selective Catalytic Reaction. Selective

CAPITAO: APELIDO ALYSSON JARDEL MATHEUS RONEY WASHINGTON DAVI- VLAUDEMIR NATAN ANDERSDN NEyM .••• R DANIEL APELIDO PHELLlPE MICHAEL VINICIUS LEON .••• RDO IGOR VICTOR ,

Responsável pelo acompanhamento do pedido, fiscalização e gerenciamento da Ata de Registro de Preços/Contrato, recebimento provisório e definitivo dos produtos: Laís

Por outro lado, as amostras de São Paulo, Araraquara (safra) e Piracicaba têm escores negativos na PC1 porque têm concentrações mais altas de BbF e BkF que as amostras de

Além disso, passou-se a calcular as emissões fugitivas pelo método de triagem de fontes e a considerar o valor do fator de oxidação (OX) dos aterros como 0,1, valor

Em caso de atraso na entrega da bagagem que contenha objetos de uso pessoal, ocorrido durante a viagem, e caso a mesma não seja recuperada nas 24 horas seguintes à chegada da

O relatório final deverá ser submetido via e-mail a CPPEI, pelo professor orientador do projeto de monitoria, até o último dia útil de cada semestre letivo, de acordo com o