• Nenhum resultado encontrado

oran analiz yöntemi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "oran analiz yöntemi"

Copied!
38
0
0

Texto

(1)

©

www.

M

aximum

B

ilgi.com

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

ARAŞTIRMA SERİSİ No.116

(2)

ORAN ANALİZ YÖNTEMİ

Finansal tablolar analizinde kullanılan en yaygın yöntemlerden birisi de oran yöntemi ile analiz tekniğidir. Bu analiz tekniğinde, finansal tablolardaki kalemler arasındaki anlamlı ilişkiler, birbirinin yüzdesi veya birkaç katı olarak belirtilmektedir. "Rasyo yöntemi ile analiz" biçiminde adlandırılan bu yöntemde, hesap veya hesap grupları arasında matematiksel ilişkiler kurulmak suretiyle, işletmenin; ekonomik ve mali yapısı ile kârlılık, çalışma durumu hakkında bir yargıya ulaşılmaya çalışılmaktadır.

Mali analiz tekniğinde, oran sözcüğü, finansal tablolar analiziyle ilgili çalışmalar bakımından, herbiri aynı anlam taşıyan homojen değerler arasındaki oransal bağıntıları yansıtmaktadır. Başka bir anlatımla oran, iki kalem arasındaki ilişkinin basit matematik ifadesidir. Oranların hesaplanması tek başına bir amaç değildir. Önemli olan bir mali araç niteliğinde olan oranların, işletmenin amaçlan ile bütünleştirilerek değerlendirilmesi ve yorumlanmasıdır. Oran analizinden beklenen yararın sağlanması ancak hesaplanan oranların iyi yorumlanması ve nedenlerinin araştırılması ile olanaklıdır.

Bilindiği gibi finansal oranlar çok büyük miktardaki finansal verileri özetlemek ve firmaların performansını karşılaştırmak için uygun birer araçtır. Oranlar doğru soruları sormamıza yardımcı olur; bu soruları çok ender olarak yanıtlarlar.

Oranların işletme amacı ile bütünleştirilerek yorumlanmasında bazı kıstaslardan yararlanılması zorunludur. Örneğin, işletme içinde hesaplanan oranlan işletmenin geçmiş dönemlerinde hesaplanan oranlarla veya deneyler sonucunda bulunan genel kabul görmüş ölçülerle ya da işletmenin içinde bulunduğu endüstri kolu için geliştirilen oranlarla karşılaştırılması ve değerlendirmenin buna göre yapılması gerekir.

Finansal oranların hesaplanması ve tahmini finansal durumun belirlenmesi işleminin temel noktalarından biridir. Finansal oranların gelişimi ve kullanımı için Karşılaştırmalar yapmak esastır. Bu noktada üç tane karşılaştırmadan bahsetmek mümkündür:

• İlgili firmanın geçmişte yıllarda gösterdiği performansa ilişkin oranları esas alan karşılaştırma (Zaman Serisi Karşılaştırması)

• Genel ilke ve kuralları esas alan karşılaştırma (Bencmarking-Kıyaslama)

• Diğer firmalarda gerçekleşen oranlar ve sektör ortalamasını esas alan karşılaştırma (Çapraz Karşılaştırma)

(3)

Sınıflandırılması

Finansal analizde kullanılan oranlan, hesaplanış biçimlerine göre üç ana grupta toplayabiliriz. 1. İşletme içi mali oranlar,

2. İşletme dışı verilere dayanılarak hesaplanan mali oranlar, 3. Endüstri mali oranlan (Standart oranlar).

İşletme İçi Mali Oranlar

Bu oranlar, işletmenin yayımlamış olduğu finansal tablolarda yer alan verilere dayanılarak hesaplanır. Başka bir anlatımla finansal tablolarda yer alan kalemler arasında çeşitli açılardan oransal bağıntılar kurulmak suretiyle, oranlar hesaplanmaktadır. Örneğin cari oran hesaplanmasında, işletmenin yayımlamış olduğu finansal tablosunda yer alan dönen varlıklar ile kısa vadeli borçlar arasında matematiksel ilişki kurulmaktadır.

İşletme Dışı Verilere Dayanılarak Hesaplanan Mali Oranlar

Bu oranlar, işletmenin finansal tablolarında yer alan verileri ile bu işletme dışında elde edilen verilerin karşılaştırılması suretiyle ve aralarında matematiksel ilişkiler kurulmak suretiyle hesaplanmaktadır. Örneğin, borsaya kayıtlı işletmelerde, borsaya kote edilmiş hisse senetlerinin borsada oluşan fiyatları ile işlet-menin finansal tablolarında yer alan çeşitli kalemleri arasındaki ilişkiler kurularak oranlar saptanması buna örnek olarak gösterilebilir.

Endüstri Mali Oranları (Standart Oranlar)

Bu oranlar ise, tamamen işletme dışında hesaplanan ve işletmenin finansal tablolarında yer alan kalemleri ile direkt ilişkisi olmayan oranlardır. Söz konusu oranlar, endüstri için bir bütün olarak geliştirilmekte ve endüstri dalında faaliyette bulunan çok sayıdaki işletmelerin mali oranlarının ortalamasına göre hesap-lanmaktadır. Standart oranlar veya meslek oranları diye de anılan bu oranları, daha çok ilgili meslek kuruluşları veya kamu kuruluşları hesaplamaktadır. Endüstri oranları, endüstrinin tüm mali durumu hakkında önemli bilgiler veriyor ise de tek bir işletme açısından durum farklıdır.

İşletmeler için endüstri oranlarının önemi, kendi durumlarını değerlendirirken, oranlarının, iş kolundaki ortalamaya göre ne durumda olduğunu saptamaya olanak vermesi noktasında toplanmaktadır.

Endüstri oranlarının hesaplanmasında; ortalama oranlarının, iş kolunun, tipik mali ve kârlılık durumunun temsil edilebilmesi için, ele alınan işletmelerin yapısal yönden homojen olmasına ve oranlarında karşılaştırmayı bozacak derecede büyük ayrılıklar olmamasına özen gösterilmelidir.

(4)

Endüstri oranlan, aynı iş koluna bağlı ve karşılaştırılabilir işletmelerin türlü oranlarının aritmetik ortalaması alınarak hesaplanmakta veya medyan yönteminden yararlanılarak saptanmaktadır. Biz açıklamamızda daha çok birinci ve ikinci gruba giren oranlara yer vereceğiz.

Oranlar değişik biçimlerde sınıflandırılabilir, Bu sınıflandırma biçiminde, oranlar, finansal tabloların analizinde kullanışlarına göre, yani ilgili oldukları verinin kaynağına göre sınıflandırılmakladır. Burada oranlar;

• Bilanço Oranları • Gelir Tablosu Oranları • Fon Akım Tablosu Oranları

• Karışık Oranlar şeklinde gruplandırılabilir.

Bir diğer bölümleme biçiminde ise oranlar, işletme faaliyetlerinin değerlendirilmesindeki kullanılış biçimlerine göre bölümlenmektedir.

• Likidite Oranları • Mali Oranları • Faaliyet Oranları • Karlılık Oranları

Performans belirlemek için, finansal rasyolarda dahil olmak üzere, birçok analitik teknik bulunmaktadır. Ancak, farklı tekniklerin farklı amaçlar için kullanıldığı unutulmamalıdır. Bir analiz yöntemi belirlenmeden önce analizci aşağıdaki esasları kesinlikle belirlemelidir.

• Analizin amacı • Bakış açısı

• Potansiyel karşılaştırma standartları

Oranların İçerik Yönünden İncelenmesi

Oranları, işletme çalışmalarının değişik açılarından değerlendirilmesindeki kullanılış biçimlerine göre, dört ana grupta inceleyebiliriz.

(5)

2. Çalışma Durumunun Analizinde Kullanılan Oranlar (Faaliyet Oranları) 3. Finansal Yapı Analizinde Kullanılan Oranlar

4. Karlılık Durumunun Analizinde Kullanılan Oranlar

İşletmenin cari durumunun belirlenmesinde; dönen varlıkların ne derece güvence teşkil ettiğinin, varlıkların kalitesi ve likiditesi açısından incelenmesi gerekir. Bu nedenle, işletmeye borç verenlerin güvencede olup olmadığı belirlenirken, net çalışma sermayesi miktarı yanında, varlıkların kalitesi ve likidite derecesine de bakmak gerekir.

Bir varlığın kalitesi demekle, o varlığın satışa çıkarıldığı zaman gerçek değerini bulma olasılığı ifade edilmektedir. Örneğin devlet tahvillerinin kalitesi yüksektir. Çünkü vadesi geldiğinde, kayıtlı değeri üzerinden ödenecektir. Varlığın likiditesinden belirtilmek istenen ise; bir varlığın paraya çevrilmesindeki çabukluk ve kolaylık özelliğidir.

İşletmenin cari durumunun, diğer bir deyişle, likidite durumunun analizinde likidite oranlarından yararlanılmaktadır. Likidite oranlan, işletmenin parasal durumunu göstererek, vadesi gelen borçların, ödenme olanaklarını saptamaya yardım eder. Başka bir anlatımla, bu oranlar, işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme yeteneğinin Ölçülmesinde ve çalışma sermayesinin yeterli olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır. Ödeme gücünün saptanmasında, işletmenin dönen varlıkları ile kısa vadeli borçlar (kısa vadeli yabancı kaynakları) arasındaki ilişkiler analiz edilir.

İşletme ilgilileri, özellikle işletmeden alacakları olanlarla, yöneticiler, firmalara kısa vadeli (mevsimlik kredi) verecek olan bankalar, likidite oranları ile işletmenin kısa vadeli borçlarını, vadesi geldiği zaman, dönen varlıkları ile derhal ödeyebilecek midir? sorusuna yanıt bulmaya çalışmaktadır. Bilindiği gibi, dönen varlık grubu işletmenin normal faaliyeti sonucu kısa vadede paraya çevrilebilen değerleridir. Bu nedenle, kısa vadeli borçların ödenmesinde kullanılacak fon miktarı bu unsurlardan sağlanacaktır. Dolayısıyla kısa vadeli borç Ödeme gücünün Ölçümünde, dönen varlık grubu ile kısa vadeli borçlar arasındaki oransal bağıntıların incelenmesi gerekir.

Dönen varlık unsurları ile kısa vadeli borçlar arasındaki ilişki kurulurken, dönen varlık grubundan dikkate alınacak kalemlerin özelliklerine göre, likidite oranları kendi içinde üçe bölümlenebilir.

• Cari Oran • Asit -Test Oranı

• Nakit Oranı (Disponibilite oranı)

Ayrıca, likidite durumunun analizinde; yukarıda belirtilen üç likidite oranı dışında, bu oranlan destekleyen, bazı diğer oranlardan da yararlanılabilinir. Bunları şöyle sıralayabiliriz.

(6)

• Alacakların Devir Hızı Oranı • Stok ; Devir Hızı Oranı

• Stok Bağımlılık Oranı

• Fon Akım Oranı (Faaliyet Sonucu Sağlanan Fon/Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar Oranı) • Net Çalışma Sermayesi/Faaliyetlerden Sağlanan Fon Oranı

• Hazır Değerler + Süratle Paraya Çevrilebilir Değerler / Yıllık Beklenen Nakdi Giderler Oranı • Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar/Faaliyetlerden Sağlanacak Nakit Kaynaklan Oranı

Likidite Durumunun Analizinde Kullanılan Oranlar

Likidite bir firmanın nakit finansal gereksinimlerini karşılama yeteneği olarak adlandırılabilir. Likidite hesaplarının büyük çoğunluğu firmaların bilançolarının nakit varlık kısımlarına ait verileri içermektedir. İşletmelerin bulundukları pozisyonlara göre çeşitli varlıkların likit olma özelliği bulunmasına rağmen teorik olarak cari varlıkların büyük bir kısmının likit olduğu düşünülür. İşletmelerin likidite durumları incelenirse likit cari varlıkların kısa dönemli fon kaynağı olarak kullanıldığı görülmektedir. Likidite oranlarının en popüleri cari orandır.

Cari Oran

Dönen varlıklar ile kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki sayısal ilişkiyi gösteren bir orandır. Dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesi suretiyle hesap edilir. Cari oran, işletmenin genel likidite durumunu yansıtarak işletmenin net çalışma sermayesinin yeterli olup olmadığını ortaya koyar. Bu nedenle orana çalışma sermayesi oranı da denilmektedir. Oranın payında yer alan dönen varlıklar toplamı, şüpheli alacaklar karşılığı, stok değer düşüş karşılığı gibi aktifi düzenleyici hesapların toplamından düşüldükten sonraki tutarını yansıtmaktadır.

Cari Oran= ynaklar iYabancıYa KıısaVadel klar DönenVarl ı

Analistlerce, cari oranın payını oluşturan dönen varlıkların, paydada yer alan kısa vadeli yabancı kaynaklardan fazla olması istenir. Yani işletmenin net çalışma sermayesinin yeterli olması arzulanır. Bu nedenle oranın mutlaka birden büyük olması istenir, cari oranın birden büyük olması, işletmenin ödeme gücünün emniyet marjı olarak görülmektedir.

Genel bir kural olarak cari oranın 2 olması yeterli görülmektedir. Kısa vadeli borçların veya beklenmedik yükümlülüklerin zamanında karşılanabilmesi için, dönen varlıklarda ortaya çıkabilecek değer kayıpları veya

(7)

paraya çevrilmede karşılaşılacak güçlüklere önlem olarak, dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynakların iki katı olması uygun görülür. Ancak cari oranın yorumunda bir takım başka etmenlerin de göz önünde bulundurulması gerektiği konusu unutulmamalıdır. Bazen cari oran 2'den büyük olmasına rağmen, yetersiz olarak yorumlanabilmektedir. Yani cari oranın iki'den büyük olması, her zaman işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme yeteneğinin iyi olduğunun göstergesi değildir. Bu bakımdan cari oranın yorumunda; dönen varlıkların devir hızlan (stokların devir hızı, alacakların devir hızı gibi), dönen varlıkların gerçek değerleri veya bu değerlerde oluşabilecek muhtemel değer değişmeleri ile dönen varlıkların hangi varlık unsurlarından oluştuğu, dönen varlıkların kalitesi gibi etmenler göz önünde bulundurulmalıdır.

Örneğin; cari oran küçük olsa bile, stok devir hızı ile alacakların devir hızı yüksek olan bir işletme borçlan kolaylıkla ödeyebilecektir. Diğer taraftan, donen varlık unsurları içinde hazır değerleri ile süratle paraya çevrilebilir değerleri fazla olan işletmeler, dönen varlıklarının büyük bir kısmı stoklardan oluşan işletmelere göre, borçlarını kolaylıkla ödeyebilecektir.

Eğer işletmeler finansal zorluğa düşerlerse ilk olarak ödemeleri kısma ve banka ve/veya kredi kuruluşlarından finansman bulma yoluna giderler. Bu noktada kısa vadeli yabancı kaynaklar,cari varlıklara oranla daha hızlı bir artış gösterirse cari oran düşer ve bu da kredi verenler için bir düzensizlik göstergesi olarak algılanabilir. Çünkü cari oran kısa dönemli borç veren kreditörler için belirli bir dönemde nakde dönebilecek cari varlıkları ifade eden önemli bir kriter olarak kabul edilmektedir.

Asit -Test Oranı

Likidite durumunun ölçülmesinde kullanılan oranlardan bir diğeri de, asit-test oranıdır. Bu oran cari oranı tamamlayarak onu daha anlamlı bir hale getirmektedir. Asit-test oranı; paraya çevrilmesi daha uzun bir süreyi gerektirecek dönen varlık kalemlerinin, dönen varlık toplamından çıkarılması suretiyle bulunacak büyüklük ile, kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki ilişkiyi ölçmektedir. Başka bir deyişle hazır değerler ile süratle paraya çevrilebilecek değerler toplamının kısa vadeli yabancı kaynaklara olan oranıdır. Asit-test oranı; işletmenin her l TL. için ne kadar süratle paraya çevrilebilen likit dönen varlığı vardır, onu gösterir. Dönen varlıklar arasında yer alan stoklar kaleminin paraya çevrilmesi, stok devir hızına bağlı olmakla birlikte, genelde diğer dönen varlık unsurlarına göre paraya çevrilmesi daha uzun bir süreyi gerektirdiğinden, likidite durumunun analizinde dönen varlık toplamından çıkartılması uygun görülmektedir. Asit-test oranı aşağıdaki biçimde formüle edilebilir.

Dönen Varlıklar – Stoklar

Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

Hazır Değerler + Süratle Paraya Çevrilebilir Değerler

Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

İkinci formül ile, birinci formül her zaman aynı sonucu vermeyebilir. Çünkü ikinci formülde, yalnızca hazır değerler (Kasa, banka ve diğer nakit benzeri değerler) ile süratle paraya çevrilebilir değerler (Menkul kıymetler +

(8)

alacaklar) yer almaktadır. Yani dönen varlıkların toplamından yalnızca stoklar kalemi değil, gelecek dönem giderleri de çıkartılmaktadır. Gelecek dönem giderleri hesabının ortaya çıkışı gelecek döneme ait giderin peşin Ödenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, bu hesapta oluşacak azalışlar işletmeye herhangi bir fon girişi sağlamayacaktır. Söz konusu hesabın paraya çevrilmesi, dönem sonuçlarına itfa payının yazılarak dönem giderlerini artırmak suretiyle dolaylı olarak olacaktır. Bu bakımdan bu kalemin de stoklarla birlikte dönen varlık toplamından çıkartılması, asit-test oranının daha doğru bir sonuç vermesini sağlayabilir.

Yalnız burada da, bir konuyu daha vurgulamakta yarar vardır. İşletmede gelecek dönem giderleri olduğu gibi, gelecek dönem gelirleri de olabilir. Yani işletme gelecek dönemde yapacağı bir hizmetin tutarını, peşin olarak tahsil etmiş olabilir. Bu tutarda kısa vadeli yabancı kaynaklar arasında gözükecektir. Bu kalemden kalanının sıfıra eşitlenmesinin sağlanmasında, işletmeden herhangi bir fon çıkışı söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla asit-test oranının saptanmasında, gelecek dönem giderleri dönen varlık toplamından çıkarılırken, gelecek dönem gelirlerinin de kısa vadeli yabancı kaynaklardan çıkarılması gerekmeyecek mi? Ka-naatimize göre, muhasebedeki ihtiyatlıhk ilkesi gereğince, söz konusu tutarın dikkate alınmaması uygun olur.

Kaldı ki, gelecek dönem giderlerinin de önemli tutarlarda olmadığı durumlarda, bu kalemin de ihmal edilmesi ve dikkate alınmaması mümkündür. Nitekim birçok analist tarafından asit-test oran saptanırken, bu kalem dikkate alınmamakta ve dönen varlıklar ile stok farkının yabancı kaynaklara olan oranı analiz edilmektedir. Asit-test oranın genelde 1:1 olması yeterli sayılmaktadır. Oranın l olması, isletmenin kısa vadeli borçlarının tamamının nakit ve suretle paraya çevrilebilir değerlerle karşılanabileceğini gösterir. Ancak oranın l'den küçük olması veya l'e eşit olması her zaman işletmenin likidite durumunun kötü veya iyi olduğunun bir göstergesi delildir. Likidite oranı birden büyük olmasına rağmen, isletme alacaklarını tahsilde güçlükle karşılaşıyor ise, bu durumun göz önünde bulundurulması ve hemen olumlu bir sonuca ulaşılmaması gerekir. Aynı biçimde asit-test oranı birden küçük olan bir isletmede, eğer stokların devir hızı yüksek ise, oranın birden küçük oluşunu olumsuz olarak değerlendirmemek gerekir. Özetle likidite oranlarının değerlendirilmesinde, stok devir hızı, alacakların tahsilat süreleri, stoklara olan bağımlılığın ve diğer faktörlerin de göz önünde bulundurulması uygun olur.

Asit-test oranının bir şeklide "Çabuk oran" dır. Çabuk oran; Ticari Alacaklar/Ticari Borçlar olarak formüle edilebilir ve diğer dönen varlık unsurları dışında ticari alacakların ticari borçları karşılama oranını ifade eden oranın birden küçük olmaması gerekir.

Nakit Oranı (disponibilite oranı)

Bu oran, para ve benzeri değerlerin kısa vadeli yabancı kaynaklara oranıdır. İşletmenin elindeki mevcut hazır değerleri ile kısa vadeli borçların ne ölçüde karşıladığını ölçmede kullanılan bir orandır. Başka,bir deyişle, işletmenin acil para durumunu yansıtmaktadır. Nakit oranı gerek cari orana gerekse asit-test orana göre, daha duyarlı bir ölçüdür. Bu nedenle, birinci derece likidite oranı ismiyle de anılmaktadır.

(9)

Nakit oranı, faaliyetlerden sağlanan fon girişlerinin durması ve alacakların tahsil edilmemesi durumunda, işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü yansıtmaktadır.

Oranın 0,20'nin altına düşmemesi genel bir kural olarak arzulanmaktadır. Oranın 0,20'nin allına düşmesi durumunda, işletmenin para durumunda sıkışık bir durum ortaya çıkar ve işletmenin yeni krediler bulma zorunluluğu doğar. Ancak oranın büyük olması da arzulanmaz. İşletmede devamlı nakit fazlasının ol-ması, paranın iyi kullanılmayıp hareketsiz bırakıldığının göstergesidir. Bu durum ise. işletmenin para kazanma gücünü azaltarak gelir düşüklüğüne neden olur. Bu nedenle elde kullanılacak nakit mevcudunun iyi ayarlanması önemli bir konudur.

Nakit oranın hesabında, nakde eşdeğer varlık olarak bazı menkul kıymet kalemleride dikkate alınmaktadır. Özellikle repodaki paraların bu oranın hesabında dikkate alınması uygun olur.

Devamlı Sermayenin Bağlılığı Oranı

Bu oranın yüksekliği devamlı sermayenin bağlandığını ve daha fazla finansman ihtiyacının söz konusu olduğunu ifade eder. Oran, özellikle enflasyonist ortamlarda önem kazanır.

Kısa Vadeli Borç Ödeme Gücünü Ölçmede Kullanılan Oranlar

Likidite oranın analizinde, yukarıda belirtilen oranlarla birlikte alacakların devir hızı, stokların devir hızı gibi faaliyet oranlan ve stok bağımlılık oranı ile fon akım tabloları verilerinin kullanılması suretiyle saptanan oranların beraberce incelenip değerlendirilmesi uygun olur. Stok devir hızı, stokların belirli bir dönemdeki dönme çabukluğunu belirterek ne kadarhk bir sürede tükendiğini gösterir. Alacakların devir hızı ise, alacakların tahsil ve tedavül kabiliyetini gösterir. Gerek stok devir hızının gerekse alacakların devir hızının yüksek olması işletmenin lehine bir durumdur. Bu oranlar, faaliyet oranları incelenirken ayrıca irdelenecektir. Burada, likidite durumunun Ölçümünde yararlanılabilecek stok bağımlılık oranı ve diğer fon akım oranlarından söz etmek yararlı olacaktır.

Stok Bağımlılık Oranı

Asit-test oranının birden küçük olması durumunda; borçların geri ödenmesinde işletmenin stoklara olan bağımlılığın ölçümünde kullanılan bir orandır. Stok bağımlılık oranı, işletmenin kısa vadeli borçların geri ödenebilmesinde, hazır değerleri ve diğer süratle paraya çevrilebilir varlıkların dışında, stokların yüzde kaçının satılması gerektiğini gösterir. Başka bir anlatımla, işletmenin kısa vadeli borçların ödenmesinde, stok satışına ne derece bağımlı olduğunu ortaya koyar. Stok bağımlılık oranını şöyle gösterebiliriz;

Kısa vadeli yabancı kaynaklar -Varlıklar

Stok bağımlılık oranı = _______________________________________________ Stoklar

(10)

Oranın paydasında yer alan stoklar verisi, kuşkusuz satışa hazır stok kalemlerini içermektedir. Örneğin bir işletmenin, kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamı 2.000.000 TL, hazır değerler ile süratle paraya çevrilebilen varlıklar toplamı 600.000 TL. ve satılabilir stoklar toplamı 2.800.000 TL. ise;

2.000.000-600.000

Stok bağımlılık oranı = ____________________ = 0.50 olur. 2.800.000

Yani kısa vadeli borçların ödenebilmesi içim diğer likit varlıkları dışında, stokların %50’sinin satılması gerekir.

Faaliyet Sonucu Sağlanan Fon / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar Oranı

Fon akım tablosu verilerinden, faaliyet sonucu sağlanan fon kaynağı tutarının, kısa vadeli yabancı kaynaklara oranlanması suretiyle, işletmenin cari faaliyetlerinden sağlanan fonun, kısa vadeli borçların ne kadarlık bir kısmını finanse ettiği veya kısa vadeli borçları kaç defa karşıladığı saptanabilir.

Kuşkusuz burada, borçlar, gelecek dönemde ödenecek tutarları temsil ederken, faaliyet sonucu sağlanan kaynakların, geçmiş verileri temsil etmesi, oranın yorumundan sağlanacak sonuca gölge düşürebilir. Ancak, normal ekonomik koşullarda, bir yıl önce sağlanan fon tutarına yakın tutarların gelecek yılda da sağlanması olanaklıdır. Bu nedenle faaliyet sonucu sağlanan fon tutarlarının geçmiş dönem verilerini belirtmesi büyük bir sakınca yaratmaz. Genel olarak işletmenin durumu hakkında bir bilgi verilebilir. Kaldı ki; proforma fon akım tablolarının düzenlenmesi durumunda, proforma fon akım tablosundaki tutarlar alınarak, faaliyetten sağlanan fon tutarının da kısa vadeli borçların ödeneceği döneme ait olması sağlanabilir. Böylece oran, daha anlamlı bir hale getirilmiş olabilir.

Net Çalışma Sermayesi / Faaliyetlerden Sağlanan Fon Oranı

Bu oran; net çalışma sermayesinin, faaliyetlerden sağlanan fonla kaç defa karşılandığını gösterir. Başka bir anlatımla net çalışma sermayesinin, faaliyetlerden sağlanan fon içindeki payını gösterir. Bir işletmede faaliyetlerden sağlanan fon, net çalışma sermayesini karşıladıktan sonra, diğer duran sermayeye ne kadar fazla katkıda bulunursa o kadar iyidir. Bu durumda işletme, üçüncü kişilerin baskısı altına girmeden, borçların ödeyebilecek ve faaliyetlerini genişletebilecektir.

Finansal Yapı Analizinde Kullanılan Oranlar

İşletmenin kaynak yapısının ve uzun vadeli borç ödeme gücünün ölçülmesinde kullanılan oranlar bu grupta toplanmaktadır. Başka bir anlatımla işletmenin öz kaynağının yeterli olup olmadığı, kaynak yapısı içinde borç ve öz kaynağın dengesi ve öz kaynak olarak yaratılan fonların ne tür dönen varlık yada duran varlıklara kullanıldığının ölçülmesinde kullanılan oranlardır. İşletmenin gerek uzun vadeli borçlarının ana para faizlerinin ödenip ödenmeyeceğinin analizinde, gerek kaynaklardan yararlanma derecesinin belirlenmesinde bu oranlardan yararlanılmaktadır. İşletmenin sağlamlık derecesi hakkında

(11)

tam bir yargıya ulaşmak için kaynak yapısının ve sermaye yeterliliğinin analizi gerekli olmaktadır. İşletme uygun bir biçimde finanse edildi mi? Öz kaynaklar ile yabancı kaynaklar arasında uygun bir denge var mıdır? Finansman kaynaklarının toplam kaynaklar içindeki oranları nelerdir? Finansman kaldıracının etkisi işletme karlılığını artırdı mı? Gibi sorunların yanıtları bu gruptaki oranlar yardımı ile bulunmaya çalışılmaktadır.

Borçların, Aktif Toplamına Oranı

Kısa ve uzun vadeli yabancı kaynakların, aktif toplamına (pasif toplamına) bölünmesi ile elde edilir.

Finansal Kaldıraç Oranı =

Toplamı

Aktif

Toplamı

Kaynaklar

Yabancı

Finansal Kaldıraç Oranı =

Toplamı

Pasif

Toplamı

Kaynaklar

Yabancı

Bu oran varlıkların yüzde kaçının yabancı kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Başka bir anlatımla, yabancı kaynakların toplam kaynaklar içindeki yüzdesini ifade eder. İşletmeye kredi verenler oranın küçük olmasını arzularlar. Çünkü işletmenin tasfiyesi durumunda, işletmeye kedi verenler öz kaynakların yeterli olmaması halinde alacaklarını tahsil etme olanağını bulurlar. Diğer taraftan ortaklar, oranın belli bir düzeye kadar büyük olmasını arzularlar. Çünkü oranın büyük olması öz kaynaklara oranla, yabancı kaynaklardan daha fazla yararlanıldığını gösterir. Bu ise finansman kaldıracının etkisi ile işletme karlılığını artırıp, ortakların, daha fazla kar payı almalarına olanak verir. Ancak bunun da bir optimal noktası vardır.

Sermaye maliyetinin minimum olacağı noktaya kadar yabancı kaynaklardan yararlanmak uygun olur. Belli bir noktaya kadar yabancı kaynak maliyeti öz kaynak maliyetinden daha düşüktür. Bu koşullarda işletme düşük maliyetli yabancı kaynaklar kullanmak suretiyle, kar/öz kaynak oranını artırabilir. Ancak borçlanma arttıkça mali risk de artmakta ve yeni yabancı kaynaklar bulma olanağı zorlaştığından, yabancı kaynaklarında maliyetleri artmaktadır. Bu noktada mali kaldıracın negatif etkisi kar/öz kaynak oranını azaltmaktadır. Dolayısıyla, ortaklar yabancı kaynaklar / Aktif toplamı oranının sermaye maliyetinin (Ortalama Kaynak Maliyetinin) minimum olacağı noktada olmasını isterler.

(b)Özkaynakların, Aktif Toplamına Oranı

Bu oran özkaynakların aktif toplamına (Pasif toplamına) bölünmesi ile elde edilir Oranı;

Özkaynaklar

Özkaynaklar

___________

veya ______________________________

Aktif toplamı

Yabancı kaynaklar + Özkaynaklar

(12)

biçiminde ifade edebiliriz. Özkaynakların aktif toplamına oranı varlıkların yüzde kaçının işletme sahip ve ortakları tarafından finanse edildiğini ortaya koyar. Başka bir anlatımla, öz kaynakların, toplam kaynaklar içinde gösterir. Oran işletmenin uzun vadeli bor ödeme gücünü ortaya koyar. Oranında yüksek olması işletmenin uzun vadeli borçlarının ve bunların faizlerini ödemeden herhangi bir güçlükle karşılaşmayacağını belirtir. Başka bir anlatımla işletmeye kredi verenlerin emniyet marjının yeterli olduğunu gösterir. Bu oranın zaman içerisinde yükselme eğilimi göstermesi, genelde yönetimin başarısı olarak değerlendirilir.

Öz kaynakların toplam kaynaklar içindeki payının yüksek olması, alacaklıların güvencesini arttırır ise de işletmenim öz kaynaklarına göre nispeten düşük maliyetli uzun vadeli kredilerden yeterinde yararlanmadığını veya asgari ölçüde yararlandığını gösterebilir. Oysa işletme maliyetli uzun vadeli kredilerden yararlanmak suretiyle, öz sermayenin karlılık oranını artırabilir. Ancak, yabancı kaynak/Aktif toplamı oranı açıklanırken de belirtildiği üzere bunun bir optimal noktası vardır. Bu ise ortalama kaynak maliyetinin minimum olduğu noktadır.

Önemli olan işletmenin finansmanda, ödeme gücü ile kar amaçlarını bağdaştırabilmesidir. Bilindiği gibi yatırımın öz kaynaklarla finanse edilmesi emniyeti artırırken, karlılık oranını da azaltmaktadır. Diğer taraftan yatırımın yabancı kaynaklarla finanse edilmesi durumunda emniyet payı azalırken, öz sermayenin karlılık oranını artırabilmektedir. Aslında, satışlardan sağlanan kar marjının yüksek olması durumunda daha az öz kaynak kullanmak suretiyle, kar/öz sermaye oranını artırmak olanaklı olabilir. Ancak ekonomideki durgunluk dönemlerinde, fiyatların düşmesi durumunda işletmenin faiz veya ana para taksitlerini ödemede güçlüklerle karşılaşılarak iflasa dahi gitmeleri söz konusu olabilir. Bu nedenlerle, varlıkların finanse ediliş biçiminde öz kaynaklar ile yabancı kaynaklar arasında bir dengenin kurulması zorunludur. Normal koşullarda özkaynak, aktif toplamı oranının %50 altına düşmesi arzulanmaktadır.

(c)Özkaynakların, Toplam Yabancı Toplamına Oranı

Bu oran, özkaynakların, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamına bölünmesi ile elde edilir. İşletmenin mali bağımsızlık derecesini gösteren oran, ödeme gücü katsayısı, borçlanma katsayısı veya finansman oranı adları ile de ifade edilmektedir. İşletmenin mali yeterliliğinin araştırılmasına olanak veren oran aşağıdaki biçimde gösterilir.

Öz kaynaklar

Öz sermaye

Finansman oranı = _________________________ = _____________________

(13)

Finansman oranı; işletmenin öz kaynakları ile yabancı kaynakları arasında uygun bir oranın olup olmadığının analize olanak verir. Oranın en az 1:1 olması istenir. Finansman onaranını yüksek olması; işletmeyi, alacaklı durumunda bulunan üçüncü kişilerin baskısından kurtarır. Oranın 1’den küçük olması ise, işletmeye kredi verenlerin, işletme sahip ve ortaklarından daha fazla işletmeye yatırımda bulunduklarının gösterir. Bu ise alacaklıların güvencesini azaltmakta ayrıca ekonomik durgunluk dönemlerinde, ağır faiz yükü, işletmenin mali olanaklarını tüketerek, işletmeyi, borçlarını ödeyememe durumunda bırakabilir.

Daha önceki açıklamalarımızda belirttiğimiz gibi, varlıklarının finansmanında öz kaynaklar ile yabancı kaynaklar arasında uygun bir dengenin kurulması işletmeler için büyük önem taşımaktadır. İşletmenin öz kaynakları arasında ödenmemiş sermaye olması durumunda, ödenmemiş sermayenin ödenmesi durumunda kaynak ihtiyacını tamamen karşılanıp karşılanmayacağını ölçmek için, diğer bir değişle esas sermayenin yeterlilik konusunu araştırmak üzere aşağıdaki orandan yararlanılır.

Bu oranın sonucunda bakarak, sermayenin ödenmemiş kısmı ödendiğinde, kaynak ihtiyacının tamanen karşılanıp karşılanmayacağı görülebilmektedir

(d)Borçların, Maddi Öz Varlığa Oranı

Yabancı kaynaklar ile maddi öz varlık arasında uygun bir denge olup olmadığının araştırılmasında kullanılan bir orandır. Maddi öz varlık; öz kaynak toplamından maddi olmayan duran varlıkların çıkarılması suretiyle bulunur. Maddi olmayan duran varlıklar, herhangi bir tasfiye durumunda paraya dönüşemeyeceği için söz konusu varlıkların öz kaynak toplamından çıkarılması uygun görülmektedir. Oranı aşağıdaki biçimde gösterebiliriz.

Oranın birden küçük olması arzulanmaktadır. Diğer bir deyişle işletmenin maddi özvarlığının yabancı kaynaklardan daha fazla olması istenmektedir.

(f)Kısa Vadeli Yabancı Kaynakların, Toplam Kaynaklara Oranı

Bu oran, kısa vadeli yabancı, kaynakların pasif toplamına bölünmesi ile elde edilir.

Özkaynaklar + Ödenmemiş Sermaye

___________________________________

Yabancı kaynaklar – Ödenmemiş Sermaye

Borçlar

Oran = ______________

Maddi öz varlık

(14)

Kısa vadeli yabancı kaynakların toplam kaynaklara oranı, işletme varlıklarının yüzde kaçının kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Başka bir anlatımla aktifin yabancı kaynaklardan oluştuğunu ortaya koyar. Oranın yüksek olması, aktifin büyük bir bölümünün kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edilmiş olduğunu gösterir. Genelde üretim işletmelerinde, oranın 0.30’dan fazla olmaması arzulanır. Özellikle duran varlık gurubu kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edilmesi hiç algılanmaz. Aksi durumda işletmenin net çalışma sermayesi negatif bir saygı olacağından, işletme faaliyetlerinin sürdürülmesinde üçüncü kişilerin baskısı altına girilmiş olunur.

(g)Uzun Vadeli Yabancı Kaynakların, Toplam Kaynaklara Oranı

Bu oran, uzun vadeli yabancı kaynakların, toplam kaynaklara bölünmesi ile elde edilir. Oranı aşağıdaki biçimde gösterebiliriz.

Oran, işletme varlıklarının yüzde kaçının uzun vadeli yabancı kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Başka bir değişle, uzun vadeli kaynakların toplam pasif üzerindeki payını gösterir. Oranın yüksekliği işletmenin kullandığı kaynaklar arasında uzun vadeli borçların oransal öneminin fazla olduğunu ifade eder.

(h)İç Kaynaklar (Oto Finansman) Oranı

İşletmenin otofinansman yoluyla yaratmış olduğu kaynakların ölçülmesinde bu orandan yararlanılır. Ödenmiş sermayeye ek olarak işletme çalışmaları sonucu yaratılan öz kaynaklar kakında görüş sahibi olmak anacıyla, yedekler ve yedek niteliğinde karşılık ve fonlar toplamından birikmiş zararlar çıkarıldıktan sonra bulunan toplam ile ödenmiş sermaye arasında orantı kurulur. Oran aşağıdaki gibi gösterilebilir.

Kısa vadeli yabancı kaynaklar

Oran = ____________________________

Pasif toplamı

(Özkaynaklar+Yabancı kaynaklar)

Uzun vadeli yabancı kaynaklar

Oran = ____________________________________

Toplam kaynaklar (Pasif toplamı)

Oto finansman oranı (Kar Yedekleri) – (Birikmiş Zararlar)

(İç Kaynaklar Oranı) = __________________________________

(15)

Normal olarak oran ne kadar büyük çıkarsa işlemenin durumu o kadar iyi sayılır.

(ı)Duran Varlıkların, Öz Kaynaklara Oranı

İşletmenin duran varlıklarının, özkaynaklara bölünmesi suretiyle bulunan bir orandır. Söz konusu oran, özkaynakların ne kadarlık kısmının aktifte duran varlıkların finansmanında kullanıldığını gösterir. Başka bir anlımla, öz sermayenin ne ölçüde aktifte bağlı hale geldiğini gösterir. Oranın genelde birden küçük olması arzulanır. Oranın birden büyük olması, duran varlıkların kısmının borçlanarak sağlanmış olduğunu gösterir.

(j)Duran Varlıkların Devamlı Sermayeye Oranı

Bu oran, duran varlıkların devamlı sermayeye bölünmesi ile elde edilir. Oranı şöyle gösterebiliriz.

Duran varlıkların ne ölçüde uzun vadeli yabancı kaynaklar ve özkaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Duran varlık / özkaynak oranını, tamamlayan bir orandır. Bu oranın mutlaka birden küçük olması arzu edilir. Oranın birden büyük olması duran varlıkların bir kısmını kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Bu işe işletmenin üçüncü kişilerin baskısı altına girmemiş olduğunu belirtir.

(k)Maddi Duran Varlıkların, Öz Kaynaklar +YatırımKredileri Toplamına Oranı

Arazi, arsa, bina, makine teçhizat, taşıt araç ve gereçleri gibi maddi duran varlıkların ne ölçüde özkaynaklarla finanse edildiğini saptanmasında kullanılan bir orandır. Oranı şöyle gösterebiliriz:

Duran varlıklar

Oran =

Özkaynaklar

Duran varlıklar

Duran varlıklar

veya

Devamlı sermaye

Özkaynaklar + Uzun vadeli yabancı kaynaklar

Maddi duran varlıklar (Net)

Özkaynaklar

(16)

Oranın payında yer alan maddi duran varlıklar, birikmiş amortismanlar çıktıktan sonra kalan net değerleri göstermektedir. Oranın birden küçük olması istenir. Bankalarda, maddi duran varlık-Özkaynak ilişkisi maddi özvarlığa göre analiz edilmektedir.

Maddi özvarlık, yukarıda da belirtildiği üzere, özkaynak toplamından maddi olmayan duran varlıkların çıkarılması suretiyle bulunur. Oran, maddi öz varlığın ne kadarlık kısmının maddi duran varlıklara bağlanmış olduğunu gösterir.

(l)Varlıklar Arasındaki İlişkilerde Kullanılan Oranlar

İşletmelerin mali yapılarının değerlendirilmesinde, varlıklar arasındaki ilişkilerin de bilinmesinde yarar vardır. İşletmelerin dönen varlıkları ile duran varlıkları arasında uygun bir denge varmıdır? Duran ve dönen varlıklar toplam varlıkların yüzde kaçıdır? Üretim dışı maddi duran varlıklar varmıdır? Bunlar toplam maddi duran varlıkların yüzde kaçını oluşturur? gibi soruların yanıtını bulurken işletmenin varlık yapısını analiz gerekir. Bu amaçla kullanılabilecek oranları şöyle sıralayabiliriz:

i- Maddi Duran Varlıklar / Toplam Varlıklar oranı, maddi duran varlıkların toplam varlıklar içinde ki payını gösterir.

ii- Dönen varlıklar / Toplam Varlıklar oranı; dönen varlıkların toplam varlık içindeki payını gösterir. iii- Duran varlıklar / Dönen Varlıklar oranı; dönen varlıklar duran varlıklar arasındaki dağılımı analiz etmeye imkan verir. Ticaret işletmelerinde, oranın birden küçük olması arzu edilirken, üretim işletmelerinde özellikle yatırımda bulunan şirketlerde oran birden büyük olabilir.

iv- Üretim dışı maddi duran varlılar / Maddi duran varlıklar oranı; işletmenin, maddi duran varlıklardan ihtiyacın üzerinde olup olmadığını, üretim dışı maddi duran varlıkların olup olmadığının belirlenmesine olanak verir.

Sosyal tesisler, kullanılmayan makinalı tesisler, boş arsa, arazi (altında maden bulunanlar hariç) üretim dışı maddi duran varlıklar olarak dikkate alınmaktadır. Oranın küçük çıkması, verimli alanlara daha çok yatırım yapıldığını gösterir.

Çalışma Durumunun Analizinde Kullanılan Oranlar(Faaliyet Oranları)

İşletmenin çalışma durumunun analizinde, işleme faaliyetlerindeki kullanılan varlıkların etkili bir biçimde kullanılıp kullanılmadığı ölçülmektedir. Varlıkların kullanılmaları sırasındaki etkinlik derecesini

Maddi duran varlıklar

Maddi özvarlık

(17)

gösteren bu oranlara, faaliyet oranları, verimlilik oranları, veya devir hızı (Dönüşüm katsayısı) oranları denilmektedir.

Bu grupta yer alan oranları şöyle sıralayabiliriz.

Söz konusu oranları sırası ile incelemeye çalışalım.

Stok Devir Hızı Oranları

Stok devir hızı oranları; ortalama bir hesapla, stok kalemlerinin ne kadar bir süre içerisinde üretim faaliyetinde tükendiğini veya satış hasılatı unsuru haline dönüştüğünü ölçmeye yarayan oranlardır. Başka bir anlatımla, stokların belli bir dönem içindeki devir hızını bulmaya yarayan oranlardır. Stok devir hızı oranları, stokların belirli bir dönem içinde kaç defa yenilendiğini gösterir.

i. Ticaret İşletmelerinde Stok Devir Hızı Oranı

Ticaret işletmelerindeki stok kalemleri satılmak üzere alınan mallardan (Ticari maldan) oluşmaktadır. Bu nedenle bu işletmelerdeki stok devir hızı oranı, ticari malın ne kadarlık bir süre içinde satış hasılatı haline dönüştüğünü gösterir. Ticaret işletmelerinde, stok devir hızı oranını aşağıdaki biçimde gösterebiliriz.

Satılan Ticari Malların Maliyeti Stok devir hızı oranı =

Ortalama Ticari mal Stoku

Formüldeki ortalama stok kalemi rakamının bilinmesi her zaman olanaklı olmayabilir. Bu gibi durumlarda ortalama stokların hesaplanması gerekir. Yıl içinde stoklarda büyük dalgalanmalar görülmemesi durumunda, ortalama stok; dönem başı stok kalemi ile dönem sonu stok kaleminin ortalaması alınarak saptanabilir. Bu durumda formülü şöyle gösterebiliriz.

i-Stok Devir Hızı Oranları

ii-Alacakların Devir Hızı Oranları iii-Hazır Değerlerin Devir Hızı Oranı

iv-Net Çalışma Sermayesinin Devir Hızı Oranı v-Dönen Varlıklar Devir Hızı Oranı

vi-Maddi Duran Varlıklar Devir Hız Oranı vii-Duran Varlıklar Devir Hız Oranı viii-Aktiflerin Devir Hızı Oranı ix-Öz Sermaye Devir Hız Oranı

(18)

Satılan Ticari Mallar Maliyeti

Stok devir hızı oranı =

(Dönem başı stok + Dönem sonu Stok)

2

Ancak stok hareketlerinin yıl içinde büyük dalgalanmalar göstermesi durumunda, yukarıdaki esaslara göre saptanan ortalama stok yanıltıcı olabilecektir. Bu gibi durumlarda ortalama stok, her ay sonundaki stok rakamlarının basit aritmetik ortalamasının alınması suretiyle saptanabilir. Stok devir hızının saptanmasında, bazen satılan malaların maliyeti yerine, net satışların alındığı ve net satışlara ortalama stokun bölündüğünü görürüz.

Ancak stoklar, maliyetle ifade edildiğinden, kanaatimizce, satışlar yerine satılan malın maliyeti kaleminin alınması daha uygun olur. Yalnızca satılan malın maliyeti kaleminin doğru bir biçimde saptanamaması durumlarında, net satışlar alınabilir.

Stokların devir hızı oranının işletmenin çalışma alanına göre normal sayılan ölçülerden farklı olması işletmenin iyi çalışmadığının veya talepleri karşılayamayacak duruma düştüğünü gösterebilir. Stok devir hızı opranı, işletme özelliklerine ve uygulanan satış politikasına göre farklı olabilir ise de;işletmenin çalışma alanına göre normali altında olması işletmede fazla stokların hammaddenin v işletmenin iyi çalışmadığının bir göstergesidir. İşletmenin satış hacmine oranla fazla miktarda stok bulundurması, stokların depolama giderlerini artırmakta, hem de stokların fiziki vasıflarının bozulmasına ve tüketici tercihlerinin değişmesi nedeni ile stokların demode olmasına yol açmaktadır. Diğer taraftan stok devir hızının çok yüksek olması da;tüketici taleplerinin zamanında karşılanamamasına neden olabilir. Ayrıca sürekli olarak kısa dönemlerde sipariş verilmesi,işletmenin sipariş giderlerini arttırabilir. Bu nedenle,stok bulundurma politikacı belirlenirken,tüm giderleri toplamının minimum olacağı stok düzeyinin belirlenmesi gerekir.

Stok devir hızı yüksek olan işletmeler,diğer işletmelere göre rekabet olanağına sahiptir. Daha düşük bir fiyatla mal satarak,satış hacmini genişletebilirler. Stok devir hızının 360 gün veya 12 aya bölünmesi sureti ile,stokların kaç günde veya kaç ayda bir yenilendiği saptanabilir. Örneğin satılan malın maliyeti 12.000.000 TL.dönem hası stok 2.800.000 TL.dönem sonu stok 3.200.000 TL.

12.000.000

Stok Devir Hızı = 4’tür.

2.800.000+3.200.000 2

Bunun anlamı bir yıl içinde stokların 4 kez devrediliyor yani,tükeniyor,yenileniyor demektir. Stoklar ay esasına göre 12/4=3 ayda bir gün esasına göre 360/4-90 günde bir tükeniyor demektir.

(19)

ii. Üretim İşletmelerinde Stok Devir Hızı Oranları

Üretim işletmeleri,üretim faaliyetlerinde bulunduklarında bunlarda,ilk madde ve malzeme,yarı mamul ve mamul stokları olmak üzere değişik stok türleri vardır. Bu nedenle hızlarının hesaplanmasında her üç stok türünün stok devir hızı oranlarının ayrı ayrı hesaplanması gerekir.

a) Mamul Stok Devir Hızı Oranı :

Mamul stoklarının ne kadar hızlı satış haline dönüştüğünü gösteren bir orandır. Başka bir anlatımla,mamul stoklarının belli bir dönemde kaç defa eritildiğini göstermektedir. Oran,satılan mamul maliyetine,ortalama mamul stoklarının bölünmesi ile elde edilir.

Satılan Malın Maliyeti Mamul Stoklarının Devir Hızı Oranı: --- Ortalama Mamul Stoku

b) Yan Mamul Stok Devir Hızı Oranı :

Yan mamullerin devir hızı oranı,üretim maliyetine, ortalama yarı mamul stoklarının bölünmesi ile elde edilir. Üretim işletmelerinde, mevcut yarı mamul stoklarının ne kadar sürede mamul haline dönüşeceğini saptamada kullanılan bir oranıdır.

Üretim Maliyeti

Yarı Mamul Stok Devir Hızı Oranı : ---

Ortalama Yarı Mamul Stoku

Örneğin, bir işletmede 600.000 TL.'lık yarı mamul stoku var ve bir aylık dönem içinde mamul haline getirilen yarı mamullerin maliyeti 1.200.000 TL. ise, yarı mamul stoklarının devir hızı

1.200.000

--- = 2 olacaktır. Yani yarı mamuller 30gün/2=15 günde mamul haline dönüşüyor demektir. 600.000

Direkt İlk Madde ve Malzeme Stoklarının Devir Hızı oranı :

Üretim işletmelerinde, direkt ilk madde ve malzeme stoklarının belirli bir dönemde, üretim sürecinin gerektirdiği direkt ilk madde ve malzeme miktarlarını karşılamak için kaç kere devrettiğini gösteren bir orandır. Başka bir anlatımla, direkt ilk madde ve malzeme stoklarının belirli bir dönemde kaç defa tüketildiğini gösteren bir orandır. Oran, direkt ilk madde ve malzeme giderlerinin ortalama direkt ilk madde ve malzeme stoklarına bölünmesi ile elde edilir.

(20)

Direkt İlk Madde Ve Malzeme Giderleri

Direkt İlk Madde Ve Mal.Stokl.Dev.Hızı.Oranı = ---

Ortalama Direkt İlk Madde

Ve Malzeme Stokları

Örneğin. bir yıllık bir dönemde direkt ilk madde ve malzeme giderleri toplamı 8.000.000 TL. dönem başı direkt ilk madde ve malzeme stoku 700.000 TL.dönem sonu direkt ilk madde ve malzeme stoku 900.000 TL. ise, işletmede, direkt ilk madde ve malzeme stoklarının devir hızı

8.000.000

--- = 10 olur.

700.000+900.000

(---)

2

Yani direkt ilk madde ve malzeme stokları 360/10 = 36 günde bir, üretimde tüketiliyor demektir.

c) İlk Madde ve Malzeme Stoklarının Devir Hızı oranı:

Şirkette kullanılan tüm direkt ve endirekt ilk madde ve malzemenin belirli bir dönemde kaç defa tüketildiğini gösteren orandır. Oran, gider çeşitlerinden toplam ilk madde ve malzeme giderlerine, ortalama ilk madde ve malzeme stoklarının, bölünmesi ile elde edilir.

İlk Madde Ve Malzeme Giderleri

İlk Madde Ve Malzeme = --- Stok Devir Hızı Oranı Ortalama İlk Madde Ve Malzeme Stokları

Örneğin, belirli bir dönemde şirketin kullandığı ve o gider çeşidi yardımcı hesap kodunda izlenen ilk madde ve malzeme giderlerinin toplam tutarı 600 milyon TL. dönem başı ilk madde ve malzeme stok tutarı 80 milyon TL, dönem sonu ilk madde ve malzeme stok tutarı 120 milyon T'L ise, oran;

600

--- = 6 olur.

(80+120/2)

Yani ilk madde ve malzeme stoklan ilgili dönemde 6 defa devrediyor demektir. Bunun anlamı stoklar 12/6 = 2 ayda tükeniyor demektir.

(21)

Alacakların Devir Hızı Oranları

Alacakların devir hızı oranı; belirli bir dönemdeki kredili satışlar tutarının, hesap dönemi sonundaki ticari alacaklar tutarına veya aylık ortalama ticari alacak miktarına bölünmesi ile elde edilir. Alacakların devir hızı, alacakların tahsil ve tedavül yeteneğini gösteren önemli bir orandır. Ticari alacakların kalitesi ve likiditesi hakkında bir yargıya ulaşmak istenildiğinde başvurulan bir orandır.

Kredili Net Satışlar

Alacakların Devir Hızı Oranı = ---

Ortalama Ticari Alacaklar

Oran'da yer alan ticari alacaklar, işletmenin esas faaliyetinden doğan senetli ve senetsiz alacaklarını içermektedir. Ticari alacaklar, kredili satışlar sonucu doğduğundan, devir hızının saptanmasında, kredili satışların esas alınması daha doğru sonuçlar verir. Ancak, kredili satışlar tutarının bilinmemesi durumunda, net satışlar tutarı da esas alınabilir.

Alacakların devir hızı oranı, işletmenin Iikidite durumunun ölçülmesinde yararlanılan tamamlayıcı oranlardan birisidir. Alacakların devir hızının artışı,işletme lehine yorumlanan bir durum olup işletme sermayesinin alacaklara nispeten az miktarda bağlandığını gösterir. Diğer taraftan alacakların devir hızının azalması, işletme sermayesinin büyük bir bölümünün alacaklara tahsis edildiğini belirtir. Bankaların istihbarat servisleri bu oranı aşağıdaki formülle de hesaplamaktadır.

Ticari alacaklar

Alacakların devir hızı oranı = ---

Net satışlar

Bu oranla, toplam satışların yüzde kaçının alacaklara bağlandığı ölçülmektedir. Ticari alacakların devir hızının hesabında, ticari alacak toplamı içerisine hangi hesapların alınması gerektiğine dikkat etmek gerekir. Ticari alacakların net toplamından hareket edilirse sonuç yanıltıcı olabilir. Bu nedenle toplama şüpheli alacaklar karşılığı,alacak senetleri reeskont hesabı ve verilen depozito ve teminatlar hesabı dahil edilmemelidir. Ticari alacaklar içeriğinde satışlarla ilgili olan hesapların brüt tutarları alınmalıdır. (Alınacak, alacak senetleri ve diğer ticari alacaklar hesabı dikkate alınır.)

Alacakların Ortalama Tahsilat Süresi Oranları

Oran, işletmelerin müşterilerinde olan alacaklarının tahsil olanaklarını gösterir. 360 veya 365 gün sayısına alacakların devir hızının bölünmesi sureti ile alacakların ortalama tahsilat süresi bulunabilir.

(22)

Ticari Alacaklar

Alacakların Ortalama Tahsilat Süresi = ---

Kredili Satışlar / 360(365)

İkinci formülden de görüleceği üzere,ticari alacaklara günlük kredili satışlar bölünmek sureti ile alacakların ortalama tahsilat süresi bulunabilir. Alacakların ortalama tahsilat süresi kısa bir süreyi gösteriyor ise, işletmenin kredili satışlarından olan alacaklarından daha düzenli ve daha kısa süreler içerisinde tahsil edileceği anlaşılır. Ortalama tahsilat süresinin fazla olmasından kredili satışların tahsilinde gecikmelerle karşılaşabileceği ortaya çıkar.

Genelde ortalama tahsilat süresi, alıcılara tanınan satış vadesini l/3 den fazla aşmamalıdır. Bu 1/3 ek süre; satışların, alacaklara olan oranın hesaplanmasında, yıl sonu alacaklarının kullanılması gibi nedenlerle, ortaya çıkacak hataları için marj olarak düşünülmektedir. Örneğin, bir işletmede alacakların devir hızı 6 ise, ortalama tahsilat süresi de 60 gün olacaktır. Ancak tahsilat süresinde kabul edilebilecek en üst sınır, satışlar eğer 48 gün vade ile yapılıyor ise (48 x I/3 = 16 gün) 48 + 16 = 64 gün olacaktır. Alacakların ortalama tahsilat süresinin, 64 günün üzerinde. olması firma alacaklarını şüpheli duruma düşürdüğünün bir göstergesi olabilir. İşletmenin bu gibi durumlarda, tamamen vadeleri kısaltması veya kredili satışlarını sınırlı tutması uygun olur.

Aslında kredili satışların uygun bir biçimde yürütülüp yürütülmediğinin belirlenmesin de, kredili alışların ödenme sürelerine de bakmak gerekir. Alacakların ortalama tahsilat süreleri değerlendirilirken, ticari borçların ödenme süreleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Ticari borçların ortalama ödenme süresi ise; Satıcılar + Borç Senetleri (Ticari Borçlar) ---

Günlük Peşin Satışlar Oranı ile saptanabilir.

Örneğin, bir işletmenin 1 yılık dönem sonunda satıcılar hesabı 1.000.000 TL. borç Senetleri hesabı 800.000 TL. alacak kalanı vermiş ve yıllık peşin salışları toplamı 36.00.000 TL. ise,

1.000.000 + 800.000

Ticari borçların ödeme süresi ; ( --- ) = 18 gün olacaktır.

36.000.000 / 360

Yani işletme, günlük peşin satışları dolayısile sağlanan para girişlerine göre, ticari borçlarını 18 günde ödeyecek demektir.

(23)

Eğer işletme alacaklarını 60 günde tahsil ediyor fakat borçlarını 18 günde ödüyor ise, kendisinin müşterilerine açmış olduğu kredinin vadesinin, kendisine satıcılarının açmış olduğu kredinin vadesinden daha uzun olduğunu gösterir. İşletmenin kendi satıcılarından yararlandığı vade ile, alıcılarına tanıdığı vade arasında uygun bir dengenin kurulması işletmenin yararınadır. Kuşkusuz değerlenmeyi yaparken, kredili aIış ve kredili satış düzeylerinin de göz önünde tutulması gerekir.

Hazır Değerler Devir Hızı Oranı

Oran, satışların, hazır değerler toplamına bölünmesi ile elde edilir, Net Satışlar

Hazır Değerler Devir Hızı = (---) Ortalama Hazır Değerler

Hazır değerlerin; yani kasa, banka, pullar, çekler, kuponlar gibi kalemlerin belirli bir dönemde satış hasılatı ile kaç ayda karşılandığını gösteren bir orandır. Muamele saiki (iş yapma güdüsü) ile işletmede tutulacak hazır değerlerin saptanmasında, yardımcı bir orandır. Oran için genel bir kıstas mevcut değildir. Her işletme kendi özelliğine göre, geçmiş dönemlerle karşılaştırmalar yapmak suretiyle bazı normlar geliştirebilir.

Net Çalışma Sermayesi Devir Hızı Oranı

Oran, net çalışıma sermayesinin yerinde kullanılıp yetersiz olduğunu, stok ve alacakların devir hızının yüksek olduğu veya stok ve alacakların nispeten az çalışma sermayesine gereksinim gösterdiğini, işletmede kısa vadeli borçlanma yüksekliğini ve cari oranın düşük olduğunu gösterebilir.

Diğer taraftan, net çalışma sermayesi devir hızının düşük olması ise, işletmenin aşırı net çalışma sermayesine sahip olduğunu, stok ve alacakların devir hızının yavaş olduğunu, işletmenin gereksiniminden fazla nakdi değerlere sahip olduğunu gösterebilir. Bu nedenlerden hangisinin geçerli olduğunun analistlerce araştırılıp saptanması gerekir.

Genel olarak devir hızının yüksek olması, net çalışma sermayesinin verimliliğinin yüksek olduğunu ortaya koyar. Ancak verimlilik ve kârlılık bir arada oldukları sürece anlam taşır. Bu nedenle bir liralık net çalışma sermayesine düşen hem satış hem kâr tutarının da yüksek olması gerekir. Net çalışma sermayesi devir hızı ile ilgili belli bir ölçü yoktur. Endüstri kollarına göre, farklılık gösterir.

Dönen Varlık Devir Hızı Oranı

Oran net satışlara, dönen varlıkların bölünmesi ile elde edilir.

(24)

Net Satışlar

Dönen Varlıklar Devir Hızı Oranı = ---

Ortalama Dönen Varlıklar

Oranın yüksek olması, dönen varlıkların verimliliğinin de yüksek olduğunu gösterir. Ancak kârlılık oranı da aynı doğrultuda ise, verimlilikteki yükseklik anlamı taşır. Diğer taraftan dönen varlıklar devir hızının çok yüksek olması, işletmenin duran varlıklarının, toplam varlıkları içindeki payının yüksek olduğunu gösterir.

Dönen varlık devir hızı oranının düşük olması ise, işletmede dönen varlıklarda bir aşırılık olduğunu, stok ve alacakların devir hızının yavaş olduğunu veya mali kaynakların geçici yatırımlar için kullanıldığını gösterebilir, Bu nedenlerden hangisinin geçerli olduğu yapılacak analizlerle. mali analistlerce ortaya konulmaktadır. Genel Olarak Dönen Varlıklar devir hızı için standart bir ölçü söylemeye olanak yoktur. Her işletmenin özelliğine göre değişebilir.

Duran Varlık Devir Hızı Oranı

İşletmedeki duran varlıkların verimliğini ölçmede, kullanılan bir orandır. Net satışlara duran varlıkları bölünmesi ile elde edilir.

Net Satışlar

Dönen Varlıklar Devir Hızı Oranı = ---

Ortalama Duran Varlıklar

Duran varlık devir hızı oranı, işletmede duran varlıklara aşırı bir yatırım yapılıp yapılmadığının saptanmasında kullanılan bir ölçüdür. Oranın düşük olması veya zaman içinde düşme eğilimi göstermesi, işletmenin tam kapasite ile çalışmadığını veya duran varlıklardan yeterince gelir sağlanamadığını gösterebilir. Diğer taraftan, oranın çok yüksek olması, işletmenin duran varlıklarının, kapasitelerinin üzerinde kullanıldığını gösterir. Bu orana ilişkin belli bir norm olmamakla beraber, büyük sanayi kuruluşlarında oranın 2 olması uygun görülmektedir.

Duran varlık grubu içinde, maddi duran varlıklar yanında iştirakler, bağlı ortaklıklar, bağlı menkul kıymetler gibi uzun vadeli yatırımlar ve diğer duran varlık kalemleri de yer almaktadır. Bu nedenle, duran varlıkların toplam olarak devir hızlarının belirlenmesinde, yalnızca net satışlardan hareket edilmesi doğru olmayabilir. Söz konusu duran varlıkların elde bulundurulması ile sağlanan tüm hasılatın dikkate alınması daha uygun olabilir. Örneğin iştiraklerden sağlanan iştirak kazançlarının, bağlı menkul kıymetlerden sağlanan faiz gelirlerinin, işletme duran varlıklarının kiraya verilmesinden sağlanan kira gelirlerinin de dikkate alınması uygun olur. Yapılan yatırımdan sağlanan ve süreklilik gösterebilen tüm gelir unsurlarının dikkate alınması durumunda, duran varlıkların devir hızı oranı aşağıdaki biçimde gösterilebilir:

(25)

Net Satışlar + İştirak Kazançları Duran Varlık Faiz Gelirleri + Kira Gelirleri Devir Hızı Oranı = --- Ortalama Duran Varlıklar (Net)

Böylece, duran varlıkların verimli kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında daha hassas bir ölçü elde edilmiş olunabilir.

Maddi Duran Varlık Devir Hızı Oranı

Oran, Maddi duran varlıkların, verimli kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında kullanılır. Net satışlara maddi duran varlıkların bölünmesi ile elde edilebilir.

Net Satışlar

Maddi Duran Varlık Devir Hızı Oranı = --- Ortalama Maddi Duran Varlıklar(net),

Maddi duran varlık devir hızı oranı, işletmenin maddi duran varlıklara aşırı bir yatırım yapıp yapmadığını, işletmede atıl kapasite olup olmadığını araştırmak için kullanılan bir ölçüdür. Oran, maddi duran varlıkların kullanılmamalarındaki etkinliği ölçer. Oranın normalin çok üzerinde olması, maddi duran varlıkların kapasitelerinin üstünde kullanıldığını gösterir. Diğer taraftan oranın, normalin çok altında olması ise, atıl kapasitenin olduğunu gösterir. Bu orana ilişkin belli bir norm olmamakla beraber, büyük sanayi kuruluşlarında oranın 5 olmasının uygun olacağı ileri sürülmektedir.

Toplam Aktifler Devir Hızı Oranı

İşletmenin sahip olduğu tüm varlıkların verimliliğinin ölçümünde kullanılan bir orandır. Oran genelde net satışlara toplam aktifin bölünmesi ile elde edilir.

Net Satışlar

Aktifler Devir Hızı Oranı = --- Ortalama Toplam Aktif

Oranın düşük olması işletmenin tam kapasite ile çalışmadığını gösterir. Aktiflerin devir hızı oranı da aynen duran varlıkların devir oranında olduğu gibi net satışlar ile süreklilik gösteren diğer gelir unsurları toplamı dikkate alınmak suretiyle de hesaplanabilir. Böylece tüm varlıkları sağladıkları hasılat unsurları dikkate alınmış olur.

Özsermaye Devir Hızı Oranı

Özsermaye devir hızı oranı, özserrnayenin {Özkaynağın) ne ölçüde verimli kullanıldığını belirten bir göstergedir. Özsermayenin verimliliğini gösteren söz konusu oran, net satışlara özsermayenin bölünmesi ile elde edilir.

(26)

Net Satışlar

Özsermaye Devir Hızı Oranı = --- Ortalama Özsermaye (Özkaynaklar)

Oranın paydasında yer alan özsermaye kalemi, işletmenin dönem sonundaki özsermaye tutarı olabileceği gibi, inceleme döneminin ortalama özsermaye tutarı da olabilir.

Oranın, yüksek olması; işletme özsermayesinin çok ekonomik ve verimli bir biçimde kullanıldığını belirtir. Ancak oranın normalin çok üstünde olması, işletmenin özkaynaklarının yetersiz olduğunu ve işletmenin geniş ölçüde yabancı kaynaklardan yararlandığını gösterir. Oranın düşük olması ise özsermayenin iş hacmine göre fazla olduğunu ve verimli bir biçimde kullanıldığını gösterir.

Özsermaye devir hızı oranı için, kabul edilmiş standart bir ölçü bulunmamaktadır. İşletmenin özsermaye devir hızının yeterli olup olmadığının saptanmasında; aynı iş kolundaki diğer işletmelerle ve aynı işletmelerin geçmiş yıllar sonuçlarıyla karşılaştırmalar yapılması gereklidir.

Karlılık Oranları

İşletmelerin emrine verilmiş bulunan öz ve yabancı kaynakların, verimlendirme derecesinin ölçümünde kullanılan oranlar bu grupta toplanmaktadır. İşletmelerin gerek bir bütün olarak tüm faaliyetlerinde kârlı çalışıp çalışmadığının belirlenmesinde, gerekse her bir temel faaliyetinin verimliliğinin ölçülüp değerlendirilmesinde bu oranlardan yararlanılır. Kârlılık oranları ile, işletmenin geçmişteki kazanç gücü ve faaliyetlerinin etkinlik derecesi değerlendirilir. İşletmenin elde ettiği kârın ölçülü ve yeterli olup olmadığının saptanmasında kullanılan oranları altı bölümde toplayabiliriz.

i- Kâr İle Satışlar Arasındaki İlişkileri Gösteren Oranlar ii- Kâr İle Sermaye Arasındaki ilişkileri Gösteren Oranlar . .

iii- Ortaklara Yeterli Kâr Payı Sağlânıp, Sağlanmadığının": Saptanmasında Kullanılan Oranlar iv- Mali Yükümlülüklerin Karşılanmasında Yeterli Gelirin Elde Edilip Edilmediginin

Saptanmasında Kullanılan Oranlar

v- İşletmenin Hangi, Satış Düzeyinde Kâra Geçtiğinin Ölçümünde Kullanılan Oranlar vi- Kâr İle İşgücünün Verimliliği Arasındaki İlişkiyi .Ortaya Koyan Oranlar

(a)Kar İle Satışlar Arasındaki İlişkileri Gösteren Oranlar

Bu oranlar gelir tablosunda yer alan çeşitli kar kalemleri ile net satışlar arasındaki ilişkileri analiz etmede kullanılır.

(27)

Oran; satılan malların satış fiyatı ile maliyeti arasındaki marjı yansıtan brüt satış karının, net satış hasılatındaki yerinin önemlilik derecesini gösterir. Başka bir ifade ile, net satışların yüde kaçının brüt satış karı (gayri safi kar) olduğunu belirtir. Oranı aşağıdaki biçimde gösterebiliriz.

Brüt Satış Karı

Oran = --- Net Satışlar

İşletmenin gayri safi rantabilitesi hakkında bilgi veren oranın yeterli olup olmadığı, benzer işletmeler ile karşılaştırmalar yapılmak suretiyle saptanabilir. Oranın yüksek olması veya yükselme eğilimi göstermesi işletmenin lehine yorumlanır.

Faaliyet Karı / Net Satışlar Oranı

Oran faaliyet karının net satışlara bölünmesi ile elde edilir. Faaliyet Karı

Oran = --- Net Satışlar

İşletmenin iş hacmi rantabilitesi, hakkında bilgi veren oran, bir işletmenin esas faaliyetinden ne ölçüde karlı olduğunun saptanmasında kullanılır. Oranın yüksek olması işletmenin lehine yorumlanır. Faaliyet karı /net satışlar oranının yeterli olup olmadığının saptanmasında işletmenin geçmiş yıllardaki durumuna ve aynı endüstri kolundaki işletmelerin oranlarına bakmak gerekir.

Olağan Kar / Net Satışlar Oranı

Oran olağan karın net satışlara bölünmesi ile elde edilir. Olağan Kar

Oran = --- Net Satışlar

İşletmenin süreklilik gösteren olağan faaliyetleri sonucunda elde edilen karın yeterli olup olmadığı konusunda bilgi verir. Oran doğan karın net satışlar içindeki yüzde payını göstermektedir.

Dönem Karı / Net Satışlar Oranı

Oran dönem karının net satışlara bölünmesi ile elde edilir. Dönem Karı

Oran = --- Net Satışlar

(28)

Net Kar / Net Satışlar Oranı

Oran net karın net satışlara bölünmesi ile elde edilir. Oranı şöyle gösterebiliriz. Olağan Kar

Oran = --- Net Satışlar

Söz konusu oran işletme faaliyetlerinin net rantabilitesi hakkında bilgi verir bu oranda işletmenin kuruluş amacı dışında kalan faaliyetlerinden doğan tüm faaliyet dışı gelir ve kar unsurları ile faaliyet dışı gider ve zarar unsurları dikkate alınmış bulunmaktadır. İşletme bir sermaye şirketi ise, net karın hesaplanmasında, ödenecek vergilerde dikkate alınmakta ve net kar, vergiden sonraki karı yansıtmaktadır. Oran net karın, net satışlar içindeki yüzde payını göstermektedir.

Faaliyet Giderlerinin / Net Satışlara Oranı

Faaliyet giderlerinin dönem karı üzerindeki ağırlık derecesinin ölçümünde kullanılan bir orandır. Faaliyet giderlerinin net satışlara bölünmesi ile bulunur.

Faaliyet Giderleri Oran = --- Net Satışlar

Giderlerin net satışlar içindeki ağırlık derecesinin saptanmasında her bir gider unsurunun ayrı ayrı net satışlara oranlanması ve yüzdelerinin bulunması olanaklıdır. Nitekim, gelir tablosunun yüzde yöntemi ilke analizinde söz konusu oranları ayrı ayrı görebiliriz.

Kar ile Devamlı Sermaye Arasındaki İlişkileri Gösteren Oranlar

Devamlı sermayenin verimliliğini ifade eden bu oranlar: • Satışlar / Devamlı Sermaye

• Dönem Karı / Devamlı Sermaye Şeklinde ifade edilir.

Kar İle Sermaye Arasındaki İlişkileri Gösteren Oranlar

İşletme emrine verilmiş öz ve yabancı kaynakların verimli kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında, kar ile sermaye unsurları arasındaki ilişkiler analiz edilmektedir. Başka bir değişle, öz ve yabancı kaynakların kullanıldığı yatırımlar ile, bu yatırımlardan sağlanan gelir unsurları arasındaki ilişkiler analiz edilmektedir. Bu bölümde yer alan oranlar, yatırım temeline dayandığından söz konusu oranlara, varlıkların karlılık oranları da denmektedir.

(29)

Net Kar / Özkaynak Oranı

İşletmenin kendi öz sermayesini verimlendirme derecesini gösteren oran; ne karın, öz sermayeye bölünmesi ile elde edilir. Oranı şöyle gösterebiliriz.

Net kar/özkaynak oranı; işletme sahip ve sahipleri tarafından sağlanan kaynağın bir birimine düşen kar payını göstermektedir. İşletmenin yönetimindeki başarı derecesi ile karlılık durumunun analizinde, anılan oran, önemli bir göstergesidir. Oran hesaplanmasında payda da yer alan öz sermaye; dönem başı, dönem sonu veya dönemin ortalama öz sermaye dönem başı, dönem sonu veya dönemin ortalama öz sermaye tutarı olabilir. Payda yer alan net kar kalemi ise genelde vergiden sonraki net karı yansıtmaktadır. Ancak vergiden önceki kar tutarına göre de karlılık oranı saptanabilir. Önemli olan karlılığın hangi kara göre ölçüldüğünün belirtilmesi ve karşılaştırmaların buna göre yapılmasıdır.

Vergiden önceki karın (dönem karının) özkaynaklara oranı, vergi oranlarındaki değişmelerin net kar üzerindeki etkisinin ortaya koyulmasına veya hatalı bir yorumdan kaçınılmasına olanak verdiğinden net kar/özkaynak oranını tamamlayan bir özellik gösterir. Yönetim kardan alınan vergi miktarı üzerinde hiçbir kontrola sahip değildir. Bu nedenle yöneticilerin, öz kaynaları verimli kullanıp kullanılmadıklarının ölçümünde dönem karı/özkaynak oranına baş vurabilir. Ancak ortaklar daha çok yalnızca kendi yatırımlarının yani kaynaklarının getirisi ise, özkaynak ile ortaklarının kullanılabileceği net karın arasındaki ilişkidir. Kardan ödenecek vergiler, ortakların kullanabileceği bir fon değildir. Bu nedenle, özkaynakların, ortaklar açısından getirisinin ölçümünde, vergiden sonraki net kar tutarına itibar edilmesi daha uygun olur.

Mali rantabilite diye de alınan söz konusu oranın yeterli olup olmadığının saptanmasında, özkaynakların alternatif kullanılış olanaklarının bilinmesi gerekir. Örneğin işletmenin kar/özkaynak oranı % 10 ise ve işletme özkaynaklarını bu amacın dışında, örneğin devlet tahvili almak suretiyle kullansaydı sağlayacağı kar oranı %38 lik gibi bir oran ise, söz konusu %10 lük oranı yeterli görmek mümkün olamayacaktır.

Net kar/özkaynak oranı aslında işletmenin net rantabilitesi ile öz kaynaklarının devir hızının çarpımına eşittir. İşletmenin net rantabilitesi ve özkaynak devir hız arttıkça , karlılık oranı artmaktadır. Bu durumu aşağıdaki gibi gösterebiliriz.

Net Kar Net Satışlar Net Kar --- x --- = --- Net Satışlar Özkaynak Özkaynak

Net Kar

Oran =

Referências

Documentos relacionados

Num estado adulto o processo de socialização pelo acto da interacção pode ser drástico, do ser espera-se que esteja preparado para saber agir, compreender e reconhecer

Janie prendeu a respiração, porque, quando seus olhares se encontraram, ela teve de novo aquela sensação de que havia algo importante entre eles, algo que não

Art.17°- O discente que for profissional autônomo deve protocolizar Relatório Profissional com as atividades exercidas comprovante da atividade por meio de contrato de

Dolayısıyla, metne göre inceleme yapıldığı için, bu metni sözlü kültürden beslenmiş, ancak yazarı ile yeniden vücut bularak yazılı kültüre aktarılmış olan ‘özgün

PARQUE CAMPO DAS ACÁCIAS São José dos Campos. PARQUE CAMPO MARINI São José

Bu çalışmada üniversite giriş sınavında daha düşük puanla yerleşen öğrencilerde, yüksek puanla yerle - şen öğrencilere göre horlama, uykuda nefes kesil - mesi ve GAUH gibi

Não basta grande número de pacientes para obtermos uma randomização adequada. Para tanto, se faz necessário a manutenção do sigilo da lista de alocação, que representa a

Télécharger ou Lire en Ligne The Last Wish Andrzej Sapkowski & Danusia Stok Livre Gratuit (PDF ePub Mp3), Introducing Geralt the Witcher - revered and hated - who holds