• Nenhum resultado encontrado

DEPREM ve BENZERİ D O Ğ A L AFETLER N ED EN İYLE VERGİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2023

Share "DEPREM ve BENZERİ D O Ğ A L AFETLER N ED EN İYLE VERGİ"

Copied!
10
0
0

Texto

(1)

sayı: 148 * ocak 2012

MAKALELER raporu

DEPREM ve BENZERİ D O Ğ A L AFETLER N ED EN İYLE VERGİ

B O R Ç ve C EZ A LA R IN IN TERKİNİ

(*)

Ahmet A YA N O G LU

1 - G İRİŞ

Son yıllarda gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde deprem, sel ve benzeri doğal afetlere sıkça rastlamaktayız. Bu tür doğal afetlerin ger­

çekleşmesi nedeniyle pek çok insan yaşamını yi­

tirmekte, çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkmakta, temel ihtiyaçların giderilmesinde sıkıntılar yaşan­

makta, birçok yerleşim birimi, işyeri, fabrika, yol ve köprü hasara uğramakta ve en nihayetinde doğal afet bölgesinde ya da tüm ülkede telafisi güç veya imkânsız maddi-manevi zararlar mey­

dana gelmektedir.

Böyle dönemlerde mükellefler de vergisel yü­

kümlülüklerini yerine getirme noktasında prob­

lemler yaşamakta ve vergi borçlarını ödeyemez duruma düşmektedirler. Bu bağlamda vergi ida­

resi de mükelleflerin yaşadığı mali sıkıntıyı kıs­

men ya da tamamen azaltabilmek adına yasala­

rın çizdiği sınırlar çerçevesinde mükelleflere ko­

laylıklar tanımakta ve mükellef lehine vergi gelir­

lerinden kısmen ya da tamamen vazgeçmektedir.

Bu çalışmamızda, deprem ve benzeri afetler­

de, mükelleflerin mali yönden karşılaştığı zor du­

rumların hafifletilmesi bakımından vergi mevzu­

atımızda yer alan, "Verginin Terkini" konusuna ana hatlarıyla değinilecektir.

2- TERKİN KAVRAM I

Terkin; Arapça bir sözcük olup, Türk Dil Ku­

rumu tarafından hazırlanan Türkçe Sözlükteki karşılığı, " yazılmış bir şeyi çizerek silme" şeklin­

de verilmiştir'. Vergi hukukunda ise terkin kavra­

mı; tahakkuk etmiş veya tahsil edilmiş bir vergi­

nin, tahakkuk kaydının iptali yahut tahsil edilen verginin mükellefe red ve iadesi suretiyle vergi alacağını ortadan kaldıran bir işlem şeklinde ta­

nımlanmıştır* 2. Bu konuda yapılan bir başka tanım

M Vergi Müfettiş Yardımcısı

' http://www.tdkterim.gov.tr/bts/ (Erişim: 20.11.2011)

2Yılm az Özbalcı, Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Ankara, 2010, s.368.

(2)

vergi raporu

ise şöyledir: Terkin; devlet veya diğer kamu tüzel kişileri lehine ve mükellefler aleyhine doğan ver­

gi, resim, harç, diğer mali mükellefiyetler ve bun­

ların cezaları ile diğer kamu alacaklarının, yasa­

ların belirlediği koşullar altında, tamamen veya kısmen silinmesini öngören idari bir işlemdir3 4. Dolayısıyla yapılan tanımlamalardan anlaşılaca­

ğı üzere terkin; vergi hukukunda tahakkuk etmiş veya tahsil edilmiş bir verginin ve varsa buna bağlı cezaların bütün hukuksal sonuçlarıyla orta­

dan kalkmasını sağlayan önemli bir müessesedir.

Terkin işlemiyle beraber söz konusu alacak; ta­

hakkuk etmiş ise silinir, tahsil edilmiş ise mükel­

lefe iade edilir.

3- TERKİN İŞLEM İN E İLİŞKİN YASAL D Ü ZEN LEM ELER

Yangın, deprem ve sel gibi afetler nedeniyle bir kısım vergi borçlarının ve cezalarının terkini ile ilgili düzenlemelere, 213 sayılı Vergi Usul Ka-

4

nunu'nda (VUK) ve 6183 sayılı Amme Alacakla­

rının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da5 (AA- TU H K) yer verilmiştir. Diğer taraftan, 1 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde de terkin konusuna ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Bununla birlikte vergi mevzuatımızda, deprem, sel ve benzeri doğal afetler dışında başka neden­

lerle de terkin işleminin gerçekleştiğini görmek­

teyiz. Konumuz dışında olan ancak açıklamakta fayda gördüğümüz bu nedenlere kısaca değine­

cek olursak örneğin; AATUHK'nun 106. madde­

si, "Tahsil İmkâns>zl>ğ> Sebebiyle Terkini" dü-

sayi: 148 • ocak 2012 zenlemiştir. Bu maddeye göre, yapılacak takip sonunda tahsili imkânsız veya tahsili için yapıla­

cak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşı­

lan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dâ­

hil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dâhil) kadar amme alacakları am­

me idarelerince terkin yetkisini haiz olanlar tara­

fından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Benzer şekilde, V U K ' un ''Ta­

hakkuktan Vazgeçme'' başlıklı mükerrer 115.

maddesine göre de, İkmalen, re'sen veya idare­

ce tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplam miktarının 2011 yılı için 19 TL'yi aşma­

ması6 ve tahakkukları için yapılacak giderlerin bu miktardan fazla olacağının tespiti halinde, M ali­

ye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar dâhilinde tahakkuklarından vazgeçilebi­

lir. Bunun dışında V U K ' un ''Vergi Hatas>'' baş­

lıklı 116. maddesi çerçevesinde mükellef ya da vergi sorumlusu aleyhine yapılan bazı hatalar ne­

deniyle de fazla tahakkuk ya da tahsil edilen ver­

giler terkin işlemine konu olmaktadır. Öte yan­

dan mükellefle vergi idaresi arasında vergisel iş­

lemler nedeniyle uyuşmazlıklar meydana gel­

mekte ve sorun mükelleflerce vergi yargısına in­

tikal ettirilmektedir. Yargı sürecinde mükellefin haklı görülmesi durumunda, yargı mercileri, ver­

gi ve cezanın kısmen veya tamamen silinmesine karar verebilir. Söz konusu yargı kararının, itiraz veya temyize konu olmadan ya da bu yargı yol­

larının tüketilmesinden sonra kesinleşmesi halin-

MAKALELER

3Selahattin Tuncer, Vergi Hukuku ve Uygulaması, Yaklaşım Yayınları, 2003, s. 66.

410.01.1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

528.07.1953 tarih ve 8469 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

6A A T U H K 'n u n 106. maddesi ve V U K 'u n mükerrer 115. maddesindeki terkin edilecek tutarlar, her yıl yeniden belirlen­

mektedir.

(3)

sayı: 148 * ocak 2012

MAKALELER raporu

de, vergi idaresi ''yarg> karar>'' doğrultusunda terkin işlemini gerçekleştirmektedir. Son olarak ülkemizde sıkça uygulanan ''vergi aflar>'' da, vergi borç ve cezalarının kısmen ya da tamamen terkinine imkân vermektedir.

Netice itibariyle vergi uygulamasında; vergi­

nin tahsil imkânsızlığı, vergi idaresinin tahakkuk­

tan vazgeçmesi, vergi hatalarının varlığı, yargı kararı ve vergi afları gibi nedenlerle terkin işlemi gerçekleşebilmektedir.

Deprem ve diğer doğal afetler nedeniyle ver­

ginin terkini konusunda ise V U K ' un 115. mad­

desinde ve A A TU H K ' nun 105. maddesinde dü­

zenlemeler yapılmıştır.

V U K ' un ''Verginin Terkini'' başlıklı 115.

maddesine göre; "

Yangın, yer sarsıntısı, yer kay­

ması, su basması, kuraklık, don, m uzır hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benzer afetler yüzün­

den:

İ. Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu afetlerin zarar verdiği gelir kay­

nakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları;

2. M ahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, afete m aruz arazi için zararın ta­

hakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesa­

d ü f eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen A razi Vergisi borçları ve vergi cezaları;

M aliye Bakanlığınca zararla mütenasip olmak üzere, kısmen veya tamamen terkin olunur.

M aliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline devredebilir.

Zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kay­

nağını mahalli idare heyetleri yaptıracağı tahki­

kat üzerine tespit eder.''

A A TU H K ' nun ''Tabii Afetler Sebebiyle Ter­

kin'' başlıklı 105. maddesine göre ise; "

Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, zararlı hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benzeyen afetler yüzünden zarara maruz kalan varlıklarının ve mahsullerinin en az üçte birini kaybedenler adına tahakkuk ettirilmiş ve afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili amme ala­

cakları İcra Vekilleri Heyeti kararıyla kısmen ve­

ya tamamen terkin olunur.

Bu madde hükmünden faydalanmak için afe­

tin vukuu tarihinden itibaren 6 ay içinde ilgili am­

me idaresine yazı ile müracaat edilmesi şarttır.

Bu madde şümulüne giren zararın mevcut olup olmadığı, mahalli il veya ilçe kurullarınca, zararın derecesi, M aliye Vekâletince genel ola­

rak belirtilecek esaslar dâhilinde ilgili amme ida­

relerince tespit olunur.

Vergi Usul Kanunu mevzuuna giren amme alacakları hakkında m ezkûr kanunun İ0 5 'in ci maddesi hüküm leri tatbik olunur.''

Her iki madde metninden de anlaşılacağı üzere, tabii afetler sayılmış ancak sayılanların dı­

şında benzerlerinin de bu kapsama girdiği ve ter­

kin işlemine sebep olabileceği hüküm altına alın­

mıştır. Nitekim kanunda sayılmamakla beraber, şiddetli kar yağışı, tsunami, fırtına, çığ düşmesi gibi felaketler de doğal afet niteliğindedir7.

4- TERK İN İN ŞARTLARI

Terkin uygulaması, kendiliğinden gerçekleşen bir işlem değildir. Bu noktada, mevzuatımızda öngörülen şartların gerçekleşmesi ve doğal afet nedeniyle zarara uğrayan mükellefin gerekli iş­

lemleri yapması gerekmektedir. Dolayısıyla dev-

7Mehmet Ali Özyer, Aç>klama ve Örneklerle Vergi Usul Kanunu Uygulamas>, M aliye Hesap Uzmanları Derneği Yayınları, İstanbul, 2008, s.214.

(4)

raporu MAKALELER

sayı: 148 • ocak 2012 letin kamu alacağından vazgeçebilmesi için bazı

şartların varlığı aranmakta olup Amme Alacakla­

rının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 105.

maddesi veya Vergi Usul Kanunu'nun 115. mad­

desinde öngörülen şartların gerçekleşmesiyle, il­

gili kanunda öngörülen esas ve usuller çerçeve­

sinde, terkin işlemi gerçekleştirilmededir. Söz konusu şartları ilgili maddelerden hareketle şöy­

le sıralayabiliriz:

•Terkin işlemlerine, mükellefin başvurusu üzerine başlanır. Başvurular, terkine ilişkin form­

lar ya da beyannameler kullanılarak ilgili ma­

kamlara yapılmalıdır8 9. V U K ' ta yer alan terkin hükümleri bireysel afetlerde uygulanmakla bir­

likte, genel hayatı ilgilendiren afetlerde özel ter­

kin kanunları çıkarılmaktadır. Nitekim 1992 yı­

lında Erzincan'da, 1995 yılında Dinar'da ve 1999 yılında Marmara Bölgesinde meydana ge­

len depremler nedeniyle depremden zarar gören­

lerin vergi borçlarının terkiniyle ilgili olarak sıra­

sıyla 3837, 4264 ve 4731 sayılı kanunlar çıkarıl-

9

m ıştır. Genel karakterli afetlerde, mahalli idare heyetleri, kendilerine hiçbir müracaat yapılma­

dan da, bazen araştırma ve tespit yapmaktadırlar.

Özellikle mahsul kaybına yol açan afetlerde, bel­

li bir köy veya bölgedeki mahsul kaybını genel olarak belirleme için yapılan bu tespitler, terkin için yeterli değildir. Mükelleflerin ayrı ayrı müra­

caatına ve zarar derecesinin mükellefler itibariy­

le tespitine ihtiyaç vardır10 *.

• Mevcut düzenlemelerden anlaşılacağı üze­

re, vergi borçları ile cezaların terkin edilebilmesi için olayın ''afet'' özelliği taşıması gerekmekte­

dir. Afet kelimesinin Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan Türkçe Sözlükteki karşılığı,

''çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım ''

şeklinde verilmiştir". Dolayısıyla kanunda afet sözcüğün­

den; sel, fırtına, deprem, dolu ve benzeri felaket­

ler kastedilmektedir. Buradan hareketle, ilgili maddelerde afetin, mükellefin iradesi dışındaki sebeplerle meydana gelmesi gerektiği anlaşıl­

maktadır.

• Söz konusu afet nedeniyle bir ''zarar'' doğ­

muş olmalıdır. Doğal afet gerçekleşmiş ancak herhangi bir zarar doğmamışsa veyahut afet son­

rası, mükellefin varlığında ya da ürünlerinin top­

lam değerinde afet öncesine göre bir azalma, ka­

yıp, eksilme, düşüş vs. gerçekleşmemişse, ortada bir zararın varlığından bahsedilemez.

• Afet nedeniyle gerçekleşen zarar>n mükel­

lefin gelir elde etmesini sağlayan varhklarma ve­

ya mahsullerine yönelik olmas> gerekmektedir.

Zarar meydana gelmekle birlikte bu zarar mükel­

lefin gelir kaynaklarıyla bağlantılı varlıklarına ya da ürünlerine yönelik değilse terkin işlemi yapı­

lamaz. Örneğin, deprem nedeniyle tatil amaçlı kullandığı villası yıkılan ancak gelir elde etmesi­

ni sağlayan ticari mal varlığında (örneğin fabrika) herhangi kayba uğramayan bir mükellefin, ticari faaliyetine ilişkin vergi borçları ve cezaları terkin

°V U K ' un 115. maddesine göre terkin yapılacaksa mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesine başvurmaları gerekir.

Şayet A A T U H K ' nun 105. madesine göre terkin yapılacaksa ilgili amme idaresine yazı ile müracaat edilmesi gerekir.

Diğer bir deyişle başvurulacak makamlar, duruma göre vergi daireleri olabileceği gibi ilgili amme idaresi de olabilir.

9Özyer, s.219.

'°Ö zbalcı, s.379.

" http://tdkterim.gov.tr/bts/ (Erişim:20.11.2010)

(5)

sayı: 148 * ocak 2012

edilemez. Bu nedenle doğal afet nedeniyle top­

lam varlığın en az üçte birini ya da daha fazlası­

nı kaybeden bir mükellefe, gelir kaynağı ile ilgili varlıkta herhangi bir kayıp (zarar) yoksa, terkin işlemi uygulanamaz.

• Terkin yap>labilmesi için varhklarm veya ürünlerin en az üçte biri, afetten zarar görmüş, kaybedilmiş olmal>d>r. Zararın derecesi ve gelir kaynağıyla ilgili olup olmadığı hususu, yerel ida­

re heyetince yaptırılan inceleme sonucunda net­

leşecektir. İncelemede ve zararın tespiti nokta­

sında, V U K ' ta yer alan değerlemeye ilişkin esas ve usuller dikkate alınacaktır. Bununla birlikte afete uğramış olmakla beraber toplam varlığının 12

%33,3'ünü kaybetmemiş olan kişiler terkinden yararlanamazlar. Bu oran asgari miktardır. Bu oranın altındaki zararlarda, terkinden yararlanı- lamaz'3. Zirai faaliyetlerde terkin uygulamasına baktığımızda ise zarar derecesinin,

''toplam var­

lığın değil, mahsulün üçte biri oranında''

olması gerekir. Dolayısıyla ürününün üçte birini kaybe­

den mükellef, malvarlığı içinde bu zarar önemsiz bir yer tutsa da aynı oranda arazi vergisi ve ceza- sından kurtulur . Ote yandan mükellefe ait bir­14

den fazla işletmenin bulunması durumunda, mahsuldeki kayıp oranı hesaplanırken bunların topluca dikkate alınması gerekmektedir.

Diğer yandan günümüzde mükelleflerin men­

kullerini, gayrimenkullerini, mallarını veyahut ürünlerini sigortalatarak geleceğin risk ve belir­

sizliklerine karşı kendilerini korudukları bilinen 2 13 14 15

raporu

bir gerçektir. Bu yolla mükellefler, özellikle de deprem, sel ve benzeri afetler nedeniyle ileride karşılaşacakları muhtemel kayıpları ortadan kal­

dırmak ya da minimum düzeye indirebilmek amacıyla (ödedikleri belli bir prim karşılığında) varlıklarını güvence altına almaktadırlar. Bu se­

beple, doğal afet nedeniyle malvarlığında ya da ürünlerde oluşan 1/3 oranındaki kayıp hesapla­

nırken, kayba uğrayan mal varlığının ya da ürü­

nün sigortalı olup olmadığı ve şayet sigortalı ise meydana gelen kayıp nedeniyle herhangi bir taz­

minat alınıp alınmadığı dikkate alınmalıdır. Çün­

kü alınan tazminat ölçüsünde zarar da azalmak­

tadır. Buradan hareketle, oluşan zarar nedeniyle sigortadan tazminat alınmış ise, alınan tazminat tutarının zarar toplamından düşülmesi ve kalan kısmın, genel varlığın üçte birini aşıp aşmadığına bakılmalıdır. Bununla birlikte Danıştay'ın doğal afet nedeniyle mal varlığının üçte birinden fazla­

sının kaybedilip kaybedilmediğinin tespitinde; si­

gortadan alınan tazminatların dikkate alınmaması gerektiği yönünde bir kararı da bulunmaktadır'5.

• Mükelleflerin terkin talebi ile ilgili başvuru­

larının ne zaman ve hangi süre içinde yapılacağı konusunda ise V U K ' ta herhangi düzenleme ya­

pılmamıştır. Ancak mükellefler, 1 Sıra No'lu V U K Genel Tebliğinden hareketle; 115. madde­

de yazılı sebepler ve şartlar mevcut olduğu tak­

dirde, tahakkuk etmiş vergi borçları ve cezaların­

dan tahsil edilmemiş olan kısımlarının terkini için tahsil bakımından zamanaşımı vaki olunca­

ya kadar vergi dairelerine müracaatla terkin tale-

MAKALELER

l2Toplam varlık; mükellefin sahip olduğu tüm gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklardan varsa belgeye dayalı borçlar düşülmek suretiyle bulunan tutarı ifade etmektedir.

13Özyer, s.214.

14 ••

Ozyer, s.218.

15Dn. 4. D.'nin, 15.01.1980 tarih ve E. 1975/2300 ve K. 1980/95 sayılı Kararı.

(6)

raporu MAKALELER

sayı: 148 • ocak 2012 binde bulunabilirler. A A TU H K ' da ise mükellef­

lerin afetin vukuu tarihinden itibaren 6 ay içinde ilgili amme idaresine yazılı olarak müracaat et­

meleri gerektiği belirtilmektedir. Netice itibariyle V U K ' ta veya A A TU H K ' da yer alan koşulların gerçekleşmesi halinde vergi ve cezalar kısmen veya tamamen terkine tabi tutulmaktadır. Bu noktada özellikle V U K ' un 115. maddesi dikkat­

li bir şekilde analiz edildiğinde terkin konusunda Maliye Bakanlığı'na yetki verilirken'6 ''terkin olunabilir'' değil ''terkin olunur'' denilmektedir.

Bu nedenle kanunda öngörülen şartların mevcut olması durumunda vergi idaresi terkin işlemini gerçekleştirmek zorunda olup bu noktada idare­

ye herhangi bir takdir hakkı tanınmamıştır. Bu konuda dikkat çeken bir başka husus ise Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim, harç ve bunlarla ilgili cezalarda terkin yetkisi Maliye Bakanlığı'na ait iken, 6183 sayılı Amme Alacak­

larının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da'7 terkin yetkisi İcra Vekilleri Heyetine (Bakanlar Kuru- lu'na) verilmiştir. Terkin konusunda bu iki kanun arasındaki bir başka farklılık da şöyledir; V U K ' a göre terkin edilecek vergi ve ceza miktarı zarar derecesi ile mütenasip (orantılı) olarak tespit edi­

lirken, A A TU H K ' na göre terkin edilecek kısım için böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. D i­

ğer bir deyişle 6183 sayılı kanuna göre terkin edilecek amme alacaklarının zarar derecesi ile mütenasip olması gerekmemektedir. Nitekim mezkûr kanunun 105. maddesinde asgari zarar * * *

derecesinin en az üçte bir olarak belirtilmiş ol­

masına karşın, terkin edilecek miktarın zarar de­

recesi ile orantılı olacağı yönünde herhangi bir ibare bulunmamaktadır.

5- TERKİN EDİLEBİLECEK V E R G İN İN T Ü R Ü , D Ö N EM İ ve M İKTARI

Vergi Usul Kanunu'nun 115. maddesinde ter­

kin yapılacak alacaklara ilişkin

''afetin zarar ver­

diği gelir kaynakları ile ilgili vergi borç ve ceza­

ları''

denilmekle birlikte hangi vergi türlerinin bu kapsamda olduğu belirtilmemiştir. Bununla bir­

likte genellikle gelir vergisi, kurumlar vergisi, em­

lak vergisi, damga vergisi ve bunlara bağlı, gecik­

me zammı, gecikme faizi gibi cezalar terkin kap­

samında değerlendirilmektedir. Ancak afetin za­

rar verdiği gelir kaynağı ile ilgisi bulunmaması ve üçüncü kişilerden hazine adına alınması gibi ge­

rekçelerle katma değer vergisi, stopaj vergileri, özel tüketim vergisi, banka ve sigorta muamele­

leri vergisi gibi vergiler ve bunlara bağlı cezalar, terkin kapsamında değerlendirilmemektedir'8.

Nitekim Maliye Bakanlığı, vermiş olduğu bir muktezasında, doğal afetin zarar verdiği gelir kaynağı ile ilgili bulunan gelir vergisi borcunun zarar derecesiyle orantılı olarak terkin edilmesi gerektiğini belirtirken, buna karşılık, yapılan sto­

paja ilişkin verginin istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapılmak suretiyle vergi dairesine ödendiğinden mükellefin gelir kaynağı ile ilgili bulunmayan bu verginin terkin

’V U K 'u n 115. maddesi göre, M aliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline de devredebilir.

I?6183 sayılı Kanun; sadece vergileri değil, tüm amme alacaklarını kapsamaktadır. Ancak vergiler, terkin bakımından, VU K'taki esas ve usullere tabidir. Dolayısıyla A A T U H K ' nun 105. maddesi, V U K kapsamına girmeyen amme alacak­

larına (örneğin gümrük vergisi) yönelik terkini düzenlemektedir.

"Ö zyer, s.215.

(7)

sayı: 148 * ocak 2012

MAKALELER raporu

edilmesine imkân bulunmadığını ifade etmiş- tir .Yine Maliye Bakanlığı bir başka özelgesinde 19

de, yangın nedeniyle yapılması söz konusu ola­

bilecek vergi terkininin kapsamına, tahsil edilip vergi dairesinde ödenmekten ibaret olan katma değer vergisi borcunun girmediğini belirtmiştir19 20.

Ayrıca doğal afet tarihinden önce tahsil edilmiş vergi ve cezalar için terkin yapılmaz. Terkin an­

cak doğal afetten sonra tahsil edilmiş ya da he­

nüz tahsil edilmemiş vergi borçları ve cezaları hakkında uygulanır21 22.

Dolayısıyla terkin işleminin aslında gelir ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergilerde uygula­

ma alanı bulduğunu buna karşın KDV, Ö TV ve stopaj yoluyla alınan vergilerde ise uygulanması­

nın pek de mümkün olmadığı görülmektedir. Bu sebeple, terkin işlemi her tür vergiyi kapsamına almamakta sadece gelir kaynaklarıyla ilgili vergi­

ler (gelir vergisi, kurumlar vergisi, geçici vergiler vs.) ile arazi vergilerini ve bunlara bağlı cezaları (gecikme zammı, gecikme faizi, tecil faizi vs.) kapsama almaktadır.

Vergi Usul Kanunu'nun 115. maddesi kapsa­

mında terkin yapılabilmesi için, vergi ve ceza borcunun; kapanmış vergilendirme dönemlerine ait ve tahakkuk etmiş, ancak tahsil edilmemiş ol­

ması gerekir. Bu arada, sonucu alınmış vergilen­

dirme dönemlerine ilişkin bulunmak kaydıyla henüz tahakkuk etmemiş vergi borçlarının da ter­

kin edilmesi mümkündür. Ayrıca afetin vukuun­

dan sonra ödenmiş olan vergilerin, terkin kapsa­

mına girmesi şartıyla, red ve iadesi imkân dâhi- lindedir. Zirai faaliyetlerde terkin edilecek arazi vergisinin ilgili olduğu dönem ise, mahsulün top­

lanacağı devreyle ilgili olan dönemin vergisidir.

Bu nedenle mahsulün tohumunun atıldığı yılın değil, mahsulün toplanacağı yılın vergisi terkin edilir . Terkin edilecek vergi miktarı ise, mahsul­22 deki kayıp oranı kadar olacaktır.

Afetten sonra, ikmalen ya da re'sen tarh edi­

len vergiler ile kesilen cezalar, afetten önceki ka­

panmış vergilendirme dönemlerine ait olmak şar­

tıyla terkin konusu yapılabilir.

Terkin edilecek vergi ve ceza tutarının ne miktarda olacağı konusunda ise V U K ile AA- T U H K 'd a farklılık bulunmaktadır. Şöyle ki;

V U K 'a göre terkin edilecek vergi ve ceza miktarı zarar derecesi ile mütenasip (orantılı) olarak tes­

pit edilirken, A A TU H K ' na göre terkin edilecek kısım için böyle bir zorunluluk bulunmamakta­

dır. Diğer bir deyişle 6183 sayılı kanuna göre ter­

kin edilecek amme alacaklarının, zarar derecesi ile mütenasip olması gerekmemektedir. Nitekim mezkûr kanunun 105. maddesinde asgari zarar derecesinin en az üçte bir olarak belirtilmiş ol­

masına karşın, terkin edilecek miktarın zarar de­

recesi ile orantılı olacağı yönünde herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Örneğin V U K ' a göre tespit edilen zarar oranı % 4 0 ise mükellefin ver­

gi borç ve cezaları % 4 0 oranında terkin edile­

cektir23. Ancak terkin işlemi 6183 sayılı kanun

19M B.'nin, 19.06.1996 tarih ve S.B.07.0.GEL.0.28/2857-115-873/27350 sayılı Özelgesi 20M B.'nin, 07.06.2000 tarih ve S.B.07.0.GEL.0.28/2857-115-1045/27390 sayılı Özelgesi

'Özgür Biyan,''Vergi Hukukunda Terkin Müessesesinin Esasları", Mali Çözü m, sayı:79, Ocak-Şubat 2007, s.81.

22Özyer, s.219.

23Şayet doğal afet nedeniyle mükellefin gelir kaynaklarıyla bağlantılı varlıklarının veya ürünlerinin % 1 0 0 'ü zarar görmüş ise, bu durumda terkin oranı da % 1 0 0 kabul edilecektir.

(8)

raporu MAKALELER

sayı: 148 • ocak 2012 baz alınarak yapılıyorsa, terkin edilecek tutar, % 4 0 oranında olabileceği gibi % 3 5 veya % 45 oranın­

da da olabilir.

6- TERKİN İŞLEM İN E İLİŞKİN Ö RN EKLER

Ö rnek 1: Ticari varlığı 100.000 TL, özel varlığı 40.000 TL olan bir mükellefin, meydana gelen bir depremde ticari varlığının 50.000 TL'lik kısmı tamamen yok olmuştur. Mükellefin ticari varlık­

la ilgili gelir vergisine ilişkin 20.000 TL'lik vergi borcu ve cezası vardır. Buna göre terkin müesse- sesinin işlerliğini tespit etmek için iki aşamalı bir tahlil yapılmalıdır. Birinci aşamada terkinden ya­

rarlanma durumu tespit edilir. Söz konusu örnekte mükellefin 50.000 TL'lik zararının 140.000 (=100.000 + 40.000) TL'lik genel mal varlığı toplamı içindeki oranı üçte birden fazladır. Bu durum­

da terkinden yararlanabilir. İkinci aşamada ise terkin edilecek vergi ve cezası bulunacaktır. Verilen örnekte vergi borcunun ilgili bulunduğu gelir kaynağındaki zarar kısmi olduğundan vergi ve ceza­

nın tamamı değil, bir kısmı terkin edilecektir. Ticari varlıkta meydana gelen zararla mütenasip bir terkin yapılacağından 50.000 TL'lik zarar, ticari varlık toplamı olan 100.000 TL'lik oranlanarak ter­

kin edilecek vergi cezasının oranı bulunur. Bu oran da 50.000/100.000 =%50'dir. Silinecek vergi ve ceza miktarı (20.000 x % 50=) 10.000 TL olacaktır24.

Örnek 2: 10.05.2012 tarihinde meydana depremden zarar gören bir mükellefin toplam varlığı ve zarar durumuna ilişkin veriler şöyledir:

Varlık Tutar Zarar

Fabrika Binası 50.000 TL 10.000 TL

Kam yonet 10.000 TL 10.000 TL

Ticari M al 90.000 TL 90.000 TL

Toplam 150.000 TL 110.000 TL

Bu mükellefe 2011 yılı için Mart 2012'de 50.000 TL gelir vergisi tahakkuk etmiş ve bunun ilk tak- sidinin (25.000 TL) ödendiği tespit edilmiştir. Bu mükellefin malvarlığında meydana gelen zararın de­

recesi (zarar / toplam varlık), 110.000 / 150.000 TL = %73 olup üçte birden fazladır. Dolayısıyla mü­

kellefin Temmuz 2012'ye ait henüz ödenmemiş gelir vergisi ikinci taksidinin (25.000 TL) % 73 'ü olan 18.250 TL'si terkin edilebilecektir. Mart ayında ödenen birinci taksit ise, daha önceden ödenmiş ol­

duğundan terkine konu olmayacak ve mükellefe iade edilmeyecektir.

Örnek 3: Bir mükellef 1000 dönüm buğday, 250 dönüm pamuk ekmiştir. Zirai kazanç ölçüsü ola­

rak, o mahal için tespit edilen ortalama randıman, dönüm başına buğdayda 150 kg, pamukta 200 kg.'dır. Ortalama satış fiyatları ise, buğdayda 2 lira, pamukta 5 lira olarak tespit edilmiştir.

Afet dolayısıyla buğday mahsulünün yarısı, pamuk mahsulünün dörtte biri kaybedilmiştir. Bu du­

rumda hesaplama şu şekilde yapılacaktır:

24Doğan Şenyüz, Şükrü Kızılot, Metin Taş, Recai Dönmez, Vergi Hukuku, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2006, s.192.

(9)

sayı: 148 * ocak 2012

MAKALELER raporu

Mahsul Ekilen Arazi İstihsal Miktarı

Fiyat İtibari Değer

Buğday 1000 dönüm 150.000 Kg. 2 TL. 300.000 TL.

Pamuk 250 dönüm 50.000 Kg. 5 TL. 250.000 TL.

Toplam 550.000 TL.

Kaybedilen buğday mahsulünün yarısı ile pamuğun dörtte birinin değeri (150.000 + 62.500 = 212.500 TL) olup, toplam 550.000 liralık mahsulün üçte birinden fazladır. Bu nedenle terkin yapıla­

caktır. Terkin oranına gelince, mahsuldeki kayıp oranı esas alınarak, buğdayla ilgili arazi vergisinin yarısı, pamukla ilgili arazi vergisinin ise dörtte biri terkin edilecektir. Buğday ve pamuk aynı arazide ekilmiş olsaydı, terkin edilecek vergi tutarı 212.500 / 550.000 oranına göre bulunurdu .25

Örnek 4: Bir mükellefin iplik fabrikası, içindeki makineleri ve stok mallarla birlikte 30.04.2010 ta­

rihinde tamamen yanmıştır. Zararın tutarı 3000 liradır. Mükellefin ayrıca 10.000 liralık arazi ve sair gayrimenkulleri vardır. 2009 takvim yılı ticari kazancı ile ilgili tahakkuk etmiş gelir vergisinin, 2010 yılında ödenecek olan tutarları 250 liradır.

Bu durumda, ticari varlık tamamen kaybedilmiş olmasına rağmen, meydana gelen zarar tutarı, ge­

nel (toplam) varlığın üçte birinden az olduğundan, herhangi bir terkin yapılması söz konusu değildir.

Ticari kazançla ilgili 250 liralık verginin normal taksit aylarında ödenmesi gerekir25 26.

7- G EN EL D EĞ ER LEN D İRM E ve S O N U Ç

Deprem ve benzeri afetler, gerek ülke genelinde gerekse de mükellefler nezdinde maddi-manevi oldukça yıkıcı sonuçlar meydana getirmektedir.

Yaşanan doğal afetlerin bilhassa da depremlerin vergi mükellefleri üzerinde yarattığı olumsuz et­

kileri bir ölçüde hafifletmek, içerisinde bulundukları zor durumdan kurtarmak ve afetten etkilenen mükelleflere bir takım kolaylıklar sağlamak amacıyla Vergi Usul Kanunu'nda ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da terkin müessesesi ihdas edilmiştir.

Yakın zamanlarda ülkemizin yaşadığı büyük depremler ve yaşanan sel felaketleri, bu müessesenin uygulanmasını sık sık gündeme getirmektedir. Söz konusu müesseseyle beraber belli şartların varlığı halinde devlet; tek taraflı olarak alacağından vazgeçmekte ve mükelleflerin vergi yükü kısmen ya da tamamen ortadan kalkmaktadır. Vergi borç ve cezalarının kısmen veya tamamen sona ermesini sağ­

layan bu uygulamadan; varlıkları ya da mahsulleri tabii afete maruz kalan ve bunun sonucunda da en az üçte bir kayba uğrayan özellikle de gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, ilgili mercilere baş­

vurmak suretiyle yararlanabilirler.

Sonuç olarak, ülkemizin deprem kuşağında bulunması, sel ve benzeri doğal afetlerin de sıkça meydana gelmesi göz önünde bulundurulduğunda, terkin müessesesinin anlam ve önemi, hem mü­

kellef hem de devlet açısından her geçen gün daha da artmaktadır.

25Özbalcı, s.378-379.

26Özbalcı, s.369.

(10)

raporu MAKALELER

sayı: 148 • ocak 2012 KAYNAKÇA

• Biyan, Özgür, ''Vergi Hukukunda Terkin Müessesesinin Esasları'', Mali Çözüm, sayı:79, Ocak-Şubat 2007, s.75-84.

• Özbalcı, Yılmaz, Vergi Usul Kanunu Yo­

rum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Ankara, 2010.

• Özyer, Mehmet Ali, Açıklama ve Örnekler­

le Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayınları, İstanbul, 2008.

• Şenyüz Doğan,Kızılot Şükrü, Taş Metin, Dönmez Recai, Vergi Hukuku, Yaklaşım Yayın­

cılık, Ankara, 2006.

• Tuncer, Selahattin, Vergi Hukuku ve Uygu­

laması, Yaklaşım Yayınları, 2003.

• 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun

• 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu

• Dn. 4. D.'nin, 15.01.1980 tarih ve E.

1975/2300 ve K. 1980/95 sayılı Kararı.

• M B.'nin, 19.06.1996 tarih ve S.B.07.0.G EL.0.28/2857-1 1 5-873/27350 sayılı Özelgesi.

• M B.'nin, 07.06.2000 tarih ve S.B.07.0.G EL.0.28/2857-11 5-1 045/27390 sayılı Özelgesi.

• http://www.tdkterim.gov.tr/bts/ (Erişim:

27.11.201 1)

Referências

Documentos relacionados

Inside her, she felt a spiraling turmoil so paradoxical that it just translated into numbness, a hurling nausea too heavy to gush out, an inability to compute the true dimension