• Nenhum resultado encontrado

Futbolcu Transferlerine İlişkin Giderler

BÖLÜM I FUTBOLUN DOĞUŞU VE ENDÜSTRİYEL FUTBOL

1.4. Futbol Kulüplerinin Gider Kalemleri

1.4.1. Futbolcu Transferlerine İlişkin Giderler

Başarılı olma arzusu kulüpleri iyi futbolculardan oluşan kadrolar kurma yoluna itmiştir. Kadro kalitesini artırmanın bir diğer yolu olan altyapıdan oyuncu yetiştirme metodu, uzun vadeli bir planlama gerektirdiği için pek çok kulüp bu yolu tercih etmek yerine ihtiyacı olan futbolcuyu bonservis bedeli ödeyerek transfer etme yoluna gitmektedir. Bonservis bedeli, bir kulüple sözleşmesi devam eden futbolcunun, bir başka kulübe transfer olması için ödenmesi gereken tazminat tutarını ifade etmektedir.

Transfer faaliyetleri hem sportif başarıyı hem de ekonomik başarıyı etkilemektedir.

Kadro kalitesini artırıcı nitelikte transferler yapan kulüpler için sportif başarının önündeki önemli engellerden biri aşılmış olacaktır. Oyuncu satışlarından gelir elde eden bir yapının kurulması kulüpler için ekonomik başarının önemli belirleyicileri arasında gösterilmektedir.

Transfer piyasasında gerçekleştirilen faaliyetler, kulüpler için hem gelir kaynağı hem de gider kaynağı olarak incelenebilir. Futbolcu transferleri sonucunda gerçekleşen nakit akımları, futbol endüstrisi içerisinde gerçekleşmektedir; bir başka endüstriden veya futbol dışı paydaşlardan herhangi bir nakit akımı söz konusu değildir. Dolayısıyla transfer piyasasında gerçekleşen işlemler, futbol endüstrisi için gelir kalemi veya gider kalemi olarak nitelendirilemez ancak transfer işleminin tarafına göre (futbolcu alan veya futbolcu satan) gelir veya gider olarak nitelendirilebilir.

Bosman Kuralı

95/96 sezonu öncesine kadar futbolda transfer işlemleri günümüzde transfer piyasasında geçerli olan temel kurallardan önemli bir farklılık içermekteydi. Bu farklılıklardan en önemlisi 95/96 sezonu öncesine kadar futbolcunun kulübüyle olan sözleşmesi sona ermiş olsa bile bir başka kulübü transfer olması için bonservis bedeli ödenmesi gerekliliğidir. Belçikalı futbolcu Jean-Marc Bosman'ın Avrupa Adalet Divanı'na açmış olduğu dava ile bu kural tarihe karışmıştır (Simmons, 1997).

Bosman kuralı öncesinde örnek bir futbolcu transferi şöyle gerçekleşmekteydi:

Futbolcuyu transfer etmek isteyen kulüp, oyuncunun lisansını elinde bulunduran kulübe, talep ettiği tutar kadar bonservis bedeli (oyuncunun lisansını elinde bulunduran kulübün, oyuncunun lisansını devretmek ve sözleşmesini feshetmek için talep ettiği tazminat tutarı) ödemek durumundaydı. Bu işleyiş günümüzde de aynen devam etmektedir. Ancak Bosman

24

kuralı öncesinde kulübüyle sözleşmesi sona ermiş bir futbolcuyu transfer etmek için de bonservis bedeli ödemek zorunluluğu vardı. Bosman kuralının gelişiyle birlikte sözleşmesi sona eren futbolcular, istedikleri kulüple anlaşabilme hakkına sahip olmuş, bir diğer ifade biçimiyle bonservissiz oyuncu konumuna gelmiştir. Bu durum transfer piyasasının dinamiklerini kökten değiştirmiştir.

Bosman kulübü R.C Liege ile 1988'de 30 Haziran 1990'da sona erecek, aylık ortalama 120 bin Belçika Frangı kazanacağı bir sözleşme imzalamıştır. Sözleşmesinin bitmesine yaklaşık iki ay kaldığında R.C Liege tarafından Bosman'a aylık ortalama 30 bin Belçika Frangı kazanacağı bir sözleşme önermiştir. Sözleşmede yer alan tutar Belçika Futbol Federasyonu tarafından belirlenen asgari tutardır. Önerilen ücreti düşük bulan Bosman sözleşmeyi reddetmiştir ve kulübü tarafından satış listesine konulmuştur. Bu gelişmelerin ardından Bosman Fransa ikinci lig takımlarından U.S Dunkerque ile aylık 100 bin Belçika Frangı kazanacağı ve 900 bin Belçika Frangı imzalama kazanacağını garanti eden bir sözleşme imzalamıştır. Temmuz 1990'da (Bosman'ın R.C Liege ile sözleşmesi sona erdikten sonra) R.C Liege ve Dunkerque Bosman'ın kiralık transferi için 1 milyon 200 bin Belçika Frangı karşılığında sözleşme imzalamışlardır. Bu sözleşme gereği Dunkerque 4 milyon 800 bin Belçika frangı ödeyerek Bosman'ın bonservisini alma hakkına sahiptir. R.C Liege Dunkerque kulübünün yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini düşündüğü için sözleşmeyi vaktinde Fransa Futbol Federasyonuna göndermemiştir. R.C Liege tarafından kadro dışı bırakılan Bosman bu dönemde kulüpsüz kalmıştır (Köse, 2010).

Bosman'ın kulübüyle yaşadıkları ve bir başka kulübe transfer olmasında yaşanan sorunlar, Avrupa Birliği vatandaşı işçilerin sahip oldukları serbest dolaşım haklarına aykırı bir durum oluşturmuştur. Yaşadıklarının Roma Anlaşması'nın 45, 85 ve 86. maddelerine aykırı olduğunu iddia eden Bosman'ın hukuki mücadelesi Belçika ulusal mahkemelerinde başlamış yaklaşık beş yıllık süre sonunda, Avrupa Adalet Divanı tarafından 15 Şubat 1995'te alınan kararla olumlu bir şekilde sona ermiştir (Zivec, 2013). Karar ile sözleşmesi sona eren futbolculara istedikleri kulüple anlaşmaları için izin verilmiş, Avrupa Birliği vatandaşı futbolcular yabancı oyuncu statüsünden çıkarılmıştır.

Avrupa Adalet Divanı Bosman hakkında verdiği kararla futbol kulüpleri arasındaki rekabetçi dengeyi korumak istemesine rağmen transfer sisteminde önemli değişikliklere sebep olmuştur ve büyük kulüpler ile küçük kulüpler arasındaki uçurum büyümüştür.

Bosman kuralı, oyuncuların transfer piyasasında daha serbest hareket etmelerine ve gücün

25

kulüplerden oyunculara geçmesine sebep olmuştur. Bu durum oyuncu maaşlarında ve bonservis bedellerinde dramatik artışlara sebep olmuştur (Schiera, 2007).

Tablo 8: 1990-2001 en pahalı beş transfer bedeli toplamı (URL-8, 2017) Sezon En Pahalı Beş Transfer Bedeli Toplamı

1990/1991 38,75 milyon Euro

1991/1992 38,95 milyon Euro

1992/1993 62,25 milyon Euro

1993/1994 51,27 milyon Euro

1994/1995 48,8 milyon Euro

1995/1996 55,25 milyon Euro

1996/1997 73 milyon Euro

1997/1998 101,5 milyon Euro

1998/1999 117,5 milyon Euro

1999/2000 163 milyon Euro

2000/2001 222 milyon Euro

Günümüzde sözleşmesi sona ermiş futbolcuların istedikleri kulübe transfer olmaları olağan bir durum gibi görünmektedir. Ancak Bosman Kuralı ilk çıktığı dönemlerde sıklıkla tartışılmıştır. Futbol transfer piyasasını daha dinamik bir hale getiren kural ile kulüpler sözleşmesi bitmek üzere olan futbolcularını elde tutabilmek için daha yüksek bedeller ödemeyi göze almışlardır. Futbolcularını bonservis bedeli kazanmadan göndermek istemeyen kulüpler oyuncularını yüksek teklifler geldiğinde satmak zorunda kalmışlardır.

Tablo 8'de Bosman Kuralı öncesine ait beş sezon ve sonrasına ait altı sezonunun rekor transferler verilmiştir. Tablo 8’de görüldüğü gibi Bosman Kuralı’nın uygulanmaya başladığı 1995/1996 sezonundan sonra oyunculara ödenen bonservis bedelleri hızla artmaya başlamıştır.

Futbolcu Temsilciliğinin Gelişimi

Futbolcu haklarının korunması, profesyonel futbolcuların dünyanın çeşitli yerlerinde dağınık halde olması, bunun sonucu olarak futbolcular ve kulüplerin daha kolay iletişime geçebilme ihtiyacı gibi gereksinimler, futbolcu temsilciliği veya ülkemizdeki kullanımıyla futbolcu menajerliği kurumunun oluşmasına ve gelişmesine sebep olmuştur.

Futbolcu temsilciliğinin ilk geliştiği zamanlarda kurumsal bir kimliği bulunmamaktaydı ve art niyetli kişiler hem kulüpleri hem de futbolcuları zarara uğratabilmekteydi. Günümüzde bu sektörde faaliyet gösterebilmek için federasyonların ve konfederasyonların gerekli gördüğü şartları yerine getirmek gereklidir. Ülkemizde TFF

26

(Türkiye Futbol Federasyonu) tarafından "Futbolcu Menajerleri İle Çalışma Talimatı"

yayınlanmış ve lisanslı menajerlik için gerekli şartlar ilgililere duyurulmuştur.

FIFA tarafından gerekli düzenlemeler ise "Regulation Players' Agents" adlı talimatnamede belirtilmiştir. FIFA tarafından yapılan futbolcu temsilcisi tanımı şu şekildedir: " Futbolcu temsilcisi, ücret karşılığında bir futbolcu sözleşmesinin müzakere edilmesi veya yeniden müzakere edilmesi amacıyla oyuncuları kulüplere karşı temsil eden veya iki futbol takımı arasında bir transfer sözleşmesi yapmak üzere aracılık yapan gerçek kişidir." (URL-9, 2008). Bu tanımlamadan futbolcu temsilcilerinin sadece futbolcuları değil kulüpleri de temsil edebildikleri anlaşılmaktadır.

Günümüzdeki anlamıyla futbolcu temsilciliğinin ortaya çıkışı 1960'lı yıllara dayandırılmaktadır (Fornalik, 2013). Futbol temsilcilerinin transferler üzerindeki gücü ise sürekli artmaktadır. Kulüpler futbolcuları ikna etmek zorunda oldukları gibi, temsilcileri de ikna emek zorundadırlar. Oyuncu portföyü geniş olan temsilcilerin kazançları kulüpler adına önemli gider kalemlerini oluşturmaktadır. Bu durum futbolcu temsilcileri arasında rekabet oluşturmakta ve geleceği parlak futbolcuların temsilciliğini almak için temsilciler ve oyuncu gözlemcileri arasında bir bağ kurulmasına sebep olmaktadır.

Tablo 9: 2016 yılında kazancı en yüksek beş futbolcu menajeri (Forbes, 2016).

Menajer

Komisyon Kazancı (milyon dolar)

Portföyündeki Önemli Futbolcular

Jorge Mendes 72,72 C. Ronaldo, Falcao, Di Maria, Quaresma Jonathan Barnett 37,6 G. Bale, Luke Shaw, Joe Hart

Mino Raiola 35,6 Ibrahimovic, Pogba, Lukaku

Volker Struth 28,7 Mario Götze, Toni Kroos, Marco Reus Thomas Kroth 23,92 Manuel Neuer, Kevin Volland, Shinji Kagawa

Futbolcu temsilcilerinin gelirlerine bakıldığında portföyü uluslararası futbolculardan oluşan, Real Madrid, Chelsea, Bayern Münih gibi takımlarda mücadele eden futbolcuların temsilcilerinin üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Transfer piyasasında oyuncu temsilcilerinin rolü bu rakamlarla daha açık bir şekilde görülmektedir.

Futbolcu temsilcilerinin görev tanımını futbolcu transferlerinde oynadıkları rol üzerinden tanımlamak yanlış olacaktır. Avukatlık ve temsilcilik görevini bir arada yürüterek futbolcuların hukuki problemleriyle ilgilenen, yeni bir şehre veya ülkeye transfer olan futbolcunun sosyal hayatta karşılaştığı problemlerle ilgilenen ve futbolcunun imajını

27

pazarlama görevlerini bir arada yürüten futbolcu temsilcileri mevcuttur (İmamoğlu, Kılcıgil, ve Şahin, 2007).