• Nenhum resultado encontrado

C. Eser Sözleşmesi Kapsamındaki İş Görme Borcunun İş Sözleşmesi Kapsamındaki İş Görme Borcundan Farkı

III. Yayım Sözleşmesi

A. Sözleşmenin Tanımı, Tarafları ve Hukuki Niteliği

Yayım, ya da eski terminoloji ile neşir sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 487.maddesinde “Yayım sözleşmesi, bir fikir ve sanat eseri sahibinin veya halefinin, o

123 TANDOĞAN, s.36-38; EREN, (Borçlar Özel), s.599.

27

eseri yayımlanmak üzere yayımcıya bırakmayı, yayımcının da onu çoğaltarak yayımlamayı üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanımdan yola çıkıldığında, yayım sözleşmesinin bir tarafının, fikir ve sanat eseri sahibi veya halefi, diğer tarafının ise yayımcı olduğu tespit edilmektedir.124 Eser sahibi, eseri meydana getiren kişidir. TBK uyarınca, yayım sözleşmesinin tarafı, eseri meydana getiren kişi, yani eser sahibi olabileceği gibi, eser sahibinin halefi de olabilir.125 Doktrinde “eser sahibi veya halefi” kavramını ifade etmede pratiklik sağlamak üzere “yayımlatan” terimi kullanılmaktadır.126 Nitekim TBK da yayım sözleşmesine ilişkin bazı hükümlerinde bu ifadeye yer vermiştir.127 Bu çalışmada da, ifade kolaylığı açısından, “yayımlatan” terimi kullanılmaktadır.

Sözleşmenin diğer tarafını oluşturan ise yayımcıya da eski adıyla “nâşir”dir.128 Yayımcı, “kural olarak, bir işletmeyi çalıştırarak hukuken korunan bir eserin yayımlanmasını kendi hesabına üzerine alan kimse”dir.129Yayımcının eseri çoğaltarak yayımlama edimini üstlenmesi, yayım sözleşmesinin iş görme sözleşmeleri arasında değerlendirilmesine neden olmaktadır. Nitekim, eseri çoğaltarak yayımlama, bir iş görme edimi niteliğindedir.130

Tarafların birbirine uygun irade beyanları ile kurulan yayım sözleşmesi rızai bir sözleşmedir. Sözleşmenin kurulmuş kabul edilebilmesi için, eserin yayımcıya

124YAVUZ, s.601; CUMALIOĞLU, s.103.

125“Eser sahibi veya halefi” teriminin kapsamına ilişkin detaylı bilgi için bkz. ÖZTAN, Fırat, Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara, 2008, s.233-278; CUMALIOĞLU, Emre, Yayım Sözleşmesi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2018, s.103-105; ATEŞ, Mustafa, Fikri Hukukta Eser Sahipliği, (Eser), Adalet Yayınevi, Ankara, 2012, s. 12-15; GÖKYAYLA, Emre, “Yayım Sözleşmesinin Konusu”, (Yayım Sözleşmesi), Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a Armağan, MÜHF-HAD, C. 1, Özel Sayı, C.22, S. 3, 2016, ss. 1133-1148, s.1136; TÜYSÜZ, s. 42-49; ARKAN SERİM, Azra, Yayım Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Tarafların Yükümlülükleri, (Yayım Sözleşmesi), Legal Yayıncılık, İstanbul, 2018, s.23-26. Sözleşmenin diğer tarafını oluşturan “yayımcı” teriminin kapsamına ilişkin detaylı bilgi için bkz. CUMALIOĞLU, s.127; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.26-27.

126 CUMALIOĞLU, s.103-104; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.22. Esasen, TBK’nın yayım sözleşmesine ilişkin hükümlerinde “fikir ve sanat eseri sahibi veya halefi” ibaresinin kullanılması, mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nun (OR) Fransızca metninden yapılan çeviri nedeniyledir. Mehazın Almanca metninde ise daha yalın ve anlaşılır bir ifade olan “Verlaggeber” yani “yayımlatan” sözcüğü kullanılmaktadır. Buradan yola çıkarak, Türk doktrininde de “yayımlatan” sözcüğüne rağbet edilmektedir. – YAVUZ, s.601.

127 GÖKYAYLA, (Yayım Sözleşmesi), s.1142; CUMALIOĞLU, s.103-104; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.22. Esasen, TBK’nın yayım sözleşmesine ilişkin hükümlerinde “fikir ve sanat eseri sahibi veya halefi” ibaresinin kullanılması, mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nun (OR) Fransızca metninden yapılan çeviri nedeniyledir. Mehazın Almanca metninde ise daha yalın ve anlaşılır bir ifade olan “Verlaggeber” yani “yayımlatan” sözcüğü kullanılmaktadır. Buradan yola çıkarak, Türk doktrininde de “yayımlatan” sözcüğüne rağbet edilmektedir. – YAVUZ, s.601.

128 ÖZTAN, s.778-779.

129 YAVUZ, s.602. Doktrinde yayımcının mutlaka kendi adına bir yayınevi işletmesinin şart olmadığını belirtenler de mevcuttur. Bkz. CUMALIOĞLU, s.127.

130 GÖKYAYLA, Emre, Telif Hakkı ve Telif Hakkının Devri Sözleşmesi, (Telif Hakkı), Yetkin Yayınevi, Ankara, 2000, s. 235; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.33.

28

teslimi şart değildir; tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi yeterlidir.131

Bu sözleşme, hem borçlandırıcı hem de tasarrufi niteliktedir. Sözleşme ile yayımlatan, eserin çoğaltma ve yayma haklarını yayımcıya devretme borcu altına girerken, yayımcı da eseri çoğaltma ve yayma borcu altına girmektedir. TBK m.489(1) uyarınca, yayım sözleşmesi ile yayımlatanın hakları, sözleşmenin ifasının gerektirdiği ölçüde ve süreyle yayımcıya geçmektedir. Bu da, sözleşmenin tasarrufi işlem niteliğini göstermektedir.132

Günümüzdeki hâkim fikre göre, yayım sözleşmesi, iki tarafa borç yükleyen (sinallagmatik) ve ivazlı bir sözleşmedir. Yayımlatanın çoğaltma ve yayma haklarını yayımcıya devretme borcu ile yayımcının eseri çoğaltma ve yayma borcu arasında bir sinallagma, yani bir mübadele ilişkisi mevcuttur. Tarafların edimleri birbirinin nedeni ve sonucudur. Her iki taraf da hem alacaklı hem de borçludur. 133

Doktrinde yer alan bir görüşe göre, yayım sözleşmesi sürekli borç doğuran sözleşmeniteliği taşımaktadır. Çünkü yayımlatan, eseri, çoğaltılması ve yayınlanması amacıyla, belli bir süre için devamlı surette yayımcıya bırakmaktadır. Yayımcı da bu süre içerisinde eserin çoğaltılması, yayılması, sürümünün artırılması için tanıtım ve reklam faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi borcu altındadır. Tarafların asli edimleri sürekli nitelik arz ettiğinden, yayım sözleşmesinin de sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğu kabul edilmektedir.134

Karşı görüşe göre, yayım sözleşmesi ani edimli borç ilişkisi yaratır. Çünkü yayımcının eseri çoğaltması ve yayması ile sözleşme konusu edim bir defada, ani olarak ifa edilmiş olacaktır. Yayımlatanın eseri, yayımcıya bırakma borcu ise bir yan edim olarak değerlendirilmektedir.135

131 GİRİTLİOĞLU, Necla, Yayın Sözleşmesi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, Cezaevi Matbaası, İstanbul, 1967, s.36; YAVUZ, s.608; GÖKYAYLA, (Telif Hakkı),s.235; CUMALIOĞLU, s.65. Bu sözleşmenin geçerli şekilde kurulabilmesi için, TBK m.488 uyarınca yazılı şekilde yapılması gerekir.

Yayım sözleşmesinin şekline ilişkin detaylı bilgi için bkz. ZEVKLİLER/GÖKYAYLA, s.587.

132FRANKO, Nisim İ., Türk Borçlar Kanunu’na Göre Yayın Sözleşmesinin Hükümleri, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Ankara, 1981,s.5; TEKİNALP, s.253; YAVUZ, s.609;

ZEVKLİLER/GÖKYAYLA, s.581; GÖKYAYLA, (Telif Hakkı), s.235; CUMALIOĞLU, s.65-66;

ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.34-35.

133HIRSCH, Ernst E., Hukuki Bakımdan Fikri Say, İkinci Cilt, İktisadi Yürüyüş Matbaası ve Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1943, s.246; FRANKO,s.5; TEKİNALP, s.253-254; YAVUZ, s.609;

ZEVKLİLER/ERTAŞ/HAVUTCU/AYDOĞDU/CUMALIOĞLU, s.608; GÖKYAYLA, (Yayım Sözleşmesi), s.1134; GÖKYAYLA, (Telif Hakkı), s.235; CUMALIOĞLU, s.70; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.33; ATEŞ, (Eser), s.408. Yayım sözleşmesinin tam anlamıyla sinallagmatik bir sözleşme olmadığı yönündeki görüşleriçin bkz. CUMALIOĞLU, s.66-70.

134SELİÇİ, s.27; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.36.

135 SELİÇİ, s.76.

29

Değinilen görüşler arasından, yayım sözleşmesinin sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğu yönündeki görüş isabetli gözükmektedir. Zira, yayımcının asli borcu olan eserin çoğaltılması ve yayımlanması borcunun ifası, anlık olarak gerçekleşmemekte, belirli bir zaman kesiti içerisinde yerine getirilmektedir. Özellikle, eserin birden fazla baskısının yapılmasının kararlaştırıldığı hallerde, bu nitelik daha da belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Yayımlatan da, bu süre zarfında, eseri devamlı surette yayımcıya bırakmakla yükümlüdür. Bu, yayımlatanın yan edim yükümlülüğü değil, asli borçlarındandır.

TBK m.490(1) hükmü de yayım sözleşmesinin sürekli borç doğuran sözleşme niteliğine işaret etmektedir. Nitekim ilgili hükme göre “Yayımlatan, sözleşmede kararlaştırılan süre sona ermedikçe veya süre belirlenmemişse kararlaştırılan baskı adedinin tükenmesi için alışılmış süre geçmedikçe, eserin tamamı veya bir bölümü üzerinde, yayımcının zararına olacak biçimde tasarrufta bulunamaz”. Buradan yola çıkıldığında, yayım sözleşmesinin kural olarak belirli süreli olarak yapıldığı;

sözleşmede süre belirlenmemişse, sözleşmesel yükümlülüklerin en azından kararlaştırılan baskı adedinin tükenmesi için alışılmış süre doluncaya dek varlığını sürdüreceği, yani sözleşmenin de hiç olmazsa bu sürenin sonuna dek yürürlükte kalacağı sonucuna varılmaktadır. Tarafların asli edimlerinin bir süreklilik arz ettiği açıktır. Ayrıca, tarafların sözleşme süresi boyunca birbirinin zararına tasarrufta bulunmama yükümü de taraflar arasında, sürekli borç doğuran sözleşmelere özgü bir güven ilişkisi olduğunu göstermektedir.136

Bunun yanı sıra, doktrinde lisans sözleşmesinde lisans veren bakımından yapılan değerlendirmenin yayım sözleşmesinde yayımlatan bakımından da geçerli kabul edilmesi gerekir. Nitekim, gayri maddi bir malın kullanım yetkisinin bir başka kimseye devrini konu edinmesi nedeniyle yayım sözleşmesine benzer bir sözleşme olarak değerlendirilen lisans sözleşmesinde; lisans verenin borcunun hakkın kullanımını devir ile sona ermeyeceği, bundan sonra da eseri lisans alanın kullanımına hazır bulundurmakla yükümlü olmaya devam edeceği belirtilmektedir. Bu gerekçeyle, doktrinde lisans sözleşmesi sürekli edimli bir sözleşme olarak değerlendirilmektedir.137 Aynı şekilde, yayım sözleşmesinde de, eseri teslim ile yayımlatanın borcu sona ermez. Aksine, yayımlatan bundan sonra da eserin

136 ERTAŞ, Ş., s.3096.

137AYDINCIK, Şirin, Fikri Haklara İlişkin Lisans Sözleşmeleri, Arıkan Yayıncılık, İstanbul, 2006, s.73-74.

30

yayımcının kullanımına hazır olarak bulundurması ve sözleşmenin amacına ulaşması için kendisinden makul olarak beklenecek şeyleri yapması gerekmektedir. Bu nedenle, yayım sözleşmesinin sürekli borç doğuran bir sözleşme kabul edilmesi isabetli gözükmektedir.

B. Unsurları

Yayım sözleşmesinin tanımını yapan TBK m. 487 hükmünden yola çıkılarak sözleşmenin unsurları tespit edilmek istendiğinde, üç unsur karşımıza çıkmaktadır:

Çoğaltmaya ve yaymaya elverişli bir fikir veya sanat eseri, söz konusu eserin çoğaltılması ve yayılması içinyayımcıya bırakılması ve tarafların anlaşması.138

Sözleşmenin ilk unsuru, çoğaltmaya ve yaymaya elverişli bir fikir veya sanat eserinin varlığıdır. TBK m.487 hükmünde sözü edilen “eser” kavramı, eser sözleşmesi kapsamındaki “eser” kavramından farklıdır. Yayım sözleşmesi bakımından eser, bir fikri çabanın ürününü ifade etmek üzere kullanılmıştır ve bu bağlamda, bir Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku terimidir.139 Nitekim, TBK m.487 hükmünün gerekçesinde de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na atıfta bulunulmaktadır.140 Yayım sözleşmesi bakımından, TBK hükümlerinin yanı sıra konuya ilişkin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri de dikkate alınmalıdır.141 Nitekim eser kavramının tanımına TBK’da değil, FSEK’de yer verilmiştir. FSEK Madde 1/B hükmü eseri

sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlamaktadır.142 Doktrinde bir görüşe göre, yayım sözleşmesi bakımından FSEK’de yer alan bu tanımın kapsamının daraltılması gerekmektedir. Buna göre, FSEK’de dört eser kategorisi sayılmasına rağmen, yayım sözleşmesine konu olabilecek eserler sadece ilk kategoridir, yani ilim ve edebiyat eserleridir.143 Daha makul olarak kabul edilebilecek karşı görüşe göre ise, ilim ve edebiyat eserlerinin yanı sıra, FSEK’de sayılan diğer eser kategorileri de, çoğaltmaya ve yaymaya elverişli oldukları takdirde yayım

138ATEŞ, (Eser), s.408. Bir başka görüşe göre, yayım sözleşmesinin ikinci unsuru “bu eser üzerinde mevcut ve korunan çoğaltma ve yayma hakları” olarak kabul edilmektedir. Bu görüşe göre, eserin yayımcıya bırakılması bir unsur değil, yayımlatanın bir borcudur. – CUMALIOĞLU, s.28.

139 CUMALIOĞLU, s.33.

140CUMALIOĞLU, s.29.

141TEKİNALP, s.252; GÖKYAYLA, (Yayım Sözleşmesi), s.1136.

142 “Eser” teriminin tanımına, kapsamına ve bu bağlamda “fikir veya sanat eseri” ifadesinden ne anlaşılması gerektiğine ilişkin olarak detaylı bilgi için bkz. ÖZTAN, s.81-98; CUMALIOĞLU, s.31- 49; ATEŞ, (Eser), s.3-4; TÜYSÜZ, Mustafa, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Çerçevesinde Fikri Haklar Üzerindeki Sözleşmeler, Yetkin Yayınları, Ankara, 2007, s. 33-42;.

KARAHAN/SULUK/SARAÇ/NAL, s.42-82; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.3-11.

143 ZEVKLİLER/GÖKYAYLA, s.582.

31

sözleşmesine konu edilebilmektedir. Bu bağlamda, besteler, şarkılar, müzik notaları gibi müzik eserleri; resimler, fotoğraflar, portreler gibi güzel sanat eserleri ya da sinema filmleri, çoğaltmaya ve yayına müsait oldukları takdirde, yayım sözleşmesinin konusunu oluşturabilmektedir.144

Çoğaltma ve yaymaya elverişli bir eserden söz edebilmek için ise, söz konusu eserin bir veya birden fazla kopya haline getirilebilir145 ve bu eserin aslının veya çoğaltılmış kopyalarının herhangi bir yolla (satış, kiralama, ödünç verme vb.) piyasaya sürülebilir olması gerekir.146

İkinci unsur olan söz konusu eserin çoğaltılması ve yayılması için yayımcıya bırakılması ise, esasen yayım sözleşmesinin amacını tayin eder. Nitekim yayım sözleşmesi eserin çoğaltılması ve bu sayede elde edilen nüshaların piyasaya sürülmesi amacıyla gerçekleştirilen bir sözleşmedir. Bu nedenle, yayımlatanın bu amacı sağlamak üzere eseri yayımcıya bırakması yayım sözleşmesinin bir unsuru olarak değerlendirilmektedir.147

Tıpkı diğer rızai sözleşmeler gibi, yayım sözleşmesi bakımından da tarafların anlaşması, sözleşmenin kurulabilmesi için gerekli bir unsurdur. Sözleşmenin objektif ve sübjektif esaslı unsurları148 (essentialia negotii) üzerinde anlaşılması ile sözleşme kurulmuş olur. Yayım sözleşmesi bakımından esaslı unsurlar, eser üzerindeki çoğaltma ve yayma haklarının devri ile çoğaltma ve yayma edimidir.149 Sübjektif esaslı unsurlar ise sözleşmenin kurulması için yasa gereği zorunlu olmayan ancak taraflar için özel önem arz ettiğinden esaslı unsur hale getirilen noktalardır; bu nedenle sözleşme özelinde belirlenmektedirler.150 Gerek objektif gerekse de sübjektif esaslı unsurlar üzerinde anlaşmaya varılması durumunda, yayım sözleşmesinin üçüncü unsuru da tamamlanmış ve sözleşme kurulmuş olmaktadır.

144 TEKİNALP, s.125-127; ÖZTAN, s.779; GÖKYAYLA, (Yayım Sözleşmesi), s.1137;

CUMALIOĞLU, s.50; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.3. Ayrıca, yayım sözleşmesine konu olabilecek eserlerin yalnızca klasik yöntemlerle basılmaya elverişli eserlerle sınırlı olup olmadığı konusunda bkz. GÖKYAYLA,(Yayım Sözleşmesi), s.1143.

145 Yayım sözleşmesine konu olabilecek eserlerin klasik yöntemlerle basılmaya elverişli eserlerle sınırlı olup olmadığı konusundaki tartışmalara ilişkin olarak bkz. GÖKYAYLA, (Yayım Sözleşmesi), s.1143- 1147.

146 ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.13-14; KARAHAN/SULUK/SARA/NAL, s.97.

Çoğaltmaya ve yaymaya elverişlilik hakkında kapsamlı bilgi için bkz. CUMALIOĞLU, s.50-51;

TÜYSÜZ, s.59-61; ATEŞ, (Eser), s.409-411; KARAHAN/SULUK/SARAÇ/NAL, s.94-101; ARKAN SERİM, (Yayım Sözleşmesi), s.11-19.

147ATEŞ, (Eser), s.409; CUMALIOĞLU, s.65.

148 “Sözleşmenin objektif ve sübjektif esaslı unsurları” ifadesinden ne anlaşılması gerektiğine ilişkin detaylı bilgi için bkz. KILIÇOĞLU, A., Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 21.Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2017, s.83-84.

149ZEVKLİLER/GÖKYAYLA, s.581; YAVUZ, s.601-601; CUMALIOĞLU, s.64.

150 KILIÇOĞLU, A., s.84.

32

C. Yayım Sözleşmesi Kapsamındaki İş Görme Borcunun İş